CHP Genel Başkanı, son haftaların demokrat söylemleri ile ünlü Kemal Kılıçdaroğlu, çabuk çarketti..
“28 Şubat’a karşıyız” dedi. “27 Nisan muhtırasını kaleme alan general, hesap vermeli” dedi..
“35. Madde değiştirilmeli” dedi.
Ama dün tüm bu açıklamalarına son noktayı koydu.
Ne dedi Kemal Bey? Aynen şunları söyledi: “Öteden beri askerlerin terfilerinde ve emekli sistemlerinde teamülleri var. Kurumları kurum yapan da bu teamülleridir. Bu teamüllere siyasetin çok fazla burnunu sokmaması gerekiyor.”
Vay canına sayın seyirciler.. Zoraki demokratlık da böyle oluyormuş demek!
Dur bakalım Kemal Bey, yolun başındaydık daha..
Ne çabuk pes ettin?
Yoksa, “Nasıl olsa kimse bunları yapmaya cesaret edemez.Ben kışkırtayım.‘35. Maddeyi kaldırın’ diyeyim. ‘Generali yargılatın’ diyeyim.. Onlar yapamasın.Ben prim toplayayım.. İktidara gelirsem de, bir gerekçe uydurur, çarkediveririm!” diye mi düşünüyordun?
Ne oldu da, o demokrat söyleminden hemen dönüverdin? Ne oldu da, askeri; “kanunî hizası”na çekme söylemine, YAŞ toplantısı sırasında son verdin?
Ne oldu da son 1 aylık tavrından çarkediverdin?
“Askerin teamülleri var” da ne demek?
Ne teamülü imiş bu?
Kanunun olduğu yerde, teamül mü olur, Kemal Bey?!
Yoksa sen, iktidara gelirsen, ülkeyi de askerin teamülleri ile mi yöneteceksin?
“Askerin teamülünde, kafasına göre darbe yapmak var, ne yapalım. Bakın 27Mayıs’a. Bakın 12 Eylül’e, 28 Şubat’a.. Ben ne yapabilirim ki? Askerin teamülü var” deyip, darbe yapmanın, askerin hakkı olduğunu mu söyleyeceksin?..
Niye böyle sert eleştiri yapıyorum?
Kanun çok açık da onun için!
Kemal Bey bilmiyorsa, Türk Silahlı Kuvvetleri Personeli Kanunu’nu okusun...
Bakalım orada, “teamül” mü diyor?
Yoksa Milli Savunma Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın imzası mı diyor?
Kemal Bey belki bulmakta zorluk çekebilir, ben kendisine kanunu ve ilgili maddesini hemen vereyim: “Madde 121 - Subay ve astsubayların atanmaları:
(...) c) Kuvvet Komutanları ve Genelkurmay İkinci Başkanı, general ve amirallerin atanmaları; Genelkurmay Başkanı’nın teklifi, Milli Savunma Bakanı’nın inhası, Başbakan’ın imzalayacağı ve Cumhurbaşkanı’nın onaylayacağı kararname ile, (...) yapılır.”
Demek ki ne imiş, çakma demokrat Kemal Bey?
Kuvvet Komutanlarının ve dahi İkinci Başkan’ın ve hatta generallerin atanmaları için; Genelkurmay Başkanı teklif edecek, Milli Savunma Bakanı inha edecek, Başbakan imzalayacak, Cumhurbaşkanı onaylayacak imiş!
Gördün mü Kemal Bey, teamül falan yok orada..
Milli Savunma Bakanı var. Başbakan var... Cumhurbaşkanı var...
Haa, bu somut düzenleme de, çakma demokrat Kemal Bey’i tatmin etmedi mi?
“Genelkurmay Başkanı ile sivil yönetim arasında ihtilaf çıkarsa, orada ne olacak” diye merak mı etti Kemal Bey?
Buyursun, kendisine onun da çözümünü, aynı maddeden aktarayım:
“(b) ve (c) bendlerinin uygulanmasında Genelkurmay Başkanı’nın teklifi üzerine, Milli Savunma Bakanı inha işlemini yapmadığı takdirde, Genelkurmay Başkanı, talebini yazı ile Başbakan’a gönderir. Başbakan kararını yazı ile Milli Savunma Bakanı’na ve Genelkurmay Başkanı’na bildirir. Başbakan’ın bu kararına uyulması zorunludur.”
Ne diyorsun, çakma demokratım?
Nasıl oluyormuş atamalar?
“Teamüllere göre” mi? Yoksa “Başbakan’ın kararı” ile mi?
Öğrendin mi Kemalim?
Yine takıldığın bir yer olursa, hiç çekinme.. Sen sor, biz öğretelim..
Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp, Kemalim!
Bir küçük hatırlatma daha, Kemal Bey’e..
Dış dünya sayfamızdan okuyabilirsin, Rusya Devlet Başkanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı’nı azarlamış! Diğer komutanlardan da bazılarını askeriyeden tardetmiş!
Rusya’nın Devlet Başkanı, “Ben burnumu askerin işine sokmam” dememiş Kemal Bey..
Senin kafadakilerin eski rehberleri bile; bak Kemal Bey “teamüller” demiyor!
Çekiyor ‘azar’ı, basıyor ‘azil’i! Gör de ibret al Kemal Bey!
Biri diğerinin işine burnunu sokmayacak ise, o; siviller değil, askerler olmalı Kemal Bey!
VAKİT