HAKSÖZ HABER
CHP ve Kemalistler iktidara yönelik olarak dile getirdikleri “tek adam yönetimi”, “otoriterleşme”, “diktatörlük” ve benzeri eleştiri ve karşı çıkışların kendi partilerinin kurucuları ve övünçle sahiplendikleri “tek parti dönemi” için hayli hayli geçerli olduğunu unutuyorlar.
Bu yalın hakikat atlanınca da CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun Twitter üzerinden Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in şu sözlerine paylaşmasında olduğu gibi trajikomik durumlar ortaya çıkıyor:
“Zelenskiy: ‘Odalarınızda resmimimin olmasını istemiyorum. Devlet başkanı ikona değildir, idol değildir. Oraya benimki yerine çocuklarınızın fotoğrafını asın ve ne zaman bir karar alacak olsanız onların gözlerine bakın.’ Özellikle bugünlerde o kadar büyük bir ihtiyaç ki..”
Aslında sosyal medya jargonuyla buna cevap verilecek olsa şöyle söylenebilir: Fıkra bu kadar
Ama Türkiye’deki Mustafa Kemal resim ve büstleriyle ilgili fıkra burada bitmiyor. Mustafa Kemal’in resimlerinin asılmasının zorunlu olduğu kurumların haricinde noterler, eczaneler, meslek odalarına kadar bu işin adeta bir zorunluluk gibi kabul edilmesini sağlayacak şekilde oluşturulan siyasi-sosyal atmosfer, 19 Mayıs’larda Atatürk’ün Samsuna’a ayak basışını temsilen gemilerde taşınıp karaya çıkartılan Atatürk büstleri, Mustafa Kemal’in büstüne zarar verdiği için cezalandırılan inekler ve benzeri bir çok “renkli” unsuru içinde barındıran bir fıkra bu.
Canan Kaftancıoğlu’nun Cumhurbaşkanının devletin başı olarak resimlerinin resmi dairelerde ve makam odalarında asılmasını eleştirmesi doğru bir eleştiri, ancak herkes için geçerli olması gereken doğru bir eleştiri.
Son olarak Hakan Albayrak’ın aktarımıyla Merhum Aliya İzzetbegoviç’in kendi altında çalışan Bosnalı bir bürokratın odasına Tito’nun resmini asmasıyla ilgili yorumunu Canan hanıma haber vermiş olalım: “Benim resmimi asmasın da kimin resmini asarsa assın.”