"Bütün Yollar Erken Seçime"

Abdülkadir Selvi, Yeni Şafak'ta kaleme aldığı yazıda koalisyon görüşmelerini ve "erken seçim" ihtimalini değerlendiriyor. Koalisyon görüşmelerinin hükûmet kurulması noktasında umut vermediğini, "erken seçim"e gidileceğini söylüyor.

Abdülkadir Selvi - Bütün Yollar Erken Seçime / Yeni Şafak

Artık netleşti.

Türkiye erken seçime gidiyor.

MHP'li Semih Yalçın, erken seçim şartıyla kurulacak AK Parti azınlık hükûmetine destek verebileceklerini açıkladı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı tarih olarak kasım ayını gösterdi.

“Koalisyon alternatifleri tamamen tükenirse, kasım ayında erken seçim yapılması koşuluyla bir seçim azınlık hükûmetine destek verebiliriz. MHP, kasım ayına sıcak bakar.” dedi.

Semih Yalçın daha sonra sözlerinin çarpıtıldığını belirterek, yeni bir açıklama yaptı:

“Partimizin herhangi bir 'azınlık hükûmeti' seçeneğine sıcak ve olumlu yaklaşması düşünülemeyecektir”.

MHP'de Devlet Bahçeli son sözü söylemeden ihtiyatlı olmalı. O nedenle Semih Yalçın'ın ne ilk açıklaması ne de daha sonra yaptığı düzeltme de referans olarak alınır.

Ama 15 Kasım'da erken seçim yapılmasını ilk olarak MHP lideri Bahçeli önermişti. O nedenle Semih Yalçın'ın ilk açıklaması, Bahçeli ile çelişmiyor.

Bahçeli, MYK üyeleri ve milletvekilleriyle yaptığı toplantıdan sonra: “15 Kasım ve sonrasında seçimi bekleyebiliriz." diye açıklama yapmıştı. Ama MHP lideri daha seçim gecesi yaptığı açıklamada “erken seçim” ihtimalinin altını çizmiş ve ”Ne zaman olursa, erken seçim olur.” demişti.

Bahçeli'nin erken seçim tekliflerini dikkate almak lazım.

Hatırlarsanız DSP-ANAP-MHP koalisyon hükûmeti devam ederken Devlet Bahçeli, 8 Temmuz 2002 tarihinde Bursa'nın Keles İlçesi'nde Kocayayla Türkmen Kurultayı'nda sürpriz bir çağrı yapmış ve 3 Kasım 2002 tarihinde seçimlere gidilmesini önermişti.

Bahçeli o gün: ”Madem öyle, TBMM'yi 1 Eylül'de olağanüstü toplantıya çağıralım, 3 Eylül'de erken seçim kararı alalım, 60 günlük seçim takvimi içerisinde seçim tarihini 3 Kasım olarak belirleyelim.” diye açıklama yapmıştı.

Bahçeli bu açıklama ile sadece koalisyonu bitirmemiş, aynı zamanda bir devri kapamıştı.

3 Kasım'da yapılan seçimle AK Parti tek başına iktidar olurken, eski partiler siyaset sahnesinden çekilmek zorunda kalmıştı.

AK Parti'nin 13 yıl devam eden tek başına iktidarının kapısı Bahçeli'nin erken seçim çıkışıyla açılmıştı.

Erken seçim tarihiyle ilgili iki takvim vardı.

1- 2016 yılı nisan ya da mayıs ayı

2- 15 Kasım 2015 tarihi.

Her iki tarihin de kendisine göre gerekçeleri vardı.

Seçimlerin nisan ya da mayıs ayında yapılmasının bir nedeni Muhsin Yazıcıoğlu faktörüydü.

29 Mart 2009 yerel seçim kampanyasında fırtınalı bir havada 25 Mart günü helikopterinin Kahramanmaraş-Çağlayancerit'te düşmesi sonucunda hayatını kaybetmişti.

Bir de 7 Haziran seçimlerinde vatandaşlardan uyarı alan AK Parti'nin, tekrar seçmenin huzuruna giderken, ”Ev ödevlerini yapabilmesi” için zamana ihtiyacı vardı.

2016 yılı nisan ya da mayıs ayında seçimlere gidilmesine en güçlü itiraz ise ekonomi çevrelerinden geliyordu.

Türkiye 2014 yılında yerel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimi olmak üzere iki seçim yaptı. 2014 o açıdan kayıp bir yıl oldu. 2015'in ilk yarısı seçim kampanyası ikinci yarısı ise hükûmet arayışları ile geçiyor. 2016'da tekrar seçim olduğu takdirde 2015 ve 2016'nın da kaybedileceği kaygısını dile getiriyorlardı.

2015 yılı kasım ayında erken seçim ise koalisyon arayışlarından bir sonuç alınamadığı takdirde en yakın seçim ihtimali olarak her zaman gündemde duruyordu.

AK Parti ile CHP arasındaki koalisyon görüşmelerinden olumlu bir sonuç alınamayacağı neredeyse netleşti. Heyetler halindeki çalışmalar tamamlandı. Son söz liderlere bırakıldı. Bu hafta içinde liderler biraraya gelecekler. CHP ile konuştum. Büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorlardı. “Başbakan talep ederse görüşürüz ama bir sonuç alınamayacaksa niye görüşelim?” havasındaydılar.

Hükûmet kurmaktan ziyade, masayı kimim devireceği gündemde. Çünkü son görüşmede de derin görüş ayrılıkları ortaya çıkmış.

AK Parti'de ise kimi zaman koalisyon arayışları ön plana çıktı, kimi zaman erken seçim. AK Parti-MHP ya da AK Parti-CHP koalisyonu tamamen gündemden kalkmış değil, ama irade erken seçim yönünde.

CHP, AK Parti ile koalisyon kapısını her zaman açık tuttu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 7 Haziran gecesinden itibaren “tekrar seçim” istediği biliniyor.

Peki yeni bir seçim AK Parti'ye yeniden tek başına iktidar kapısını açacak mı? Hükûmet için gerekli 18 milletvekilinin desteğini sağlamak amacıyla CHP'yle koalisyon yaparak, siyasî geleceklerini riske atmak istemiyorlar. Siyaset de bir risk değil mi? Koalisyon riskini değil, erken seçim riskini alıp, millete gitmek istiyorlar. “Erken seçime gidersek tekrar tek başına iktidar olabiliriz.” düşüncesi hâkim. Bu hafta sonuçlanması beklenen bir kamuoyu araştırması bir fikir verecek. AK Parti, ardından ikinci bir araştırma ile önünü daha net görmek istiyor.

HDP, barajı aşıp Meclis'e girdiği müddetçe AK Parti'nin tek başına iktidar olabilmesi için yüzde 45 oy alması gerekiyor. Son operasyonlara rağmen HDP, barajın üstündeki konumunu muhafaza ediyor. En fazla 1 puanlık bir kaybı söz konusu. AK Parti'den giden Kürt oyları HDP'de duruyor. O da barajı aşmasına yetiyor. MHP ve Saadet Partisi cephesinde bir gerileme dikkati çekiyor. AK Parti'nin seçim gecesinden bu yana bir iki puanlık artışı söz konusu. Ama bu tek başına iktidar için yetecek mi?

AK Parti'nin erken seçimden tek başına iktidar olarak çıkıp çıkmayacağı belli değil. Ama denemek istiyorlar.

Seçim sonuçlarına ilişkin bir değerlendirme yapabilmek için erken seçim kararının alındığı konjonktürü görmek lazım. 2015 yılının başında 7 Haziran'dan koalisyon çıkacağını rüyanızda görseniz inanır mıydınız? O nedenle Türkiye'nin hangi koşullarda seçime gittiğini görmeden erken seçim sonucunu tahmin etmek mümkün değil.

Gelinen aşama koalisyon için umut verici değil.

“Bütün yollar Roma'ya çıkar.” misali Ankara'da tüm yollar, “erken seçim”e çıkıyor.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!