Büyüklük İddiası, Nicelerini Sıfırla Çarpmış, İbretlik Hallere Düşürmüştür

İbrahim Tenekeci, Yeni Şafak'taki köşesinde zamanı aşan ilke ve duygulara son derece edebi bir dille dikkat çekiyor. Tenekeci, istikametini kaybeden insanın düştüğü ibretli halleri büyüklenme ve kibir gibi sapmalar bağlamında değerlendiriyor.

Makale, ancak izzet ve haysiyetli insanların tevazuyu içselleştirerek yolculuğa başladıkları gibi bitirebildiklerini ve bu durumun bile başlı başına büyük bir sevinç kaynağı olduğunu hatırlatıyor okurlara.

İbrahim Tenekeci’nin Yeni Şafak’taki köşesinde yayımlanan “Kendini Büyük Görmek” başlıklı yazısı şöyle:

Konmak, uçmaktan zordur. Uçtuktan sonra bir daha konamayan insanların nasıl ziyan olup gittiğine yıllardır şahitlik ediyoruz. Kim bilir nerede, ne haldeler? Kendilerinden haber alınamıyor.

Büyüklük, kâinatta zerre olan insana mahsus değildir. İnsan ancak haysiyet sahibi, izzetli, şerefli olabilir. Mütevazılık ve tevazu saygınlığı da beraberinde getirir. Kibir insanı yalnızlaştırır. Mühür elinizden gittiği vakit anlarsınız bunu.

İnsanlar karar alır ve yürüyüş başlar. Yıllar geçer, yollar ayrılır. Öncelik ve mizaç değişebilir. İçimizden biri olduğunu söyleyen dışımıza çıkabilir. Geldiği yeri hor görebilir.

Sade bir hayat yaşayan, büyüklük taslamayan, hırs yapmayan insanların başka bir şeye dönüştüğünü görmedim. Yolculuğa nasıl başladılarsa öyle devam ediyorlar. İnsana, başladığı gibi bitirmenin sevinci yeter. Buna ‘istikamet’ diyoruz. Bir ilave: Bazı güzelliklerin, fedakârlıkların karşılığı bu dünyada yoktur. Boşuna beklemeyiniz.

Büyüklenmek, yön duygusunun kaybedilmesi ve dengenin bozulması demektir. Artık her şey birbirine karışmıştır: Hırs ile azim, ihtiras ile tutku, gurur ile onur, bilgi ile malumat. Böyle kimselerin ortak özelliğidir: Muhtevasına hâkim olmadıkları konularda bile kesin ve keskin hükümler, yanlı ve yanlış bilgiler kullanırlar. İstişare önemlidir ama onlar için geçerli değildir.

Büyüklük iddiası, nice insanı sıfırla çarpmış, ibretlik hallere düşürmüştür.

Kendini yukarılarda ve vazgeçilmez görmekle ilgili birçok not aldım. Bir kısmı alakasız gibi görünüyor. Buna rağmen paylaşmak isterim.

Dünya hayatı sonludur. Ölecek veya gidecek olmanın hakikatini unutan kişi, dünyayı cennete çevirmeye çalışır. Bunun için başkalarının hayatını cehenneme dönüştürmekten dahi çekinmez. Batı biraz da budur. Devletin sunduğu imkânı, milletin verdiği yetkiyi kendi yapay cennetini inşa etmek için kullanan kim varsa, işte onadır sözümüz. Özellikle yerel yönetimlerde bu vaziyet sık görülebiliyor.

İyiliğin sahibi Allah’tır. Bazen vesile kılındığımız iyiliği öyle görünür hale getiriyoruz ki, herhalde iyilik bile yapıldığına pişman oluyordur. Aracı durumunda olanın sahip gibi davranması, büyüklenmek anlamına gelebilir mi?

Kibir insanı öyle bir hale getirir ki artık kendinize bile sözünüz geçmez olur. Yapmayacağım dediğiniz ne varsa, kendinizi, onları yaparken bulursunuz.

Büyüklenmek bahsinin kibirle nihayete ermesi, bize ne söylüyor olabilir?

Kültür Sanat Haberleri

Genç Birikim dergisinin Aralık 2024 sayısı çıktı
Vatanına dönerken yaşadıkları kadar ağır değildi yükü
“Made in Gaza: From Ground Zero” Savaş bölgesinde mahsur kalan film yapımcılarının sesi oluyor
Taksim Camii Filistin Kitap ve Kültür Günlerine ev sahipliği yapacak
Ümraniye Kitap Fuarı cumartesi günü başlıyor