Halim Taşdelen ‘Asr suresinin anlam dünyasına, bize yüklediklerine bakarak ve genelde tüm tefsir çalışmaları sadedinde esasen tüm söyleneceklerin bir son değil, bir başlangıç adımı olacağını’ söyleyerek sunumuna başladı. Tüm bu parça anlama çalışmalarının Kur’anın bütüncül ruhunu, teklifini anlama çabasının birer parçası olduğunu ifade etti. Farklı Kur’an meallerinden Asr suresinin anlamını verdi. ‘İman, salih amel, hak ve sabr’ kavramlarının Kur’an ayetleri çerçevesinde tahlillerini yaptı. Genel algı ile kavramların asıl içerikleri ve Kur’an perspektifindeki farklılıklarının altını çizdi. Bu dörtlü kullanımın ‘kurtuluş reçetesi’ olarak düşünülebileceğini belirtti.
Taşdelen, bu dörtlü reçetenin (vav) bağlacı ile sunulmasının, birbirinden ayrılamaz, tek tek, ayrı ayrı düşünülemez oluşuna bir işaret olduğunu söyledi. Metin Önal Mengüşoğlu’nun bir kitabından ve ayetler ışığında ‘iman’ kavramının nasıllığına dikkatleri çekti. Tavsiyeleşmenin salt, kuru bir sözel tutum olmadığını, bir fiil, eylem olarak, hayatın her anında, sürekli bir dayanışma, yardımlaşma boyutlu olması gerektiğini belirtti. Sabır konusunun da pasif bir ‘katlanma’ olmadığını, sebat ile elinden geleni sarf ederek direnme, çıkış arama ve en önemlisi asıl sabredenin Allah olduğunu unutmamamız gerektiğini yine örneklemeler ve ayetler ışığında ortaya koydu. Bir makaleden hareketle sahabe sünneti olarak sahiplenilen (Asr suresini okuyup dağılalım!) tavrının aslında ne anlama geldiğini, işin sadece şekli bir duruma indirgenmesi üzerinde durdu.
Bir dinleyici ‘’imanın gücünün farkına varıp inananların en büyük eksikliklerinden olan ‘cesaret’ konusuna eğilmeleri gerektiğine’’ değindi. Başka bir katılımcı ‘’geleneksel yapıların ve halkın farklı kurtuluş reçetelerinin (şefaat, vesile, mehdi-mesih bekleme gibi) peşine düşmesi sorununa’’ işaret etti. Bir başka dinleyici ‘’salih amel/salihat kavramının boyutlarının hasenat kavramı ile ayırımı noktasında katkı sunarak, net ayırımı/anlaşılması konusunda’’ açılımlar istedi. Farklı bir katılımcı da ‘’surede ‘ibadet’ ayırımına gidilmemesinin onun ‘iman’ kavramı içindeki ayrılmaz yerine işaret ettiğine, iman-amel ayırımı konusundaki ayırım ve tartışmalara cevap olarak alınabileceğine, bu tür faaliyetlerin bir salih amel çabası olarak kendimizden başlayarak, toplumsal irşad, ihya, ıslah, imar, inşa vazifesi olarak, yukarıdaki makale çerçevesinde bir nevi, surenin fiili/ameli tefsiri olarak alınabileceğine, kardeşlik hukukunun yaşanılır kılınmasına, birbirimizin haliyle hemhal olma gayreti olarak düşünülmesi’’ konusuna değindi.
Taşdelen’in surenin genel bir anlam örgüsünü özetlemesinin ardından program sonlandırıldı.