HAKSÖZ HABER
Bugün ırkçı çevreler her fırsatta mültecilerin geri gönderilmesini isterken bir yandan ise Suriye’nin artık normalleştiğini savunuyorlar. Suriye’de ise hiçbir şey değişmiş değil. Rejim hala her fırsatta insanlara kan kusturuyor. Aynı zamanda Rusya ve İran’ın desteğiyle ayakta duran rejim hakim olduğu bölgelere akaryakıt ve elektrik dahi sağlayamıyor.
Esed rejiminin zulümlerini unutturmak için elinden geleni yapan müfsitlerin unuttuğu esas mesele ise bu konunun bir halkın hafızası ile ilişkili olduğu. Suriyeliler kendilerini yapılanları unutmadılar. Dünyanın dört bir yanına savrulan Suriye diasporası rejimin zindanlarına girdikten sonra bir daha haber alınamayan yakınlarını, dostlarını arıyorlar.
Binlerce insanın akıbeti meçhul durumda. Suriyeliler ise bu zulüm çarkında unutulmamak için yeni metotlar geliştirmek zorunda kalıyor. Kayıp sevdiklerinin akıbetini bulmanın bir yöntemi hapishanelerde tutukluların isimlerinin kan ve pas kullanarak yazılan kaçak kıyafet parçaları çıkarmaktı.
2012 yılında Mansur al-Omari gördüğü işkencelerin ardından bir anlaşmayla serbest bırakılacağını öğrenince yırtık bir elbisenin parçaları üzerine 82 arkadaşının isimlerini kendi kanını kullanarak yazdı. Bu bez parçalarını dışarı çıkarmayı başaran Mansur arkadaşlarının ailelerine haber verebildi. Bugünlerde ABD’de sergilenen isimlerin yazılı olduğu yırtık elbiseler Esed mezaliminin en acı kayıtlarından birisi.
Daha önce binlerce tutsağın işkence ile öldürüldüğü Oscar isimli eski askerin kaçırdığı kayıtlar sayesinde tescillenmişti. Esed zindanlarında yaşanan zulümler 21. asrın en sistematik katliamları arasında… Suriye’de durum böyleyken hala utanmadan Esed’i savunabilen ve Suriye’nin normalleşebildiğini ileri süren kimselerin vicdanı olmadığını biliyoruz. Yaydıkları dezenformasyonla insanların zihinlerinde soru işaretleri oluşturma ihtimalleri asıl sorundur!