Çalışma hayatının temel sorunlarını aşmak için ne adımlar atıldı?

Tarkan Zengin başta EYT'liler olmak üzere sabit ve dar gelirli gruplar hakkında yapılacak düzenlemeleri inceliyor.

Öğr. Gör. Tarkan Zengin / Açık Görüş

Çalışma hayatının temel sorunlarında sona doğru

Çalışma hayatında çok geniş kesimleri ilgilendiren sorunlar, emekçilerin beklentileri çerçevesinde tek tek çözüme kavuşturuluyor. Hükümet, salgınla birlikte girdiğimiz zorlu süreçte dar ve sabit gelirlileri destekleyecek politikalar hayata geçirerek geniş emek kesimlerinin hayatlarını kolaylaştırmaya çalışıyor. Salgının etkilerinin ortadan kalkmaya başladığı bir dönemde başka riskler ortaya çıktı. Küresel riskler ve savaşların etkisiyle enerji ve gıda fiyatlarında önemli artışlar yaşandı. Bu durum tüm dünyayı etkisi altına aldığı gibi ülkemizde de hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon olarak emekçi kesimleri etkiledi. Yüksek enflasyonla birlikte satın alma gücü azalan işçi, memur, emekli gibi dar ve sabit gelirlilerin gelirlerini artıracak tedbirler uygulamaya alındı. Asgari ücret ile işçi, memur ve emeklilerin maaşlarının enflasyonun tahribatına karşı korunmasına yönelik adımlar atıldı. Ayrıca bu dönemde maaş zamları dışında işçilerin, memurların, emeklilerin birtakım sorunları da çözülerek bu kesimlerin gelirlerini artıran politikalar hayata geçirildi. 2022 yılının başında emek hareketinin sorunları dosyalar halinde masaya kondu ve tek tek gündeme alınarak çözülüyor. 3600 ek gösterge düzenlemesi tamamlandı. Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT), sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi ve geçici işlerle ilgili düzenlemelerin 2022 yılı bitmeden tamamlanması için çalışmalar devam ediyor. Diğer taraftan 2023 yılında geçerli olacak asgari ücret görüşmeleri ise başladı. Taşerondan kadroya geçmek isteyenler başta olmak üzere orduevleri, polisevleri, öğretmenevleri, hastane yemekhane çalışanları, hastane bilgi yönetim sistemi çalışanları, TSE inceleme elemanları ve proje bazlı çalışanlar gibi çok sayıda çalışanın da kadro talepleri devam ediyor.

3600 ek gösterge...

Milyonlarca kamu görevlisi açısından merakla beklenen ek gösterge çalışmasının yasalaşma süreci tamamlandı. Sadece dört meslek grubu için başlayan çalışmanın kapsamı genişletilerek 5 milyon 300 bin kamu çalışanını etkiledi. Tüm memurlara ilave 600 ek gösterge verildi. Daha önce ek göstergesi olmayanlar da ilk defa ek göstergeye kavuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 6 Haziran 2022 tarihinde kamuoyuna satır başları açıklanan düzenleme, 5 Temmuz 2022 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak kanunlaştı. 28 yıl aradan sonra çok geniş kapsamlı bir ek gösterge düzenlemesi yapıldı. Öğretmenler, polisler, din görevlileri, hemşireler ve şube müdürlerinin ek göstergeleri 3600'e çıkarıldı. 15 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girecek yasayla birlikte 3600 ek göstergeye çıkarılanların emekli maaşları ve ikramiyeleri yüzde 21,9 ile yüzde 24,7 oranında artacak.

Sözleşmeliye memur kadrosu...

Kamuda çalışan sözleşmeli personelin memur kadrolarına geçirileceğini ilişkin uzun zamandır süren çalışmalarla ilgili Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan 28 Kasım 2022 tarihli Kabine toplantısı sonrasında büyük bir müjde verdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın detaylarını açıkladığı çalışmaya göre hiçbir sınırlamaya tabi tutulmadan tüm sözleşmeli personel memur kadrolarına geçirildi. Bakanlığın yaptığı açıklamaya göre 424 bin sözleşmeli personelden kadroya geçirilecek şunlar:

Şu anda görevde bulunan sözleşmeli personellerden

1- 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesi kapsamındakiler (4/C'den 4/B'ye geçenler dâhil)

2- Bazı kurumsal sözleşmeli personel

3- Mahalli idarelerde görev yapan sözleşmeli personel,

4- 3+1 modeline göre istihdam edilen sözleşmeli öğretmenler, sağlık personeli ve din görevlileri,isteğe bağlı olarak ve süre şartı aranmaksızın hemen kadroya geçirilecek.

Kadroya geçirilen sözleşmeli personelin 4 yıl ve üzerinde hizmeti bulunanlar kurum içi veya kurumlar arası nakil hakkını kullanabilecekler. 4 yıldan az hizmeti bulunanlar ise 4 yılı tamamladıktan sonra bu haklarını kullanabilecekler. Mahalli idarelerde ise nakil hakkı sadece mahalli idareler arasında olacak.

Kadro düzenlemesi yapıldıktan sonra yeni istihdam edilecek sözleşmeli personelin temel dayanağı 657 sayılı Kanunun 4/B maddesi olacak. Bununla birlikte çok fazla sayıdaki sözleşme sayısı ve mevzuat karmaşası giderilmiş olacaktır. Yeni istihdam edilecek sözleşmeli personellerde 3 yıl sözleşmeli olarak görev yaptıktan sonra memur kadrolarına atanacak ve atandıktan sonra da 1 yıl süreyle kurum içi veya kurumlar arası naklinin yapılamayacak. Çalışma hayatı açısından önemli bir beklenti olan sözleşmeli personelin memur kadrolarına atanmaları meselesi de bu yıl bitmeden yasalaşarak çözülen dosyalardan biri olacaktır.

Yaş şartı kalkıyor

8 Eylül 1999'da yürürlüğe giren 4447 sayılı kanun ile 8 Eylül 1999'dan önce sigortalı olanların emekliliği hak etme şartları değiştirildi. Yapılan değişiklikle emekliliğe hak kazanmak için sigortalılık süresi ve prim gün sayısına ilaveten yaş şartı getirildi. 8 Eylül 1999 tarihinden önce kadın 20 yıl, erkek 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 gün prim ödemeyle emekli olma hakkı değiştirilerek kademeli yaş şartı getirildi. Bu değişiklik ile çalışanların emeklilik süreleri 2 ila 18 yıl arasında uzadı. Yaş dışındaki şartlarını yerine getirenler kendilerini emeklilikte yaşa takılanlar olarak niteledi. 8 Eylül 1999 öncesinde işe giren emeklilikte yaşa takılanların temel beklentisi, 8 Eylül 1999'da yapılan değişiklikle getirilen yaş şartının kendileri için uygulanmaması. Çalışma Bakanı Vedat Bilgin'in bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı açıklamalara baktığımızda emekçilerin yaş şartının kaldırılmasına yönelik taleplerinin dikkate alınacağı görülmektedir.

Bakan Bilgin yaptığı açıklamada kapsamda ne kadar kişinin yer alacağına ilişkin şunları söyledi: "Diğer iki şartı doldurup yaşı bekleyenler var. 'Hiç yaş şartı olmasaydı bugün kaç kişi emekli olabilir' diye baktık. Bunların sayısı aydan aya değişiyor. Haziran rakamları 1,5 milyonun biraz üzerindeydi. Yarın bu sayı 1,6 milyon, 1,7 milyon veya aralık sonu itibarıyla da tahmin ediyorum Meclis'ten kanun çıkarken bakılacak 2 milyon civarında olabilir veya değişebilir. Biz bunları dikkate alan bir çalışma yapıyoruz. Yani şu an iki şartı doldurup emekli olabileceklerin sayısı 1,6 milyon civarında. Yarın biraz daha artabilir. Biz onlarla ilgili bir düzenleme yapıyoruz. Yaş şartı hiç olmasaydı emekli olabileceklerden bahsediyorum. O iki şartta bir değişiklik yapmıyoruz. Süreç devam ediyor. Düzenlemenin kapsamını çalışmamız bittikten sonra kamuoyuyla paylaşacağız." EYT ile ilgili kanun teklifinin Aralık ayında TBMM'ye geleceği öngörülmektedir. Çalışma hayatının belki de en önemli beklentilerinden birinin daha gerçekleşecek olması son derece önemli bir gelişmedir.

Teşvik yöntemleri

EYT düzenlemesiyle birlikte emekli olacakların sayısının artmasının bazı sorunlara neden olabileceği tartışılmaktadır. Mesela nitelikli işgücünün emekli olması bazı işyerlerini zor durumda bırakabileceği söylenmektedir. Ancak özel sektörde hem emekli maaşı almak hem de işyerinde çalışarak ücret almak mümkündür. Bu nedenle özel sektör işverenleri nitelikli işgücünü emekli olsa bile işyerinde çalıştırmak için çeşitli teşvik yöntemleri kullanabilir. Kamuda hem emekli maaşı almak hem de çalışmak mümkün olmadığı için kamu işyerleri açısından bu sorun olabilir. Bu noktada kamuya yönelik bazı tedbirler düşünülebilir. EYT ile birlikte işçilere ödenecek kıdem tazminatına ilişkin işverenlerin finansal zorluğunu ise devletin kredilerle destekleyeceği ifade edilmektedir.

Taşerondan kadroya geçenler, EYT düzenlemesine sevinemiyorlardı. Zira taşerondan kadroya geçenler için yasada zorunlu emeklilik var. Ancak Bakanımızın yaptığı açıklamalarda taşerondan kadroya geçen yüzbinlerce kamu işçisinin zorunlu emeklilik şartının kaldırılacağı söylendi.

Asgari ücret düzenlemesi

Yukarıda bahsedilen önemli meseleler tek tek çözülürken her yıl Aralık ayında belirlenen asgari ücret tespit çalışmaları da başladı. Asgari ücret, ülkemizdeki genel ücret seviyesini de etkilediği ve bütün işçilerin ücret zamlarını belirlemede önemli bir ölçüt olarak kabul edildiği için son derece önemli. Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon dönemlerinde en çok etkilenen kesimlerden olan asgari ücretlilere yapılacak ücret artışları daha da önem kazanıyor. Devlet kamu işçilerine, memurlara ve emeklilere yaptığı zamlarla, gelir vergisi muafiyetleriyle ve sosyal desteklerle emekçi kesimlerinin satın alma gücünü artırma çalışırken özel sektörün de çalıştırdığı emekçilerin ücretlerini artırmaları gerekir.

2022 yılı net asgari ücreti 2 bin 825 liradan yüzde 50 artırılarak 4 bin 253 liraya çıkarılmıştı. Ancak işçiler açısından asgari ücretin artışı yüzde 50 iken işverenler açısından asgari ücretin maliyet artışı yüzde 39,9 olmuştu. Devlet, asgari ücretten gelir ve damga vergisi almayarak işçilerin gelirlerinin artmasını sağlamıştı. Aynı zamanda tüm ücretlilerin ve devlet memurlarının gelirlerinin asgari ücrete kadar kısmı gelir ve damga vergisinden muaf tutuldu. Böylelikle asgari ücretlilerin cebini girecek ücreti artırmak için devlet gelir vergisinden feragat etmişti.

Asgari ücret, 'Asgari Ücret Tespit Komisyonu' tarafından belirleniyor. Komisyonda 5 hükümet, 5 işveren ve 5 işçi temsilcisi yer alıyor. Kararlar çoğunluk esasına göre alınıyor. 2022 yılında asgari ücrete yapılan her iki artışın kararı tarafların oybirliğiyle alındı. Bu mutabakat çalışma barışı açısından son derece önemli. 2023 yılında da asgari ücret kararının tarafların oybirliğiyle çıkması kuvvetle muhtemel. 2023 yılında geçerli olacak asgari ücret açıklandığında işçilerde genel bir memnuniyet oluşturacağını, işverenler açısından da sürdürülebilir bir artış olacağını düşünüyorum. Nimet-külfet dengesi içinde bir karar çıkacaktır. Devlet nasıl ki bütçe imkanlarını zorlayacak çalışanları ve emeklileri koruyan politikalar uyguluyorsa işverenler de böyle dönemlerde alın teriyle geçinen işçilerini destekleyecek ücret artışı yapacaktır.

Kayıpların telafisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Küresel krizin ülkemize etkileri nedeniyle canı yanan vatandaşlarımıza kayıplarını telafi etmenin ötesinde çok daha büyük kazanımlar sağlayacak hazırlıklarımız var" diyerek millete önemli mesajlar veriyor. Bu ifade aynı zamanda milletimizin içinde bulunduğu durumun farkında olunduğunu göstermektedir. Bu nedenle geniş emek kesimlerinin sorunları dosyalar halinde çözülüyor. Çalışma hayatı bakımından tarihi bir dönemden geçiyoruz. Emekçilerin, dar ve sabit gelirlerinin ve çalışma hayatının temel sorunlarının en kapsamlı yöntemlerle çözüldüğü günlerden geçiyoruz. Çalışma hayatında altın harflerle yazılacak icraatların yapıldığı günleri yaşıyoruz.

Yorum Analiz Haberleri

Siyonistlerden dost olmaz, ne Kürtlere ne de bir başkasına
“AB İsrail’i daha ne kadar koruyacak?”
“BM Siyonizm'i ırkçılık saysın”
Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası