Güney Uzun / Haksöz Haber
Siyonist İsrail, Mavi Marmara gemisinde gerçekleştirdiği katliamda "katiller timi" yanı "Şayetet 13" olarak bilinen özel bir birliği kullanmış. Bu Siyonist katilleri topluluğu, nokta isimlere yapılacak suikastlarda kullanılıyor. Merkezi Hayfa'da Atlit Kalesi'nde yer alan ve 1949 yılından bu yana aktif olan Şayetet 13 hakkında fazla bilgi basında yer almıyor. Bu timin, bugüne kadar Altı Gün Savaşı, Bulmus 6 operasyonu, Lübnan savaşı, 2. İntifada'da gibi çeşitli öldürme ve saldırı görevlerinde yer aldığı belirtilmekte.
Gazze Filosuna Saldırı sonrası tüm kamera ve fotoğraf makinelerine el koyan Siyonistler bu makinelerin içindeki görüntü ve resimleri silmişler. Daha sonra sahiplerine iade edilen bu makinelerde bilgilere veri kurtarma yöntemi ile ulaşılınca ortaya Siyonist saldırı esnasında Mavi Marmara da ki kardeşlerimizin göstermiş olduğu direnişten görüntüler ortaya çıkıyor. Tabiî ki Siyonist askerlerinde ne hale geldiği.
Fotoğraflarda, seçkin katiller topluluğunun ellerinde ki son teknolojik silahlarla kardeşlerimize saldırırken direnişçilerin kendilerini korumak için ellerinde sopalarla beklediklerini, nöbet tuttuklarını görüyoruz. Sebat edip, yere sağlam adımlarla basıp kendilerine saldıracak işgalcilere direnmek için bekliyorlar. Bu resimlerde ve görüntülerde hiçbir direnişçiyi ağlarken görmedik. Kurşunlarla yaralanmış, bacaklarından, göğüslerinden mermiler geçmiş kardeşlerimiz Siyonistler karşısında dik duruşlarını devam ettiriyorlar.
Kardeşlerimizin direnişi sonrası ele geçirilen bu seçkin birlikteki askerlerden bazılarının resimleri gün yüzüne çıkarken yüzlerindeki korkuda ortaya çıkmış oldu. Bu katiller topluluğunun ellerinde silahlar olduğunda nasıl "erkeklik" tasladığını, ama esir alındıklarında, ellerinden silahları alındığında ağlayarak merhamet dilenmeye başladıklarına gördük. Gözlerdeki endişenin nedeni bizleri de kendileri gibi zannedip, onların bizim direnişçilerimize yaptıklarını bizim de onlara yapacağımızı zannetmeleri olsa gerek. Bu endişenin kaynağında kendi zulümlerinin farkında olmalarını da yatmakta. Kardeşlerimizin anlattıklarına göre yaralı kardeşlerimize bile işkence yapmışlar. Yerlerde sürüklemişleri, yaralı bölgelerine vurmuşlar. Daha çok acı çektirmek ve bundan sadistçe zevk almak Siyonistlerin bir özelliği olabilir. Ancak bizlerin değil.
Gemideki kardeşlerimiz esir aldıkları yaralı askerlere bile tıbbi müdahalede bulunmuşlar. Ancak Siyonist katiller gemi teslim olduktan ve tüm kontrol onlarda olmalarına rağmen yaralı kardeşlerimizden bazılarına hiçbir müdahalede bulunmayarak onların şehit olmasına neden olmuş. Bir kez daha anlaşışmış oldu ki katiller topluluğu Siyonistlere karşı koymak için onlar kadar güçlü silahlara sahip olmak mutlaka gerekmiyor. Gerekli olan en önemli şey sabır ve sebat ile direnişi kuşanmış, iman dolu adanmış yürekler.