‘Buteflika İlk Aşama, Halk Sistem Değişsin İstiyor’

Cezayirli El Watan gazetesinin Yayın Direktörü Ömer Belhouchet ülkesinde yaşanan olaylarla ilgili sosyal medyanın rolünü, ordunun ve ulemanın aldığı pozisyonu ve halkı sokağa sürükleyen nedenleri anlattı.

Cezayir’de haftalar önce başlayan Abdülaziz Buteflika karşıtı gösteriler devam ediyor. Tekerlekli sandalye ile hareket eden ve uzun zamandır halka hitap edemeyen 82 yaşındaki Buteflika’nın 5. kez ülkenin cumhurbaşkanlığına aday olması Cezayir’deki eylemlerin fitilini ateşledi.

Halktan gelen tepki karşısında Buteflika adaylığını geri çekse de sokağın öfkesi dinmedi.

Cezayirli El Watan gazetesinin Yayın Direktörü Ömer Belhouchet ülkesinde yaşanan olaylarla ilgili sosyal medyanın rolünü, ordunun ya da din adamlarının aldığı pozisyonu ve halkı sokağa sürükleyen tüm gelişmelerin arka planını Euronews’e anlattı:

Şu an Cezayir'de neler oluyor? Neden insanlar hala sokakta? Bu bir 'Cezayir Baharı' ya da Fransa'daki 'Sarı Yelekliler' hareketinin benzeri mi?

Bu bir isyan. Yığınları kapsayan bir başkaldırı. Cezayir'deki güçlerin, otoritenin Bouteflika'yı 5. kez cumhurbaşkanı olması için aday göstermesinden doğan bir isyan. Bu isyan Bouteflika'nın hasta bir adam olmasından, fiziksel olarak güçsüz olmasından kaynaklanıyor. Halkıyla 5-6 seneden beri konuşamıyor. Tekerlekli sandalyeye bağlı durumda. Yabancı ülkelerin liderlerini konuk edemiyor.

'Cezayirliler kendilerini aşağılanmış hissediyor’

Cezayirliler çok hasta bir adam tarafından gelen 5. kez cumhurbaşkanı olma isteğini bir aşağılanma olarak gördü. Bu çok büyük bir yara onlar için, bir aşağılanma. Bunun için başkaldırdılar. Bu isyanın bahanesi bu. İsyanın ateşleyici fitili bu.

Cezayir halkının öfkesinin sebebi nedir ?

İnsanlar uzun yıllardır öfkeli. Çok ciddi bir işsizlik var. Yolsuzluklar kalıcı bir hastalığa dönüşmüş durumda. Bütün iyi işler generallerin çocuklarına, yüksek memurların çocuklarına verilmiş. Bütün ekonomik pazarı onlar kontrol ediyorlar.

Özgürlüklerin yerle bir edildiği otoriter bir ülke Cezayir. Son altı ayda çok sayıda blogger ve internet gazetecisi geçerli bir sebep gösterilmeden hapse atıldı.

Ülkeyi terk eden gençlerin Akdeniz’de ölmesi ve öfke

Cezayirliler öfkeliler çünkü ayrıca onlarca genç Akdeniz'de öldü. Çünkü yasal olmayan yolları kullanarak Akdeniz'den Avrupa'ya gitmek istediler. Akdeniz'in sularında hayatları son buldu. Basın bunlardan bahsetti. Aile dramları yaşandı. Bu, Cezayirli ailelerde çok büyük bir duygusallığa ve öfkeye yol açtı. Neden bu gençler böylesine büyük, böylesine hammadde açısından zengin bir ülkeyi terk edip Avrupa'da yasadışı bir şekilde yaşamak istiyor? Bu soruya cevap olarak insanlar "çünkü ülke yanlış yönetiliyor." diyor. Ve böylece, bu çok derin, çok geniş, kitleleri içine alan ve ülkenin bütün bölgelerinde milyonlarca insanı kapsayan isyan ortaya çıktı.

Bloggerlardan ve internet gazetecilerinden bahsettiniz. Bu başkaldırıda sosyal medyanın rolü nedir?

Çok çok önemli. Biliyor musunuz ülkemizde basın özgürlüğüne uzun yıllardır saldırıldı. Birçok sesi susturmayı başardılar. Ama ne mutlu ki bazıları konuşmaya devam ediyor. Facebook ve bloggerlar kontrol edilemezler. İktidar Facebook'u kontrol etmeyi denedi ama başaramadı. Facebook bizim için son aylarda bir özgürlük alanı oldu. Geleneksel medyanın tıkalı olduğu anda, kontrol edilmeye çalışıldığı anda Facebook bizim için özgürlüğün sesi olarak ortaya çıktı. Gençlerin eylemlerinin paylaştığı bütün mesajlar Facebook’tan geçti. Facebook bugün özgürlüğe açılan büyük bir kapı.

Sizin bir gazeteniz var. “Facebook bir özgürlük alanı oldu” dediniz. Siz gazetenizde herhangi bir baskı yaşadınız mı?

Tabii ki, dediğiniz gibi El Watan çok büyük baskılar gördü. Kapatıldı. Aldığımız reklamları kısmayı denediler. Devletten reklam almamız yasaklandı 2014’ten beri. Çünkü biz Bouteflika’nın dördüncü kez cumhurbaşkanı olmasına karşı da pozisyon almıştık. Özel sektörden gelen reklamlar da yüzde 60 düşürüldü. Biz satışlarımızla ve ufak ilanlarla yayınımıza devam edebiliyoruz. İktidar sesimizi susturmak istiyor.

Bugün halk yeni bir yönetim modeline doğru gitmek istiyor

Peki herşeyden sonra Bouteflika “ben aday olmayacağım” dedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? “Halk kazandı, bu demokrasiye doğru atılmış bir adımdır.” diyebilir misiniz?

Bence Cezayir temelden değişmek üzere. Biz bağımsızlığımızı kazandığımız 1962’den beri askerler tarafından desteklenen bir devlet aygıtı tarafından yönetiliyoruz. Bugün halk yeni bir yönetim modeline doğru gitmek istiyor. Toplum diktatörlüğün bitmesini, otoriterliğin bitmesini istiyor. Biz, Cezayirliler demokratik, dönüşümün değişimin olduğu, şeffaf, muhalefete, partilere, ulusal kimliğe saygı duyulan basitçe dengeli bir sitem istiyoruz. Otoriter olmayan bir sistem istiyoruz.

O zaman Bouteflika’nın adaylıktan vazgeçmesi demokrasiye doğru bir adım mı yoksa sadece cumhurbaşkanlığını uzatma çabası mı?

Cumhurbaşkanı Bouteflika’nın hiç bir şekilde ülkeyi demokratikleştirme gibi bir niyeti yok. Zaten ülkeyi de o yönetmiyor. Etrafındaki insanlar kumanda ediyor. Cezayirlilerin katlanamadığı şeylerden birisi de bu. Hiç isimleri ortada olmadan çalışan insanlar var. Bouteflika hasta. Bir kaç gün önce sunulan şey sadece bu iktidarı uzatmaya yönelikti. Cezayirliler buna “hayır” dedi. “Hemen bugün gitmesini istiyoruz.” dedi.

Cezayir’deki eylemlerin devam etme sebebi de bu mu o zaman?

Kesinlikle, bunun için gösteriler devam ediyor. Cezayirliler Bouteflika’nın gidişinden sonra da siyasi sistemi temelden reforme etmek istiyor.

Bu bir yeni anayasa mı demek ?

Evet yeni bir anayasa. Bununla birlikte özellikle yeni çalışma sistemleri. Cezayir’de seçimler komediden ibaretti, bir yolsuzluktu. Oylar iktidar tarafından kendileri lehine gösteriliyordu. Cezayirliler oy kullanmasa bile her zaman iktidar seçimleri kazanıyor. Son seçimlere bakarsanız oy kullanma büroları boş. Günün sonunda yüzde 70 ile yüzde 80 ile kazanıyorlar herkes çok az kişinin oy kullandığını bildiği halde. Demokrasiye dönüş için oylara saygı gösterilmesi Cezayirlilerin iradelerine seçimlerine saygı gösterilmesi gerekiyor. Cezayirliler bunu istiyor. Siyasi olarak, bürokratik olarak, ekonomik olarak ülkeyi yöneten bir politik aygıtın içindeki bu totariter sistemden çıkmak istiyoruz. Vatandaşların haklarını yaşayabildikleri daha dengeli bir topluma doğru gitmek istiyoruz.

Askerin pozisyonu muğlak

Peki siz Bouteflika’nın asker tarafından desteklendiğini söylediniz. Şu anda askerin pozisyonu nedir?

Çok güzel bir soru. Ordunun pozisyonu çok muğlaktı. Bir ay önce asker Bouteflika’nın yanında yer aldı. Sonra ikinci bir açıklama geldi. Burada asker sorular sormaya başladı. Dört gün önce yayınlanan bir duyuru da ise asker son cuma günü yapılan yürüyüşlerin boyutunu da görünce, milyonlarca Cezayirli sokaklardaydı, ordu halkın yanında olduğunu söyledi. Bu durumda öyle gözüküyor ki asker Bouteflika’nın gidişini artık engelleyemeyeceği kanısına vardı.

‘Cuma namazında devlet propagandası yapan camileri halk terk etti’

Türkiye’de imamların, camilerin toplum üzerinde bir etkisi var. Cezayir’de durum nasıl? Din adamları bu siyasi krizde nasıl bir pozisyona sahip?

Cezayir’de camiler iktidar tarafından kontrol ediliyor. Geçtiğimiz haftalarda camilere ve imamlara verilen direktiflerde cuma namazları sırasında resmi söylemi geliştirmeleri vardı. İmamlar cuma günü vaazlarında “otoriteye saygı göstermek gerekir” şeklinde konuşmaya başlayınca bir çok kişi camileri terk etti. Cuma namazına katılmadı.

Bazı imamların da devletten kendilerine doğru gelen direktifleri kabul etmediği yönünde haberler vardı. Bütün imamlar “otoriteye itaat edin” çağrısında mı bulundu?

Kesinlikle baş kaldırılar da oldu. Bu emirlere karşı çıkan çok sayıda imam da oldu. Onlar “müslümanlar seçimlerinde özgürdürler.” dedi. Ama cuma vaazında resmi söylemde ısrar eden camileri inananlar terk etti.

Cezayir’i yakın gelecekte ne bekliyor?

Çok ilginç. Peki şimdi ne olacak? Bouteflika artık cumhurbaşkanlığı adayı değil. Öbür taraftan eylemler de devam ediyor.

Çünkü halk onun iktidarı bırakmasını istiyor. 28 Nisan’da Bouteflika’nın dördüncü cumhurbaşkanlığı dönemi bitiyor. Cezayirliler 28 Nisan’dan sonra Bouteflika’nın cumhurbaşkanlığı görevinde kalmasını istemiyor. Sonra muhalefet ve halk tarafından gelen talepleri göreceğiz. Bir geçiş dönemi olacak. Yeni seçimlerin organize edilmesi dönemi olacak. Ama bu geçiş dönemi yöneticiler, şu anki yetkililer tarafından yürütülmek zorunda değil.

Geçiş dönemi kim tarafından yönetilecek?

Bizim ülkemizi gerçek bir siyasi reforma taşımak için seçilecek olan bağımsız komisyonlar, bağımsız kişiler tarafından. Bu çok önemli. Bugün otoriter sistemden çok yorulmuş durumdayız.

Yani bu sadece Bouteflika değil, burada bir sistemden bahsediyorsunuz.

Kesinlikle. Kesinlikle. Bu çok önemli. Bouteflika ilk aşama. Sonra Cezayirliler, ülkenin başka bir sistemle yönetilmesini istiyor. Bunun için ülkemizde demokrasinin kurulmasına müsaade edecek, özgürlüklere saygılı yeni bir siyasi sisteme ihtiyaç var. Sadece oligarşilerden, iktidara yakın iş adamlarından çıkan bir ekonomi değil bütün Cezayirlilerin faydanlandığı bir ekonomiye ve dengeli bir siyasi sisteme ihtiyaç var.

Bugün Cezayir halkı arasında Bouteflika’yı destekleyenler var mı?

Hayır yok. Hiç kimse yok.

Röportaj Haberleri

“Suriye’ye geri dönüş tartışması, empati yoksunu ve yersiz”
Türkiyeli bir mücahid ile Suriye devrimi üzerine…
"Solun bir kısmı mezhepçilikten bir kısmı da İslam düşmanlığından Esed'i destekliyor"
Suriye'nin korku hapishaneleri: Sednaya, Tedmur ve Suriye’nin yeni hafızası
"Suriye devrimi Türkiye'nin de zaferidir!"