Cami hassasiyetimizi yitirdik mi?

Ahmet Varol, Gazze ve Hindistan'da camilere yönelik saldırıların yeterli tepkiyi almadığına dikkat çekiyor.

Ahmet Varol / Yeni Akit

Camiler Müslümanlardan şikayetçi

Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: 

“Allah’ın mescitlerinde O’nun adının anılmasını engelleyen ve onların yıkılmasına çalışandan daha zalim kim olabilir? Bunların oralara ancak korku içinde girmeleri gerekir. Onlara dünyada bir rezillik vardır. Onlar için ahirette de büyük bir azap vardır.” (Bakara, 2/114)

İşgal rejiminin Gazze’ye yönelik son soykırım saldırılarında şimdiye kadar 1000’den fazla cami tahrip edildi. Bunların çoğu tamamen, bazıları kısmen yıkıldı. Ama kısmen yıkılanların çoğu da kullanılamaz hale geldiği için tamamen yıkılıp yeniden inşa edilmesi gerekiyor. 

Normalde ibadet mekanlarının kasten vurulması savaş suçudur. Ancak işgal güçlerinin Gazze’de cami ve kiliseleri vurmasını kimse sorguya çekmedi. 

İşgal rejiminin camileri özellikle hedef almasının iki sebebi var: Biri buralarda insanların toplu olarak bulunabileceği beklentisiyle katliam yapma arzusu. Çünkü işgal rejimi tam bir soykırım yaptığından kullandığı bombaların ve füzelerin mümkün olduğu kadar çok can almasını istiyor. 

İkinci sebep ise camilere duyduğu kin ve nefret. Camilerin Müslümanların mabetleri olmasından dolayı zaten bir kini var. Ayrıca işgale karşı direniş ruhunu canlı tutan neslin son dönemde hep camilerle gönül bağı olduğunu, onlara fedakarlık ve cihad ruhunun buralarda verildiğini, buralarda eğitimlerden geçenlerin siyonist işgal karşısında çok daha kararlı ve dirençli olduklarını görüyordu. O yüzden buraları tamamen imha etmek, işgale karşı direniş ruhunu canlı tutan eğitim ve bilinçlendirme faaliyetlerinin ana merkezlerini tümüyle ortadan kaldırmak istiyor. Bu itibarla “Hamas’ı yok ediyoruz” iddiasında bulunurken, gerçekte yok ettiği camilerdir. 

Bu iki sebepten dolayıdır ki siyonist işgalciler sadece son dönemde değil daha önceki saldırı ve savaşlarında da camileri özellikle hedef almış ve çok sayıda caminin yıkılmasına sebep olmuşlardır. 

Geçtiğimiz günlerde Hindistan’da Babri Camisi olarak da isimlendirilen Babür Camisi’nin yerine inşa edilen Hindu Tapınağı resmi törenle açıldı. 

Hindular, Moğol İmparatoru Babür Şah tarafından yaptırılmış olan bu caminin, kendilerinin binlerce tanrılarından biri olan Ram’ın doğduğu yer üzerine inşa edildiği iddiasıyla yıkılıp yerine Hindu tapınağı yapılması için yıllarca saldırılar düzenlediler.

Aslında bu cami 1528’de inşa edildiği halde Hinduların bu iddiası 20. yüzyılda ortaya çıktı. Üstelik ellerinde, binlerce yıl önce doğmuş Ram’ın tam Babür Camisi’nin inşa edildiği noktada doğduğuna dair tarihi hiçbir kanıt yok. Onun Ayota’da doğduğuna dair rivayetler ise Hinduların iddialarına gerekçe oluşturacak nitelikte değildi. Ancak kasıtlı olarak ortaya atılan iddia ile galeyana getirilen kalabalık Hindu gruplar sık sık bu camiye karşı çeşitli saldırılarda bulundu ve çıkan çatışmalarda çoğunluğu Müslüman olmak üzere çok sayıda insan öldü.

Hindular Babür Camisi’ne yönelik saldırılarını 1992 sonlarına doğru iyice yoğunlaştırdılar. 4 Aralık 1992 Cuma günü 50 bin kadar Hindu, Babür Camisi önünde toplanarak büyük bir gösteri yaptı. Ertesi gün de kalabalık gruplarla camiye saldırıda bulunarak 460 yıllık tarihi Babür Camisi’ni yerle bir ettiler. 

Bu saldırı Hindistan’ın içinde de dışında da Hindularla Müslümanlar arasında geniş çaplı çatışmalara sebep oldu. Hindistan içinde çıkan çatışmalarda iki binden fazla insan öldü. Bunların çoğu olaylara müdahale eden polisin açtığı ateşle canlarını kaybetti. Polis özellikle Müslümanlara saldırdığından onun saldırıyla ölenlerin tamamı Müslümanlardandı.

Bir yanda Hindu ırkçısıyla Siyonistiyle İslam düşmanları camilerimize saldırıp onları yıkarken öbür yanda biz Müslümanlar camilere sahip çıkma konusunda yeterince duyarlı olamadığımız gibi ayakta kalabilen camilerimizi ihya etme konusunda da gereken gayreti gösteremiyoruz. Mesela bizim mahallenin camisine gittiğimde bazen imamın, birisi gelse de cemaat yapsak diye tek başına beklediğini görüyorum. Kısacası camilerimiz mahzun! Camilerimiz Müslümanlardan şikayetçi!

Yorum Analiz Haberleri

Siyonistlerden dost olmaz, ne Kürtlere ne de bir başkasına
“AB İsrail’i daha ne kadar koruyacak?”
“BM Siyonizm'i ırkçılık saysın”
Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası