ABD başkanı Bush, Irak'a ani bir ziyaret gerçekleştirdi. Zaten ABD'nin aşırı itinayla korunan yöneticilerinin Irak ziyaretleri bu şekilde aniden ve öncesinde herhangi bir bilgilendirme yapılmaksızın gerçekleştiriliyor. Çünkü önceden bilgilendirme yapılması durumunda kendilerini Irak'ta ciddi tehlikelerin karşılayabileceğinden korkuyorlar. Bu yüzden sıkı bir himaye altında son derece gizli çıkış yapıyor, Irak'a vardıklarında da geçmişte Saddam'ın kendini gizlediği gibi bulundukları mekân hakkında en ufak bir bilgi sızdırmadan görüşmelerini gerçekleştiriyor, sonra da yine aynı metotla dönüyorlar.
Bush'un son Irak ziyaretinin, bu ülkedeki işgal kuvvetlerinin çekilmesiyle ilgili tartışmalara karşı bir atak olduğunu sanıyoruz. Çünkü geçen hafta yayınlanan yazılarımızda da dile getirdiğimiz üzere Siyonist işgal güçleri Irak'taki işgal güçlerinin çekilmesini kendi hesapları açısından endişe verici görüyorlar. Başkan Bush da bu konuda onların lobileri tarafından yönlendiriliyor. Muhtemelen Bush başkanlık sonrası konumu açısından Siyonist lobilerle irtibatını iyi tutmaya çalışıyor. Fakat Siyonistlere göre beygir kullanılırken kıymetlidir. Yük taşıyabilmesi için önemsenir, yemine ve bakımına özen gösterilir. Kullanılmış ve artık işe yaramayan beygirin kıymeti yoktur. Yeni beygirlerin performansının artırılması için eldeki imkânlar onların yararına değerlendirilir. Amerika'da birçokları bunu tecrübe etti ve bazıları hatıratlarına da geçirdiler. Ama Bush'un yaşananlardan ibret almadığı, yazılanları pek okumadığı anlaşılıyor.
Zikrettiğimiz bütün tedbirlere ve koruma konusunda gösterilen özel itinaya rağmen ABD devlet yöneticileri açısından Irak ziyareti yine de bir riski göze almaktır. Dolayısıyla Bush'un ani Irak ziyaretiyle işgal güçlerini çekme işlemini erteleme konusunda bir atak yapma, kendi görüşüne destek sağlama ihtiyacı duyması bu konuda üzerindeki siyasi baskının arttığını gösterir. Nitekim ziyaret esnasında ve sonrasında yaptığı açıklamalarda özellikle çekilme işlemiyle ilgili baskılara itiraz niteliğinde açıklamalar yapması bunu ortaya koyuyor. Ayrıca ABD kaynaklarında, Kongre'nin Irak'tan çekilme takviminin artık ciddi şekilde gündeme alınması konusunda baskılarını artırdığına dair haberlerin biraz daha sıkça yer alması dikkatlerden kaçmıyor.
Bush 3 Eylül Pazartesi akşamı sonlandırdığı ani Irak ziyaretini tamamlarken yaptığı açıklamada, bu ülkedeki işgal güçlerinin hızla çekilmesi yönündeki baskılara şiddetle tepki gösterirken önümüzdeki dönemde asker sayısında indirim yapılabileceği yönünde ifadeler kullandı. Verilen bilgilere göre Bush bu açıklamaları sahrada çok iyi korunan bir askerî üste işgal güçlerinin ileri gelen kurmayları ile toplantısı esnasında yaptı. Muhtemelen orada bu açıklamaları yapması çekilme takviminin geciktirilmesi konusunda söz konusu kurmayları ikna amaçlıydı.
İşgal güçlerinin başkomutanı General David Petrius ve ABD'nin Bağdat Büyükelçisi Ryan Crocker basın mensuplarına yaptıkları açıklamada, şu an gözlemlenen başarının devam etmesi durumunda Irak'taki mevcut güvenlik statüsünün daha az sayıda askerle de korunabileceğini söylediler. Bu açıklama gülünç olduğu gibi aynı zamanda ABD'nin artık asker azaltma işlemini ciddi şekilde gündemine alma zorunluluğu duyduğunu gözler önüne seriyordu.
Her şeyden önce söz konusu şahısların mevcut şartlarda işgal güçlerinin bir başarısından söz etmeleri sadece kendilerini avutmaktan ibaretti. Bugün bir çekilme takviminden söz ediliyorsa ve Kongre mensupları bu konuda baskı yapıyorlarsa sebebi işgal güçlerinin başarısızlığı ve paketlenen askerlere her gün yenilerinin eklenmesidir. Komutanın ve sefirin "mevcut güvenlik statüsü" diye bir şeyden söz etmeleri de son derece anlamsızdır. Çünkü Irak'ta gerek yerli ahali ve gerekse işgal güçleri açısından herhangi bir güvenlik statüsünden söz etmek mümkün değildir. Böyle bir açıklamanın amacı ancak asker azaltma planının zeminini oluşturma, gerekçelerini hazırlama olabilir. Anlaşılan o ki Bush bir çekilme takvimi yerine asker azaltma planını gündeme getirerek Siyonist lobiyi rahatlatmaya çalışıyor.
Asker azaltma planı sadece çekilme işlemini geciktirme çabası mahiyeti taşır. Peki, bu geciktirmeyle kazanılacak zaman ABD'nin işine yarayacak mı? Zaman onun lehine işleyecek mi? Bizim gördüğümüz kadarıyla bu geciktirme işlemiyle zaman Irak ahalisinin yararına işlemeyeceği gibi işgalci tarafın da lehine işlemeyecektir. Belki Siyonistlerin hesaplarına gelebilir ama ABD'yi rahatlatmayacaktır.
Vakit