Süleymaniye Vakfı’nın organizasyonuna üye olarak, farklı illerde 7 Ekim Pazar günü planlanan Kuran Meali Bilgi Yarışması’nın Zonguldak organizasyonu Çağrı Der (Çağrı Eğitim Öğretim ve Sosyal Araştırmalar Derneği) tarafından Erdemir Anadolu Lisesinde yapıldı.
İlahiyat Fakütesi mezunları ile hafızların bir kategori, bunların dışındakiler ayrı bir kategori olarak değerlendirilecekleri yarışmada her kategoride ilk üçe il bazında verilecek ödüllerin yanında ülke genelinde beşer kişi umre ile ödüllendirilecek.
Elliden fazla müracaatın yapıldığı yarışmaya üç sınıfta 25 kişi katıldı. Beklentilerimizi maalesef karşılayamadığımız ve Zonguldak özelinde ilk ve farklı bir faaliyet olarak görülebilecek bu etkinlik işimizin ne kadar zor olduğunu bir kere daha gözler önüne serdi. Yarışmanın soruları arasında da yer alan Zuhruf suresi 36. ve Yasin suresi 70. ayetlerin sürekli hatırda tutulması ve buna göre tutum takınılmasının zarureti bir kere daha ortaya çıkmış oldu!
Müslümanım diyenlerin çokça olduğu bir ülkede yine Kur’anın ifadesi ile ‘Kuranın mehcur bırakılması/arkaya atılması-ihmal edilmesi’ anlamına yorulabilecek bu ilgisizliğin Nasreddin Hoca kıssasınca suçun ev sahibini ilgilendiren kısmını; reklamının, duyurusunun, teşvikinin yapılması vs.yi üstlenelim de hırsızı/muhatapları ilgilendiren kısmını ne yapacağız? Herkesin farklı mazereti, cevabı olabilir; bu da tartışılmalı, görüşülmeli… İlk sayılabilecek bu girişimin belli bir tedirginliği doğal karşılanabilirse de bu kadarı ilgisizlik beklenen bir durum değildi! Bu manada bu yarışma özelinde duyarlılık ve cesaret gösterip etkinliğe katılım sağlayan kardeşlerimize teşekkür ediyor, Rabbimizden mağfiret diliyoruz. Rabbimizin bu gayretlerini gerçek sınav olan hayatın tamamında salih amel saymasını, bereketler ihsan etmesini, sair kardeşlerimize (hepimize) de bir dahaki benzeri organizasyonlarda gerekli hassasiyeti gösterecek azmi nasip etmesini, sürece kendi iradeleri ile sevk etmesini diliyoruz.
Bunu bir entelektüel faaliyet olarak almamak gerekiyor. Kur’anın hayatımızda karşılık bulması, gündem olması, gündemi oluşturması, bizi geçici menzilden asıl menzile ulaştıracak yegane kılavuz olarak yolumuzu yalnız onun aydınlatması anlamında küçük bir gayret olarak görmek gerekiyor. ‘Okudun mu?’ diye hesaba çekileceğimiz ve onunla bize bildirilenler çerçevesinde ellerimizle/kendi amellerimizle sunduklarımızı okumak için karşımızda bulacağımız gerçeğine binaen doğru okumanın; onu anlaşılmayan kuru tekrarlardan, sadece Arapçasından metin olarak sese indirgemekten kurtararak okumanın ilk adımlarından biri olarak düşünmek gerekiyor.
Hayatın kendisi bir imtihan, yaratılışımız bir imtihan, imkanlar ve çoluk çocuk birer imtihan… Burada sunulan ödüller de asıl ödüllerin, Rabbimizin katındakilerin yanında kıyas dahi edilemez!
Buradan hepimize cürmümüz kadar alınacak hisse, çokça alınacak dersler var! Alınmak, gücenmek yok! Sözümüz ‘biz’e! Düşünelim, tartışalım… Gereğini yapmak için el ele, omuz omuza verelim, imkanlarımızı seferber edelim ve birbirine ekleyelim! Sesimizi sesimize katalım; Kur’an konuşsun, Kur’an konuşulsun, Kur’anla konuşulsun… Kur’an yaşansın, hayatımıza yön, renk ve ışık tutusun!
Haber: Mustafa Bozacıoğlu