Çad Siyonist İsrail ile İlişkide Kötü Çığır Açan Arap Monarşilerinin İzinde!

Yazısında bazı Arap monarşilerinin Siyonist İsrail ile ilişkilerini yumuşatmasını değerlendiren Ahmet Varol, Afrika ülkelerinden Çad’ın da bundan cesaret alarak işgalciyle ilişkileri normalleştirdiğini söylüyor.

Ahmet Varol’un Yeni Akit gazetesinde yayımlanan konuyla alakalı yazısı (25 Ocak 2019) şöyle:

Netanyahu’nun Çad Ziyareti

Şu anki Çad Cumhurbaşkanı İdris Debi, 1 Aralık 1990 tarihinde bir askeri darbe gerçekleştirerek Hüseyin Habre yönetimine son vermişti. Habre ülke dışına kaçtı. İdris Debi, Mart 1991’de bir geçiş hükümeti oluşturdu. Normalde bu hükümet bir geçiş hükümetiydi ve darbe sürecinden sonra ülkede normalleşme sürecine geçilecekti. Ancak aradan 28 yıla yakın süre geçmesine rağmen Debi’nin ülkedeki saltanatı devam etmektedir. Hüseyin Habre’ye bağlı güçler Ocak 1993’te Debi’ye karşı bir darbe girişiminde bulundu, ancak başarılı olamadılar. İdris Debi’den yönetimi alma girişimleri sonraki yıllarda da oldu ama bunların hiçbiri başarılı olamadı. Bununla birlikte ülkede ona muhalefet eden kırktan fazla siyasi akım bulunmaktadır. Ama Debi askeri mekanizmayı kontrolünde tuttuğu için muhalif hareketlerin kendisine karşı herhangi bir siyasi atak gerçekleştirmelerine fırsat vermemektedir. Birçok Afrika ülkesinde olduğu gibi Çad’da da silahın gücüyle hakimiyetini sürdüren bir dikta rejimi dizginleri elinde tutmaktadır.

İdris Debi geçtiğimiz Kasım ayının sonunda siyonist işgal devletine bir ziyaret gerçekleştirdi. 27 Kasım 2018 tarihinde başlayan bu ziyaret üç gün sürdü. İşgal rejiminin başbakanı Benyamin Netanyahu bu ziyaretin kendileri açısından son derece önemli olduğunu dile getirerek kendisinin de Çad’a bir ziyarette bulunacağını açıklamıştı.

Hatta o zaman Çad Cumhurbaşkanı İdris Debi, İsrail ile Sudan arasında arabuluculuk yapabileceği iddiasında bulunmuştu. Onun bu yöndeki vaatlerinden cesaret alan Netanyahu, Sudan’a ziyarette bulunması ihtimalinden söz etmişti. Ancak o zaman Sudan bu açıklamaya tepki göstermiş ve Netanyahu’nun veya herhangi bir İsrailli yetkilinin hiçbir şekilde Sudan’a ziyarette bulunmasının söz konusu olmadığını dile getirmişti.

Bu açıklamadan sonra işgal rejimi başbakanı Sudan’la ilgili hesabından vazgeçmekle birlikte geçtiğimiz hafta içinde Çad’ın başkenti N’Djamena’ya kalabalık bir ekiple birlikte ziyarette bulundu. Netanyahu’nun uçağıyla birlikte iki uçak dolusu güvenlik görevlisinin onu tehlikelere karşı korumak amacıyla Çad’a gitmesi dikkat çekti.

Netanyahu geçtiğimiz Pazar günü Çad’ın başkentinde yaptığı basın açıklamasında İsrail ile Çad arasında elli yıldan yani yarım asırdan beri kesik olan diplomatik ilişkilerin de fiilen başladığını duyurdu. Diğer yandan Çad Cumhurbaşkanı İdris Debi de ülkesiyle işgal rejimi arasında imzalanan birtakım anlaşmaları kutladığını dile getirdi.

Netanyahu basın açıklamasında halkının çoğunluğu Müslüman olan Çad gibi bir ülkeye yaptığı ziyaretin kendisi açısından büyük bir önem arz ettiğini vurguladı. İşgalci başbakan bu ziyaretin kendisinin İslam coğrafyasıyla diplomatik ilişkileri geliştirmesi konusunda önemli bir işaret taşıdığını ifade ederek, yakında diğer bazı İslam ülkeleriyle de ziyaretleşmelere ve diplomatik ilişkilerin başlatılmasına dair haberlerin basın yayın organlarına yansıdığının görülmesi ihtimalinin bulunduğunu ifade etti.

Netanyahu, Çad gibi halkının çoğunluğu Müslüman olan bir ülkenin İsrail ile dostluk ilişkilerini geliştirmek için çaba sarf etmesinin kendileri açısından büyük bir önem taşıdığına dikkat çekerek, Filistinlilerin bu ziyaretin gerçekleşmesini engellemek istediklerini ama onların bütün çabalarının sonuçsuz kaldığını belirtti.

Tabii bu ülkelerde her ne kadar halkların çoğunluğu Müslüman olsa da başlarında onların ilkelerini arkaya atan, değerlerine ihanet eden işbirlikçi hain yöneticiler olduğu zaman işgalci siyonistlerin onlarla dostluk ilişkileri kurması zor olmuyor.

Yorum Analiz Haberleri

Filistinli siyasetçi Netanyahu'ya: Esed'den sonra tek diktatör sen kaldın!
İran'ın enerji krizi, sanayilerin kapatılmaya zorlanmasıyla korkunç bir noktaya ulaştı
Suriye'nin Türkiye'den ve Arap ülkelerinden ne beklentisi var?
Adem Özköse: Suriye’de kendimi artık büyük bir hikayenin başlangıcındaymışız gibi hissediyordum
60 yıllık Baas sultasının izlerini silmek kolay olmayacak!