Çalışmayan milletvekilinin maaşı neden ödeniyor?

Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bulunan 582 milletvekilinden 79’un mecliste herhangi bir çalışmaya aktif katılım sağlamadığı ortaya çıktı. Çalışmayan vekiller aylık 25 bin liradan yıllık 300 bin liralık maaşlarını ise almakta bir beis görmedi.

HAKSÖZ HABER

‘Zenginin malı züğürdün çenesini yorar’ dedikleri bir durumdan bahsetmiyoruz. Çalışmadan, seçilmiş olmanın getirdiği imtiyazlardan sıklıkla faydalanan vekillerin aldıkları maaşların fazla olduğunu, neden vekile maaş verilmemesi gerektiği üzerinde durmak istiyoruz.

Mecliste kimi vekillerin el kaldırıp indirmekten, oylamalara dahil olmanın ötesinde eylemlere giriştiği, komisyonlar oluşturduğu, önergeler verip kamuyu aydınlatacak, kamu yararına olacak işlerin önünü açmaktan zamanı olmazken, kimi vekiller ise pasif kalmaya devam ediyor.

Yılda bir vekil ortalama sadece vekilliğinden ötürü 300 bin liralık bir maaş alarak, oldukça lüks takımlar, gözlükler, fularlar veya çantalar almaya devam ederken, vekilliğin zaruri koşulu olarak da mecliste koşuşturmaca içerisinde olması gerekirdi. Ancak görünen o ki birçok vekil koşuşturmaca yerine kayıplarda…

Aynı vekiller asgari ücret tartışmalarına dahil olup milyonlarca kişinin 2 bin 825 liralık iaşesinde ağırlıklı söz sahibi oluyor. Üstelik kimi vekiller ne dediklerini kendilerinin de anlamadığı bir şekilde ekonomik, siyasi ve toplumsal ilişkilere dair yorumlarda bulunarak gündemi meşgul ediyor.

Birçok vekil derken 79 vekilden bahsediyoruz. Yani sorun bireysel değil, genel bir durum haline gelmiş. Peki vekiller her yıl kendi maaşlarına hele de emeklilik maaşlarına neden var olduğunu milletin dahi anlamadığı “vekil emekliliği maaşları”na zam yapıyor ve kamuyu zarara uğratıyor?

Ekonomik sıkıntıların arttığı şu zamanlarda toplumda “4 yıl yapılan bir işin ardından ömür boyu maaş alma hakkını neden vekile tanıyoruz?” sorusu yeniden sorulmaya başlandı.

Vekillerin bu yüksek maaşları, hayatımızı ve bulunduğumuz ülkeyi bizim bilmediğimiz, görmediğimiz ya da göremeyeceğimiz şekillerde iyileştirdiği için hak ettiğini söyleyebilir miyiz? Vekil olmak gönüllük esasına bağlı bir yönetime katılma iştiraki iken, Türkiye’de, “Ankara’da bir tanıdığımız olsun işimizi halleder” mantığı ile gerçekleştirilmiyor mu? Meclistekiler aksini iddia etseler de vekillerin yakınlarını kayırmadığını kim iddia edebilir?

İhalelerde, yolsuzluklarda, siyasi ve ekonomik rantlarda, suç örgütlerinden maaş almada, gazetecileri yönlendirmede ve daha birçok kirli ilişki ağında olduğu iddia edilen yüzlerce vekil, geldi geçti veya hala görevde…

Emekli olduklarında bu vekiller, 15 bin TL’lik maaşı almaktan da kendilerini men etmeyecekler. Veya eski vekil olmanın getirmiş olduğu caka ile ülke kurtarmış havasında mahallede, trafikte karşımıza çıkmaktan çekinmeyecek! Hem de utanmadan…

Meclise tek bir gün bile uğramayan vekillerin olduğu kayıtlara geçerken, mesailerinin çoğunu meclis çevresindeki lokallerde hemşerileri ile sohbet ederek, belediyelerin açılışlarında yer alarak harcayan vekillerin kim olduğuna yakından bakalım.

Araştırma, soruşturma, genel görüşme, soru önergesi gibi yürütmeyi denetleme yöntemlerine başvurmayan, TBMM Genel Kurulu ve komisyonlarda da hiç söz almayan vekillerin sayısı 79 olarak kayıtlara geçti.

Bu 79 vekil arasında, “Ahmet Zenbilci, Fatih Şahin, Hacı Turan, Yalçın Akdoğan, Tuğrul Türkeş, Mustafa Köse, Seda Nur Çelik, Adil Çelik, Fetani Battal, Selim Yağcı, Ferdi Berdibek, Osman Mesten, Ebubekir Bal, Metin Bulut, Sermin Balık, Zülfü Demirbağ, Tolga Ağar, Selami Altınok, Emine Nur Günay, Hacı Osman Akgül, Husret Dinç, Hacı Bayram Türkoğlu, Mehmet Uğur Gözgöz, Recep Özel, Ahmet Mücahit Arınç, Canan Kalsın, Mehmet Doğan Kubat, Nurettin Canikli, Binali Yıldırım, Alpay Özalan, Hamza Dağ, Recep Şeker, Hakkı Köylü, Taner Yıldız, Gülay Samancı, İsmail Bilen, Mehmet Ali Özkan, Tamer Akkal, Cengiz Demirkaya, Mehmet Yavuz Demir, Mehmet Emin Şimşek, Şenel Yediyıldız, Hayati Yazıcı, Osman Ören, Ahmet Akay, Halil Özcan, İbrahim Halil Yıldız, Mehmet Ali Cevheri, Rizgin Birlik, Adnan Günnar, Meliha Akyol, Bekir Bozdağ. Jülide Sarıeroğlu, İlknur İnceöz, Ali İhsan Arslan, Barış Aydın, Ahmet Sami Ceylan, Harun Karacan, Alev Dedegil, Aziz Babuşcu, Mehmet Özhaseki, Cemil Yaman, Murat Baybatur, Ergün Taşcı, Muhammed Avcı, Ali İhsan Yavuz, Kenan Sofuoğlu, Eşref Fakıbaba, Mehmet AltayAK Parti’den olurken, CHP’den İlhan Kesici ve Deniz Baykal, MHP’den Devlet Bahçeli, İsmet Büyükataman, Muharrem Varlı, Yaşar Yıldırım, Semih Yalçın, Yenilik Partisi’nden Öztürk Yılmaz, Bağımsızlardan Mensur Işık ve Fatih Mehmet Şeker oldu.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!