Bursa-Turanköyde Kur’an ve Sünnet Semineri

Özgür-Der TuranKöy Girişimi aylık seminerlinde bu ay “Kuran ve Sünnet” konusunu ele alındı.

Veysel İnanlar'ın sunumunu yaptığı program köy kahvesinde gerçekleştirildi.

Kuran ve Sünnet gibi İslamın iki temel dinamiğini anlamanın önemli yollarından biriside onları doğru tanımlamaktan geçtiğini vurgulayan Veysel İnanlar, Kuran'ın ne olduğunu anlamadan onun ne dediğini dolayısı ile hayata dair sözünün ne olduğunu anlamamız mümkün değildir diyerek şunları kaydetti;

Kuran ve Sünnet

Kur’an: Allah’ın nasıl bir Allah olduğunu bizim nelere inanmamız gerektiğini inandıklarımızı nasıl yaşayacağımızı kendimize karşı Allah’a karşı ve yaşadığımız hayata karşı sorumluluklarımızın neler olduğunu bildiren Allah’ın elçisi Hz.Muhammed(sav)’e gönderdiği son ilahi kitabın adıdır. Kur’an Allah tarafından gönderilen insanlık kanunudur. İnsanlığın yaşam biçimidir. İnsanların siyasal, ekonomik, ahlaki, hukuki ve sosyal yaşamlarını düzenlemek için gönderilmiştir. Kur’an’ın ne olduğunu anlamadan içindekilerin ne olduğunu tam anlayamayız, içindekileri anlamadan bizden istenen yaşamamız gereken hayatı tam yaşayamayız.

Kur’an’ın Gönderiliş Amacı:

1-Düşünmek için: Sana indirdiğimiz bu kutsal kelam (da herşeyi açıkladık ki) insanlar onun üzerinde iyice düşünsünler ve akıl sahipleri ondan ders alsınlar.(Sad/29)

Kuşkusuz, göklerin ve yerin yaratılışında ve gece ile gündüzün birbirini izlemesinde derin kavrayış sahipleri için alınacak dersler vardır. Onlar ki ayakta dururken, otururken ve uyumak için uzandıklarında Allah'ı anar, (ve) göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde inceden inceye düşünürler: "Ey Rabbimiz! Sen bunları(n hiç birini) anlamsız ve amaçsız yaratmadın. Sen yücelikte sınırsızsın! Bizi ateşin azabından koru!" (Al-İmran 190-191)

2-Öğüt almak için: Andolsun ki Kur'an'ı da öğüt olması için kolaylaştırdık, öğüt alan var mı? (Kamer 17)

3-Hakkı batıldan ayırmak için: Bütün insanlığa bir uyarı olsun diye kuluna hakkı batıldan ayırıcı bir ölçü indiren (Allah) ne yüce, ne cömerttir! (Furkan/1)

4-Müjdelemek ve korkutmak için: Her topluma, kendi içlerinden bir şahid getirdiğimiz gün, seni de bunlara şahid olarak getireceğiz. Çünkü, sana her şeyi açıklamak için ve müslümanlara yol gösterici, rahmet ve müjde olarak kitabı indirdik.(Nahl/89)

5-İnsanları uyarmak için: İnananlara nasihat olarak ve onunla uyarasın diye sana indirilen kitaptan dolayı sakın içinde bir sıkıntı olmasın.(Araf/2)

6-İnsanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için: Elif Lâm Râ. Bu, insanları Rabb'lerinin izniyle karanlıklardan aydınlığa, Aziz ve Hamîd olanın dosdoğru yoluna çıkarman için, sana indirdiğimiz Kitaptır. (İbrahim/1)

7-İnsanları doğru yola ulaştırmak için: Şüphesiz bu Kur'an, en doğru yolu gösterir. Doğruları yapan müminlere, büyük mükafat olduğunu müjdeler.(İsra/9)

8-Müminlere veli olması için: Rabbinizden size indirilene uyun; ondan başka velilere uymayın. Ne kadar az öğüt dinliyorsunuz!(Araf/3)

9-Sakınanlara ve sakınacak olanlara hayır olması için: Allah'tan korkan kimselere "Rabbiniz size ne indirdi?" denildiğinde, "iyilik!" diye karşılık verirler. Bu dünyada güzel davrananlara, "nimet ve güzel akibet" vardır. Ahiret yurdu ise daha iyidir. Allah'tan korkanların yurdu ne güzeldir. (Nahl/30)

10-İbret alınması için: Andolsun ki, peygamberlerin kıssalarında, sağduyu sahipleri için ibretler vardır. Bu, uydurma bir söz değildir. Kendinden önceki Kitabları tasdik eden, iman eden bir toplum için her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmettir.(Yusuf/111)

11-İnsanların ihtilafa düştükleri şeyleri açıklamak için: Biz sana bu kitabı, insanlara anlaşmazlığa düştükleri meseleleri açıklayasın, mü'minlere ise yol gösterici ve rahmet kaynağı olsun diye indirdik. (Nahl/64)

12-Kendisiyle hükmedilmesi için: Şüphesiz biz, sana kitabı insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği gibi hüküm veresin diye hak olarak indirdik, hainlerin savunucusu olma. (Nisa/105)

13-Anlamak için: Biz her elçiyi, mutlaka kendi halkının diliyle (vahyedilmiş bir mesajla) gönderdik ki, (hakkı) onlara açık (ve dolaysız) bir biçimde ulaştırabilsin; artık bundan sonra Allah (sapmayı) dileyeni sapıklık içinde bırakır, (doğru yolu tutmayı) dileyeni de doğru yola yöneltir, çünkü doğru hüküm ve hikmetle edip eyleyen en yüce iktidar sahibi O'dur.(İbrahim/4)

SÜNNET

Sünnet: Gidişat, hal, tavır, usul, iyi yada kötü takip edilen yol, çığır açmak ve yöntem manalarında kullanılmıştır.

Kim, İslâm'da güzel bir yol, bir çığır açarsa, ... sonra o yolda gidenlerin ecri, yapanlardan eksiltilmemek üzere onun dur. Kim de İslâm'da kötü bir yol, bir çığır açarsa, onun ve o yolda gidenlerin vebâli.

Kim, güzel bir işe aracılık ederse, onun bu işte bir nasibi olur, kim de kötü bir işe aracılık ederse, onun da bundan bir payı olur. Allah'ın her şey üzerinde hakimiyeti vardır. (Nisa/85)

Eylemin iyi sünnet olabilmesi için bazı şartlara ihtiyaç vardır.

1)Orijinal olması: Yani ilk defa bizim yapmamız.

2)Sürekli olması: Adet haline gelmesi lazım.

3)Şuurlu olması: Bilinçli olması lazım.

4)Olumlu olması: İyi olması.

5)Örnek olması

6)Doğru olması: Allah’ın istediği yaşam biçimine uygun olması.

7)Eylemsel olması: Fiil akla gelmesi lazım.

8)Kurallı olması: Tek tek değil de hepsini birden anlamalıyız.

Kuran’da kullanılan sünnet kavramı sadece Allah için kullanılır. Kuran’da 8 yerde geçer sünnet kavramı.

Elçilerimizden senden önce gönderdiklerimiz için de (izlediğimiz) yol buydu; Bizim (çizdiğimiz) yolda bir değişme göremezsin. (İsra 77)

Bu ayet peygamberlerin görevlerini yerine getirirken karşılaştıkları zorluklara sabretmeleri ve bu sabra karşılık Allah’ın onları desteklemesi ve zafere ulaştırması manasında kullanılmıştır.

O (Yolunu şaşırmış) kimseler, Bizim adımıza, vahyettiğimizden başka bir şey ortaya atasın diye seni ayartarak, seni vahyettiğimiz (gerçeklerden) uzaklaştırmaya çalışmaktalar; öyle ki, bunu başarabilselerdi seni hemen kendilerine dost edinirlerdi!

Eğer seni(n imanını) berkitmemiş olsaydık, belki de onlara biraz olsun eğilim gösterecektin.

O zaman sana hayatta da, ölümden sonra da kat kat (azap) tattırırdık; ve Bize karşı sana yardım edecek kimseyi de bulamazdın! (İsra 73-75)

Katade diyorki bu ayet inince Resullah şöyle demiştir “Allah’ım, sen beni, bir an bile olsa kendi halime bırakma.”

Bir hadisin sahih olduğunu anlamak için yine peygamberimizin bir başka hadisinde şöyle demektedir” Size benden bir şey geldiği zaman onu Allah’ın kitabına arzedin, eğer Kur’ana uygunsa ben onu söylemişimdir eğer Kur’ana uygun değilse ben söylememişimdir.

Her duyduğunu söylemesi kişiye günah olarak yeter.

Haber: Abdurrahman Yıldırım

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Gazze nöbeti devam ediyor
Çocuklar "Hayat Namazla Güzeldir" sloganlarıyla yürüdü
Aksa Tufanı ve kazanımları
Özgür-Der Üniversite Gençliği programlarına başladı!
Diyarbakır Özgür-Der Gençlik Çalışmaları başladı