Putlar ve putçular üzerine birkaç anekdot

Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Siyer-i Nebi ve İslam Tarihi Öğretim Üyesi Hüseyin Gökalp Twitter'da oluşturduğu tweet zinciri ile Arapların Cahiliye Devrindeki putlarını ve yaşamlarını nasıl şekillendirdiğini analiz ediyor.

HAKSÖZ HABER

“Hani İbrahim şöyle demişti: ‘Rabbim! Bu şehri (Mekke) emniyetli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut! Çünkü o putlar, insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldular, Rabbim…”

İbrâhim suresinin 35-36. âyetlerinde yer alan Hz. İbrahim’in (a.s) bu duasından hareketle şehid üstad Seyyid Kutub, “Fî Zılâli’l-Kur’ân” tefsirinde çağdaş putları ve modern şirki şöyle açıklar: Hz. İbrâhim’in (a.s) Allah’tan, kendisini ve çocuklarını tapınmaktan korumasını istediği put, sadece Arapların ilkel cahiliye dönemlerinde yaptıkları gibi basit ve alelâde şekilden veya çeşitli câhili sistemlerin taş, ağaç, kuş, hayvan, yıldız, gök cismi, ateş, ruh veya hayaller biçiminden ibaret değildir. 

Bu basit ve alelâde puta tapınma şekilleri, şirkin (Allah’a ortak koşmanın) bütün anlamlarını ve Allah’tan başka tapınılan tüm putları içermez. Yalnızca bu basit ve ilkel şirk ve put türleri üzerinde durarak, Kur’an’daki şirkten maksadın bunlar olduğunu zannedersek, sonsuz şekilleri olan şirk’i iyi kavrayamayız ve bugün insanlığın içine saplandığı şirk ve modern cahiliye türlerinin gerçek yüzlerini tam olarak göremeyiz. Bu yüzden şirkin mahiyeti ve putun şirkle ilişkisini derinlemesine incelemeliyiz. 

*Araplar putlara çeşitli isimler verdiler. Sanem/esnam (suret, resim vs. gümüş, altın, taş, ağaçtan yapılabilir), nasb/ensâb (dikili taş), vesen/evsân (suret olmayan taşlar) gibi.

*Bizdeki "put" kelimesi ise Perslerin Buda heykelleri için kullandığı ismin genişlemesiyle dilimize girdi. Bu sebeple bir anlam daralması var. Sadece taş ve özellikle insan suretli taşları put olarak anlıyoruz. Böyle deyince ağaç kültü, cibt ya da tağut kavramları oturmuyor.

*Menat: Babillilerin taptığı verimlilik tanrıçası İştar'ın isimlerinden biri olan Menutum'dan geliyor. Mekke ile Medine arasında Kudeyd ismi verilen bir yerde duruyor. Neredeyse tüm Arapların tazim ettiği bir put. Ebu Süfyan (ra) tarafından imha edildi.

*Lât: Heredot'un Alilat dediği ya da Asurluların Mylitta dediği kıskançlık ya da deniz tanrıçası. Taif'te bulunuyordu. Köşeli bir taşın üzerine işlenmişti. Kabe'ye ilk putu sokan Amr b. Luhay tarafından ilk kez tazim edilmişti. Taifli Muğire b. Şube (ra) tarafından imha edildi.

*Uzza: Azîzin mübalağalı şekli olan eazzenin müennes halidir. Gatafânlılar tarafından dikilen üç ağaçtan ibarettir. Mekke ve Taif arasında kalan Nahle vadisindeydi. Uzzâ'ya tazim edilmeden hac tamamlanmazdı. Halid b. Velid (ra) tarafından kesilmesine direnenlerle birlikte kesildi.

*Hubel: Sami kavimlerin eski putu Bal olabilir ya da Anadolu'da bir dönem tapılan Kibele/Sibel putu olabilir. Zira Amr b. Luhay tarafından Mekke'ye kuzeyden getirilmiştir. Akik taşından yapılmış bir insan suretidir. Putperest Araplar, Hubel'in önünde fal oku çekerlerdi.

*İsâf ve Nâile: Cürhüm kabilesinden İsâf b. Amr ile sevgilisi Nâile bt. Süheyl, hac esnasında Mekke'de zina ettiler. İnanca göre öylece taşlaştılar. Sonraları bu heykellerin biri Safâ diğeri Merve tepesine dikildi. Hac ibadetinin bir parçası oldular.

*Bu putların dışında Araplar, Nuh (as) kavminin bir dönem salih insanlar olan ama sonra fazlaca tazim edilerek putlaştırılan Vedd, Suvâ, Yağûs, Ye`ûk ve Nesr putlarına da büyük saygı gösterirlerdi. Şuan Vatikan'daki duruma benzer şekilde Kabe'de de toplam 360 put vardı.

*Araplar, Allah'ı en yüce ilah kabul ediyorlar, ancak putları vesile edinerek Allah'a yakınlaşmaya çalışıyorlardı. Zamanla onlar için ayrı ibadet yerleri yapmaya, karar verirken Allah'a dua etmenin yanı sıra fal okları çekmeye başladılar.

*Yolculuğa çıkmadan önce Kabe'den bir parça taşı teberrüken yanlarına alma gibi küçük bidatlerle başladılar. Daha sonra Amr b. Luhay, Hubel'i diktiğinde de itiraz edecek imanları kalmadı. İbrahim'in (as) öğrettiği Hac, Kurban gibi ibadetleri de hızlıca tahrif ettiler.

*Peygamber (sav) risalet ile görevlendirildiğinde insanların ibadetlerini düzeltmekle işe başlamadı. Mekkî sureler hep inançla ilgili, Allah'ın tek oluşu, başka ilahın olmayışıyla ilgiliydi. Putları kırmak en son yapılan iş oldu.

*Sonuç 1: Ne oluyorsa yavaş yavaş oluyor. Sünnete sarılalım, bidatlere karşı hassas olalım. Bir gün kalkıp ne ara 360 oldu demeyelim. Sonuç 2: Tümevarım yanlış. Dini anlamamış insanların ibadet ve muamelatıyla ilgilenmek yanlış. Allah'ı anlatmadan putlara saldırmak yanlış.

**Yazımız Hüseyin Gökalp'in Twitter floodu ile derlenerek oluşturulmuştur. 

Kültür Sanat Haberleri

Genç Birikim dergisinin Aralık 2024 sayısı çıktı
Vatanına dönerken yaşadıkları kadar ağır değildi yükü
“Made in Gaza: From Ground Zero” Savaş bölgesinde mahsur kalan film yapımcılarının sesi oluyor
Taksim Camii Filistin Kitap ve Kültür Günlerine ev sahipliği yapacak
Ümraniye Kitap Fuarı cumartesi günü başlıyor