Setbaşı’nda bir araya gelen kalabalık buradan Şehreküstü Meydanı’nda yaptıkları yürüyüşte Filistinli direnişçilere destek verdiklerini haykırdı. Eylemde “Katil İsrail, Aksa’dan, Filistin’den ve Ortadoğu’dan Defol!”, “Gazze Siyonist Katillere Mezar Olacak! Yaşasın Filistin İslami Direnişimiz!” yazılı pankartlar açarken “Siyonizm Yenilecek, İslami Direniş Kazanacak!”, “Suriye’de Katliama Hayır!”, “Kudüs İslam Ümmetinindir!”, “Direnen Gazze Siyonizme Mezar Olacak!”, “Siyonist İsrail Gazze’de İnsanlığı Katlediyor!”, “Siyonist İşgale Son! Kudüs’e, Aksa’ya, Filistin’e Özgürlük!”, “Halep Onurumuz Aksa Şiarımızdır!”, “Gazze Seninleyiz!”, “Esed Canavarını Durdurun!” vb ifadeleri taşıyan dövizler taşıdı.
Ebubekir Armağan’ın sunumu ile gerçekleştirilen yürüyüş Şehreküstü’nde sona ererken burada çeşitli kuruluş temsilcileri konuşmalarda bulundular. Yusufyüzlüler Derneği’nden Veysel Aşkın, Memursen’den Numan Şeker ve Buseyder’den Burhanettin Ayanoğlu’nun yaptıkları konuşmalarda Kudüs ve Gazze’nin özgürlüğüne ilişkin hatırlatmalarda bulunurken İsrail’in başta İslam ülkeleri olmak üzere tüm dünya tarafından durdurulması gerektiğinin altı çizildi. Mescid-i Aksa’nın Müslümanların ilk kıblesi olduğu belirtilen konuşmalarda Türkiyeli Müslümanların da en azından İsrail’i buğz ederek direnişe destek vermeleri gerektiğini kaydedildi.
Yapılan konuşmalarından ardından Özgür-Der’den Oktay Sari aşağıda tam metni yer alan basın açıklamasını okurken Asırder’den Muharrem Kızıl direnen kardeşlerimiz için dua okudu.
Eylem boyunca “Yaşasın Küresel İntifada!”, “Kahrolsun İsrail!”, “Bursa’dan Gazze’ye Direnişe Bin Selam!”, “Katil İsrail Filistin’den Defol!”, “Müslüman Uyuma Kardeşine Sahip Çık!”, “Katil Esed Suriye’den Defol!” vb sloganlar atıldı.
Basın açıklaması tam metni:
AKSA ONURUMUZDUR, KORUYACAĞIZ!
8 Kasım Cumartesi - 2014
Biz bugün yine Aksa’mız, Kudüs’ümüz ve Filistin’imiz için meydanlardayız. Dedelerimiz, babalarımız ve bizlerin şahit olduğu Siyonist saldırganlık, ilk kıblemiz, yönümüz, tarafımız Kudüs’e, Mescidi Aksa’ya dayandı. Harem-i Şerif’i yıkıp yerine kendi mabetlerini yapmayı planlayan Siyonistler 2012’de 12 defa 2013’te 28 defa bu yılda 76 defa mescidi ibadete kapatarak merhale merhale bu amaçlarını gerçekleştirmek istemektedirler.
Biz bu sürece sessiz kalırsak amaçlarının gerçekleştirmelerinin önünde hiçbir engel kalmayacak. Harem-i Şerif’i yıkmayı kendisine iş edinmiş bir Siyonist örgütün başı olan haham Glick’in yaralanmasını bahane ederek Mescid-i Haram’ı basan Siyonist işgalciler bir gün boyunca mescidi ibadete kapatmışlardır. 1994’te aynı oyun bir daha gündeme gelmiş, el-Halil’de İbrahim Cami’sinde bir Siyonistin namaz kılanların üstüne saldırması sonucu 29 Filistinli şehit olmuştu. Bunun üzerine mescit uzun süre ibadete kapatılmış ve açıldığında da İbrahim mescidinin yarısına, Siyonistlere tashih edilmesi için el konulmuştu. 2000 yılında Siyonist Şef Ariel Sharon binlerce polis ile Harem-i Şerif’e girdiğinde de ikinci intifadanın fitilini ateşlemiş ve bu küstah eylem bütün İslam coğrafyasında protestolarla karşılık bulmuştu.
Bugün ise Harem-i Şerif’in mihrabına kadar Siyonist postallarla kirletilmesine sessiz kalınması bu küstahlığın Müslüman halklar tarafından kanıksandığının bir göstergesidir. Filistinli Müslümanların kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla ve genciyle bu küstah işgal girişimine karşı direniş göstermeleri bizlere de ümmet olarak en az onlar kadar sorumluluk bilinci aşılamakta ve Harem-i Şerif’e sahip çıkma görevini yüklemektedir. Bu sorumluluk kralların, despotların ve işbirlikçi iktidarların değil ümmetin omuzlarındadır. Bu görev ne ABD uşağı Suud ve Ürdün, ne darbeci ve Gazze’yi boğmaya çalışan Sisi’nin ne de Mescid-i Aksa kırmızı çizgimizdir derken intifadayı engellemeye çalışan Mahmud Abbas’ın ellerine bırakılamaz. Aynı zamanda Siyonist rejime tehditler savururken türbe koruma iddiası ile elindeki tüm gücünü kullanarak Suriyeli Direnişçilere saldıran adına Hizbullah denen çeteyi ve hamisi İran’ı da bekleyecek durumda değiliz.
Harekete geçmek için bekleyecek zaman kalmamıştır. Sorumluluk hiç şüphesiz ki bizlerdedir. Bugün elimizden ne geliyorsa yapma günüdür. En azından nefesimizi tüketmeli, işgale direnen kardeşlerimizin yanında olduğumuzu haykırmalıyız.
Bugüne dek Filistin topraklarının işgalini engelleyemedik, Kudüs’ün bir Yahudi beldesi olmasına karşı duramadık. Hiç olmazsa Mescid-i Aksa’nın gasp edilmesine izin vermeyelim. Ümmete bir büyük darbe daha vurulmasına sessiz kalmayalım. Öyle ki bu gasp girişiminin karşısında duralım ve başta Kudüs olmak üzere kaybettiğimiz tüm ümmet topraklarının tekrar özgürlüğüne kavuşturmaya bir adım atmış olalım.
FİLİSTİN HALKIYLA DAYANIŞMA PLATFORMU