Bütün diktatörler gibi Esad da aynı yolun yolcusu...

Suriye Diktatörü Beşşar Esad dün ilk defa ülkesinde son günlerde gelişen özgürlük talepleri ile ilgili mecliste konuştu.

Çok ilginçtir, o konuşmaya başladıktan birkaç dakika sonra din adamı olduğu kıyafetinden anlaşılan, sarıklı cübbeli biri ayağa kalkarak Beşşar Esad'a methiyeler düzdü.

Özetle "Beşşar Esad sen olmasan ülkemiz bölünür" dedi.

"Sen bizi birleştiren büyük lidersin" dedi.

Böyle bir sahnenin Müslüman ülke diktatörlerinin halklarını kandırmak için başvurduğu kadim bir hile olduğunu bilmeyen yoktur. Ama gelinen bu noktada hâlâ işe yarayacağının düşünülüyor olmasını yadırgamadım değil.

Demek ki halkı kandırmak için yapılan bazı numaralar hiçbir zaman değişmiyor.

Beşşar Esad da konuşmasında ülkesinin dış güçler tarafından bölünmeye çalışıldığını vurgulayan bir konuşma yaptı.

"Ülkemizde mezhep çatışması meydana getirmek istiyorlar, komplo kuruyorlar, komplonun arkasında da İsrail var."

Esad'ın konuşması her Arap diktatörün halkın demokratik talepleri karşısında yaptığı sıradan bir konuşmaydı.

Öyle kayda değer yeni bir şey söylemedi yani.

Hatta halkını üstü kapalı biçimde tehdit de etti denilebilir.

En komiği de ülkesini karıştırmaya çalışan dış gücün İsrail olduğu şeklindeki argümanıydı ki, buna kargalar bile gülmedi!

Beşşar Esad konuşurken youtube'da bir video yayındaydı.

Bu videoda Suriyeli askerler tarafından gerçekleştirilen Sadnaya katliamı, dehşeti, vahşeti görüntüleri vardı.

Sadnaya Şam yakınlarında bir hapishaneydi.

Vahşet, dehşet gibi kelimeler görüntüleri ifade etmeye yetmez. Başka şeyler söylemek lazım.

Yıkıntılar arasında kopmuş kollar, bacaklar, kesik kafalar...

Şöyle düşünün: Moloz yığınları arasında insanların vücuduna ait parçalanmış her çeşit uzuv...

Kanlar içinde...

Bir bina ağır silahlarla içindekilerle birlikte yerle bir edilmiş.

Ve ellerindeki cep telefonları ile görüntüleri kaydetmeye çalışan bazı Suriyeliler...

Bunlardan birisi Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın kardeşi Mahir Esad.

Mahir Esad Suriye Cumhuriyet Muhafızları'nın liderliğini yapıyor.

Yani katliamdan bizzat sorumlu kişi, elindeki cep telefonu ile orada marifetini kaydediyor!

Şimdi...

Beşşar Esad "İsrail ülkemizi karıştırmaya çalışıyor" dedi ya...

İsrail'in Haaretz Gazetesi köşe yazarı Salman Maşala "Garip görünse de İsrail'deki herkes, yani Yahudiler de Araplar da Arap diktatörleri sever" diye yazıyor ve durumu şöyle özetliyordu:

"...Gerek büyük Esad, gerekse küçük Esad İsrail'e karşı direnişin avukatlığını yaptı. Sloganının içi boştu. Sadece demokrasi ve özgürlük taleplerine karşı bir sigorta poliçesi görevi ifa ediyordu.

Suriye "direniş" hükümeti 1973'ten bu yana Golan Tepeleri hakkında tek bir ses çıkarmadı. Bunun yerine "direniş" rejimi, son Lübnanlı'ya kadar İsrail'le savaşmaya hazırdı ve hâlâ da hazır. Eğer bu da işe yaramazsa son Filistinli'ye kadar savaşır.

Yakın zamanda İsrail'de Gazze'deki Hamas yönetimi lehinde sesler yükselirken, birçok İsrailli Suriye rejiminin durumuyla ilgili endişeli.

Hem de şaşılacak derecede.

Şam rejiminin idamesi için sadece Yahudiler gizlice dua etmiyor, aynı zamanda birçok Arap grupları da buna katılıyor.

Tüm ikiyüzlüler, Yahudiler ve Araplar şimdi beraberler. Sanki İsrail'in kralıymışçasına Esad'a destek veriyorlar."

İşte böyle...

Bütün diktatörler gibi Esad da aynı numarayı yapıyor.

Hâlâ şansı varken o kan dökerek sonuç almaya çalışıyor!

Oysa, zulüm ile abad olanın akıbeti berbad olur...

BUGÜN