Bunun nesi kötü?

Ahmet Altan

Ben sıradan bir adamım.

Bana sıradan, basit cümlelerle anlatırsanız anlarım.

Şimdi politikanın ve medyanın konuşkan insanları mümkünse bana basit bir şekilde, “darbeci askerlerin sivil mahkemede yargılanmasının” niye kötü olduğunu anlatabilir mi acaba?

“Darbeci askerlerin sivil mahkemede yargılanması neden kötü?”

Bence bu iyi ve doğru bir karar.

Ordunun içinde birileri cunta kuruyorsa, darbe planlıyorsa, suç örgütlerine katılıyorsa, bu insanlar sivil mahkemede yargılanmalı.

Deniz Baykal, CHP ve medyanın yazarları buna niye karşı?

Tabii aynı soruyu tersten bana sorabilirler.

“Darbecilerle, cuntacılar neden sivil mahkemede yargılansın?”

Benim sade ve net cevabım var buna.

“Darbecilerle cuntacılar sivil mahkemede yargılanmalı çünkü askerî mahkemeler emir komuta zinciri içinde çalışıyorlar... Bağımsız değiller... Adalete uygun kararlar vermiyorlar.”

Neye dayanarak bunları söylüyorum?

İzninizle hemen onu da açıklayayım.

Şemdinli’de ne oldu?

İki astsubay, bir itirafçıyla birlikte Şemdinli’de bir kitabevini bombalarken suçüstü yakalandı.

Sivil mahkeme, bu adamları 39 yıla mahkûm etti.

Askerî mahkeme ne yaptı?

Bu adamları serbest bıraktı.

Hemen taze bir örnek daha vereyim.

Şu bizim yayınladığımız son “eylem planının” altında imzası olan albayla ilgili olarak Genelkurmay Askerî Savcılığı ne dedi?

“Kovuşturmaya gerek yoktur” dedi.

Sivil savcılık ne dedi?

“Tutuklanmalı” dedi.

Sivil mahkeme ne yaptı?

Daha sonra bıraksa da önce tutukladı.

Ve yargılanmasına karar verdi.

Bu iki örnek, askerî yargıyla sivil yargı arasındaki farkı anlatmaya yeterli mi acaba?

Şimdi siz de bana anlatın lütfen, neden darbecilerin sivil mahkemede yargılanmasına karşısınız?

Basit kelimelerle söyleyin.

Sıradan, sakin, basit cümlelerle konuşamazsınız bu konularda, öyle yaptığınızda, niyetiniz çok açık bir şekilde ortaya çıkar çünkü.

Bakın, bu ülkenin ordusu, devletten ve devleti yöneten hükümetten bağımsızlığını ilan etmiş bir ordu.

Ortam müsait olduğunda darbe yapıyor.

Ortam müsait olmadığında darbe planları hazırlayıp koşulları zorluyor.

28 Şubat “post modern” darbesiyle bankaları köküne kadar soyduruyor.

Kürt sorunu gibi karmaşık bir konuyla karşılaştığında çözümü cinayetlerde arıyor, takır takır adam öldürtüyor, canileri cezalandırmıyor, üstelik bir de onlara madalya veriyor.

Susurluk, Ergenekon gibi çetelere karışan elemanlarını engellemiyor, mafyayla ilişkisi Susurluk döneminde saptanan Veli Küçük’ü generalliğe terfi ettiriyor.

Cumhurbaşkanlığı gibi hiç üstüne vazife olmayan işlere karışıp muhtıralar yayınlıyor.

Bütün bunların hukukla bir ilişkisi var mı?

Peki, hukuksuz bir ordu olabilir mi?

Orduyla çeteyi birbirinden ayıran çizgi hukuktur, hukuku ortadan kaldırırsanız ordu çeteleşir.

Çok uzun yıllar önce ben Afrika’da dolaşırken, Zaire’de turistlerin en korktukları şey sokaklarda askerlerle karşılaşmaktı çünkü askerler sokakta rastladıklarını soyuyorlardı.

Bu çok abartılı bir örnek olarak mı gözüktü size?

Açın bir okuyun bakalım Susurluk raporunu, kim kimden ne haraçlar almış.

Açın bir okuyun JİTEM davasının dosyalarını, kim kimi nasıl vurup öldürmüş.

Ordu bağımsız olmaz, olamaz.

Silahlı bir gücü “denetimsiz” bırakırsanız kaçınılmaz olarak çeteleşir, elindeki silahı kendi iktidarı ve çıkarı için kullanmaya başlar.

Hukukun kurumsal denetimi olmadan da herhangi bir komutanın “iyi niyeti” suçu önlemeye yetmez, Orgeneral Özkök bu ordunun gördüğü en iyi komutanlardan biriydi, onun zamanında darbe planları hazırlandı.

Orgeneral Başbuğ, “Ben demokrasinin güvencesiyim” dedi, karargâhından Ergenekon sanığı çıktı.

“Darbecilerin, ağır suçlara bulaşan askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasına” karşı çıkanlar, siz, bunların devamını mı istiyorsunuz?

Bunların devamı orduyu prestijli, saygıdeğer ve “yıpranmamış” bir ordu mu yapar?

Ben “darbecilerin, ağır suçlara karışanların” sivil mahkemede yargılanmasını istiyorum.

Bir orduyu ordu yapan hukuktur, silah değil.

Silah, çetede de var çünkü.

TARAF