Çağlayanda Katil İsrail, Katil Esed Sloganları (FOTO)

Mavi Marmara davası bugün Çağlayan Adliyesinde başladı. Sabah saatlerinden itibaren adliye önünde protesto gösterisi yapıldı.

HAKSÖZ-HABER

Gazze'ye insani yardım taşıyan “Mavi Marmara” gemisine Akdeniz'in uluslararası sularında düzenlenen saldırıya ilişkin dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi'nin yargılanmasına başlandı.

Bu dava sabah 09.00'dan itibaren Çağlayan'daki adliye önünde protesto gösterileri başladı. Çok sayıda kiinin katıldığı protestoda Mavi Marmara şehitleri için sloganlar atıldı. İsrail'i telin eden sloganların yanı sıra Suriye'de Esed rejiminin protesto edilmesi de dikkat çekti. İHH İnsani Yardım Vakfı, adliye önünde çok sayıda görsel materyal hazırlamanın yanı sıra bir de sergi açtı.

İngilizce, Arapça, Türkçe ve İbranice yazıların olduğu flamalar açıldı. Dövizler arasında, ''aranıyor'' anlamına gelen, İngilizce ''Wanted. 1 TL'' yazısı ve “İsrail yargılanıyor” yazılı dev balonlar  dikkat çekti. 

Meydanda toplananlar, ''imza duvarı''na yazdıkları notlarla İsrail'i protesto ettiler. Yine Mavi Marmara saldırısı ve bu saldırıda hayatını kaybedenlerin fotoğrafları yere konularak sergilendi, Suriye ve Filistin bayrakları da dalgalandırıldı. 

Mavi Marmara şehitlerinin posterlerini ve Filistin bayrakları taşıyan göstericiler alanda ayrı ayrı gruplar halinde ve bazen de ortak programla basın açıklaması yapıp marşlar okudular.

Bülent Yıldırım ve İHH yetkilileri sık sık basına yönelik dava hakkında bilgilendirmede bulundular. Duruşmadan çıkan şehit yakınları da dava hakkındaki kanaatletini paylaştılar.

ÖZGÜR-DER tarafından açılan "Ne Özür Ne Tazminat; Siyonist Çeteyle Tüm İlişkiler Kesilsin!" yazılı pankart etrafında toplanan çok sayıda kişi İsrail'i ve Suriye'ye protesto etti. Burada yapılan programda gazeteci-yazar Ahmet Varol, yazar Hamza Türkmen, gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, yazar Ramazan Kayan, Mazlumder İst. Şube Bşk. Cüneyt Sarıyaşar, gazeteci-yazar Adem Özköse, Mavi Marmara katılımcılarından Şerif Niziplioğlu, Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya ve Mavi Marmara gazileri birer konuşma yaptılar.

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ...

Konuşmacılar Mavi Marmara gemisinin Gazze kuşatmasını denizden kırmaya dönük insani yardım girişiminin kanlı bir şekilde bastırılmasının hesabının çetin olması gerektiğini bildirdiler. Sadece Mavi Marmara şehitleri ve mağdurları için değil, tüm Filistin için toplandıklarını ve işgal sona ermedikçe de Filistin davasının bitmeyeceğini deklare ettiler.

Bu arada geçtiğimiz günlerde 16 yaşındaki oğlu Hama'da şehit düşen Mavi Marmara aktivisti Suriyeli Şaza Bukerati'nin de duruşmaya katıldığı anons edildi..

Konuşmacılar Mavi Marmara ve Filistin davasının Suriye direnişinden bağımsız olmadığını ifade ettiler. Ortadoğu'da yükselen intifada ateşinin zalimleri/diktatörleri yakması gibi İsrail'in de yaptıklarının hesabını vereceğini ifade ettiler. Baas rejiminin vahşetine karşı ayaklanan Suriye halkı için de dua eden konuşmacılar ümmet olmanın ve ümmetin sorunlarına duyarlı yaklaşmanın önemine dikkat çektiler.

FİLİSTİN ve SURİYE İÇİN ŞARKILAR

Grup Yürüyüş de marşlarıyla eyleme destek verdi. Arapça ve Türkçe birçok marş seslendiren Grup Yürüyüş, "Özgür Kudüs'ün yolu özgür Şam'dan geçer!" diyerek marşlarını Filistin ve Suriye direnişine ithaf etti. Grup Yürüyüş, kendisine eşlik eden kitleyle beraber son olarak "Yalla İrhal Ya Başşar"ı da seslendirdi.

Sık sık "Katil İsrail Hesap Verecek!", "Mavi Marmara Onurumuzdur!", "Şehitlerin Yolunu Sürdüreceğiz!", "Şehit Furkan Yolun Yolumuz!", "Yaşasın Küresel İntifda!", "Siyonist çeteyle İlişkiler Kesilsin!", "Yaşasın Filistin Direnişimiz!", "Katil Esed Suriye'den Defol!", "Ya Allah Menna Ğayrek Ya Allah!", "Lebbeyk Lebbeyk Lebbeyk Ya Allah!", "Tevhid Adalet Özgürlük!" şeklinde sloganların atıldığı gösteri boyunca tekbirler atıldı.

***

Yıldırım: “Bugün Büyük Bir Adım Atıldı!”

Adalet Sarayı önünde konuşan İHH Başkanı Bülent Yıldırım, ''hiçbir şekilde yargılanmayacağını'' söyleyen İsrail'e rağmen, ''Mavi Marmara'' davasının bugün ilk duruşmasının yapılmasının büyük bir adım olduğunu ifade etti. Yıldırım, şunları söyledi:

''Dünyanın bütün güçleri gelse, İsrail'in zulmüne karşı koyamaz anlayışı vardı. Mavi Marmara ile insanlık için gittik. 37 ülkeden insan vardı gemide. Şu anda Türkiye'de 37 ülkeden insan, hakkını arıyor. Türkiye, nasıl afet ve savaş bölgeleri için merhamete ev sahipliği yaptıysa şimdi de adalete ve özgürlüğe ev sahipliği yapıyor. Türkiye'nin cesur yargıçları ve savcıları bu konuda bu davayı alıp, sürdürülebilir olduğunu da gösterdiler. Bunların 18 bin yıl ceza alması söz konusu. Şu anda 5 tanesinin ismi, anne-baba isimleri tespit edildi. Bunlar yargılanıyor. İsrail bu mahkemeyi tiyatro olarak görüyor. Ben sizin vesilenizle çağrıda bulunuyorum. Madem bu mahkeme tiyatro, niçin Mavi Marmara'da katliam yapan diğer askerlerin isimlerini vermiyorsunuz, onları saklıyorsunuz? Hadi, bu mahkemeden korkmuyorsanız, yiğitçe çıkın deyin ki, 'Mavi Marmara'da Furkan Doğan'ı katleden biziz. İbrahim Bilgen'i ve diğerlerini katleden biziz.' O kadar cesur olun o zaman. O da yok. Ama kendi kendilerine, şu anda İsrail basını ambargo uyguladı. Bu davadan hiç bahsetmiyorum. Ben ne demiştim 2 yıl önce? 'İsrail'i ambargoya tabii tutacağız.' Bakın şimdi ilk planda kendi medyası ambargo uyguluyor. Halkını sağlıklı bilgilendirmekten vazgeçti. Yarın bu genelkurmay başkanları ve kuvvet komutanları da yurt dışına çıkamayacak. Hiç merak etmeyin.'' 

Gemiye saldıran bütün askerleri tek tek tespit edeceklerini ve hepsini mahkeme önüne çıkaracaklarını anlatan Yıldırım, '' Hepsi ceza alacak. Ayrıca şu anda bir çalışmamız daha var. Bunun içeriğini açıklamıyoruz. Onu da gerçekleştirebilirsek, İsrailli siyasetçilerin hiçbiri, işgal edilmiş Filistin topraklarında, yani kendilerinin İsrail dedikleri o bölgeden dışarı çıkamayacaklar'' dedi. 

Şu anda davada dünyanın dört bir yanından gelen avukatlar, aktivistler bulunduğunu ve bu olayın çok somut, maddi delilleri çok net olan bir olay olduğunu aktaran Yıldırım, ''Bu davada herkes bir imtihan veriyor. İsrail, Türk yargı sistemini küçümsedi. Göreceğiz İsrail'e nasıl bir tokat vurulacak. Bu kadar maddi delilleri olan bir davada, geri adım zaten hiçbir hukukçu atamaz. Gerçekten bir hukukçuysa atamaz'' diye konuştu.

Bülent Yıldırım, Türkiye'de açılan bu davadan sonra dünyanın dört bir yanından da davalar geleceğini ve bu davanın örnek teşkil edeceğini de kaydederek, ''Filistin için açılan bütün davaların önü açılacak. Ve göreceksiniz, bütün İsrailliler yargılanacak. Şu anda İsrail, kendi içerisinde halkını kandırdığı için, 'bize hiç kimse dokunamaz' diye, askerleri isyan etmesin diye bu davadan bahsetmiyorlar. Ben buradan İsrail'e sesleniyorum; Biraz yüreğiniz varsa, bu davanın bütün safhalarını İsrail basınında açıklarsınız. Askerleriniz de nelerle karşılaşacaklarını bilirler'' ifadesini kullandı. 

Saldırı emrini veren üst komutanlar ve siyasetçilerin, bundan sonra çocuklarının yüzlerine de bakamayacaklarını ve çocuklarının bu kişileri reddedeceklerini anlatan Yıldırım, ''Tarih bunları katliamcı olarak ortaya koyacak. Hep birlikte buradayız, göreceğiz, insanlığın davası, büyük bir dava, burada sonuçlanacak'' dedi. 

İsrail'in özür dileyeceğini ve tazminat ödeyeceğini savunan İHH Başkanı Yıldırım, şöyle devam etti: 

''Biz sizin ahlaksız teklifinizi, teklif ettiğiniz bütün paraları reddettik. Bu davanın dışında tazminat davaları da açtık. Onları da kazanacağız. Allah nasip ederse, gerekirse işgalci İsrail devletinin uçağına, gemisine burada el koyacağız, o tazminat davalarını kazandıktan sonra. Tazminat da ödeyeceksiniz. Ve Gazze ablukasını kaldıracaksınız. Bunda hiç bir tereddütümüz yok. Ama bir şey daha olacak artık. Kasten adam öldürmenin karşılığında, işlediğiniz cinayetten dolayı da yargılanıp hakkınızda tutuklama kararları çıkacak. Bundan sonra yalnızlığınıza mahkûm oldunuz. O Filistin'in etrafına ördüğünüz duvarı yargılamayla, hukukla sizin etrafınıza öreceğiz ve hiç vazgeçmeyeceğiz. 

Bu sürece gelene kadar bize çok baskı yaptılar. İsrail ve İsrail'in uzantıları çok baskı yaptı. İsim vermeyeceğim ama kimin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Biz burada konuşacağız, onu da üzerine alan alacak. Özel hayatlarımız araştırıldı, mal varlıklarımız araştırıldı. Tehditler yapıldı, suikastlar yapıldı. Çoğunu medyayla paylaşmadık bile, şu süreç tamamlansın diye. Ama hiçbir şeyden korkmuyoruz. Bunu İsrail ve yandaşları çok iyi bilsin. Gazze'deki yetimler ve çocuklar olduğu müddetçe, bizim kanımız Filistinlilerin kanından daha değerli değil. Bunu çok iyi bileceksiniz. Ve biz bu işin sonuna kadar takipçisi olacağız. Bütün insanlığın davası olacak. Her zaman söylüyorum. Bu, Yahudi milletine karşı açılmış bir dava değil. Gazze'de Yahudiler olsa ve Müslümanlar aynı zulmü işlese yine giderdik. Bu, katillere, Siyonistlere ve adam öldürenlere karşı açılmış bir davadır. Kasten adam öldürüp yaraladılar. Yaralı insanlara yüzünden en yakın mesafede silah sıktılar. Bu katillerin hepsi yargılanacak. Bütün dünyada merhamet sahibi olanlar da bizimle beraber olacak. Çok tarihi günlere şahitlik yapıyorsunuz. İnşallah bundan sonra dünyada, hak, adalet, barış ve huzur hâkim olsun.''       

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ... (Fotoğraflar güncellendi)

 

Etkinlik-Eylem Haberleri

"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi
Üniversiteli Müslümanlar sabah namazında Fatih Camii’nde buluştu