Bunların hedefi korku senaryosuyla panik çıkartmak mı? 

Celal Şengör ile Naci Görür'ün “Marmara Depremi” hakkında yaptıkları açıklamalar meslektaşları tarafından eleştiri yağmuruna tutuldu.

HAKSÖZ HABER

Akademik unvana sahip bazı isimler televizyon ve sosyal medyada görünür olmanın verdiği hazla olsa gerek daha fazla görünür olmak için her şeyi yapar hale geliyorlar. Hiçbir ciddiyetleriyle kalmayan bu isimlerin başında hiç şüphesiz Celal Şengör geliyor.

İTÜ’de bir öğrenciyi taciz etmesiyle gündem olan Şengör sanki hiçbir şey yapmamış gibi hala medya tarafından el üstünde tutuluyor. Daha fazla görünür olup egosunu şişirmek için her şeyi yapan Şengör uzmanlık alanı gereği Türkiye’nin her zaman konuştuğu olası “Marmara Depremi” hakkında sansasyonel açıklamalar yapıyor.

Naci Görür de aynı şekilde Kahramanmaraş merkezli depremlerden önce yaptığı tahminlerden bazıları sebebiyle artan popülaritesini kullanarak durmaksızın felaket senaryolarıyla gündem olmaya çalışıyor.

Prof. Dr. Şengör, İstanbul’dan taşınacağını ifade ederek, "60-70 bin bina tamamen çökmese de yıkılacak. Kurtarma çalışmaları için sokaklara girilemeyecek. Kente giren çıkan yolların önemli bir bölümü kullanılamaz hale gelecek, ortaya çıkacak kaos ortamında sağ kalanlar da günlerce belki haftalarca bloke olacak" derken, Prof. Dr. Görür ise "Yaklaşık 2.5 milyon kişi risk altında" açıklamasında bulunmuştu.

Haber Global’in haberinde Naci Görür ve Celal Şengör’ün meslektaşı olan akademisyenler bu ismin yaklaşımlarına karşı oldukça sert eleştiriler dile getirdi.

Haberglobal'e konuşan Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerif Barış, yapılan 2 açıklamayı da doğru bulmadığını gündeme getirirken, "Bilim insanları kişisel düşünceleri yansıtmak haklı olabilir ancak İstanbul'da olası depremde 2.5 milyon kişinin ölümle burun buruna geleceği gerçekçi rakamlar değil. Yapılan deprem senaryoları belli. Elbette kaos kargaşa olacak ancak hiçbir modelleme ve deprem senaryosunda, 2 bilim insanını söylediği kadar büyük rakamlar yok" dedi.

İstanbul'da nüfus ve yapılaşma yoğunluğuna bağlı oluşacak hasarın 'kıyamet senaryosu' olarak aktarılmasının halkta panik ve endişeye neden olduğunu da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Barış, "Enkaz altında kalanlara erişim problemleri olacak. Ancak 'tüm arama kurtarma ekipleri İstanbul'da, herkes enkaz altında kalacak' demek son derece yanlış açıklamalar. İstanbul'u etkilemesi beklenen Marmara Denizi'nin altındaki fay şehrin içinden geçmiyor. 17 Ağustos'ta Kocaeli ve Adapazarı'nda oluşan yıkımın büyüklüğü fayın şehirlerin altından geçmesinden kaynaklandı. Depremin etkisine yönelik bir sürü parametre var" diye konuştu.

Prof. Dr. Görür ve Prof. Dr. Şengör'ün açıklamalarına tepki gösteren bir diğer isim olan Paleosismolog Dr. Ramazan Demirtaş ise "Devletin kurumu sessiz kalıyor, kalmamalı" derken, "Bu tür açıklamalar, bu şekilde yapılmaz. Ortada belge yok, veri yok. 'Ben taşınıyorum' diyorsunuz ancak geride kalanlara neden kıyamet senaryosu çiziyorsunuz? Bu iki hoca da her defasında bir yerlere çıkıp, sürekli kıyamet senaryoları çiziyorlar" uyarılarını sıraladı.

Her iki uzmanın da ellerinde yeni bulgular olmadan yorum yaptığına değinen Demirtaş, şöyle konuştu: 

"İlgili devlet kurumu yetkilileri çıkıp, yeni bulgular eşliğinde uyarı yapsa anlarım ama iki ismin ellerinde hangi yeni veriler var da bu açıklamaları yapıyorlar. Yetki ve görevler yokken bu tür açıklamalar doğru değil. İstanbul'da riskli alanların tahliyesi söz konusu olacaksa, bu çalışma Ulusal Deprem Eylem Planı çerçevesinde yapılır. Sen zenginsiz taşınıyorsun, ben ne yapacağım!"

Yorum Analiz Haberleri

İşgal edilen zihinler
AK Parti ve MHP’nin gençlik teşkilatları Filistin davasının neresinde?
Metalaşan değerler ve ahlaki çözülme
İslam düşmanları neden Müslüman mezarlığına defnediliyor?
Geçmişimiz ve unutma sorunu