Eski TBMM Başkanı ve eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Ben daha önce Sayın Cumhurbaşkanımız, görevini Sayın Davutoğlu'na devrederken bizim de katkılarımızla, bizim de imzamızla, bizim de oyumuzla Sayın Davutoğlu yapılan kongreyi bir 'Vefa Kongresi' olarak nitelendirmişti. Ama bugün yapılan kongre bir vefa kongresi değil, bir veda kongresidir. Ben duygusal bir insanım, ben vefadan yanayım. Ben vedadan yana değilim" dedi.
Eski TBMM Başkanı ve eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, eşi Münevver Arınç ile birlikte memleketi Manisa'da Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Kemal Çelebi'nin kızı İkbal Sena Çelebi ile Ahmet Keskin'in nikah törenine katıldı. Arena Düğün Salonu'nda gerçekleştirilen nikaha ayrıca Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, Manisa Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı Yaşar Coşkun, Manisa Şehzadeler Belediye Başkan Vekili İsmail Önal, eski Bakanlardan Rıza Akçalı, öğretim görevlileri ve davetliler katıldı.
Nikah töreninin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan eski TBMM Başkanı ve eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kongreyi değerlendirdi. Kongredeki konuşmaları internetten takip ettiğini belirten Arınç, "Gördüğünüz gibi Manisa'dayım. Burada iki tane çok değerli dostumuzun nikahları var. Onlar için geldim eşimle birlikte. Ama Ankara'da yapılan AK Parti Olağanüstü Kongresi'ni de takip ediyorum. Öncelikle kongrenin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu AK Parti'nin olağan kongrelerinden farklı olarak ikinci defa yapılan olağanüstü kongredir şartlar öyle gerektirdiği için. Kongrenin büyük bir disiplin, coşku içerisinde geçtiğini duydum. Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun mükemmel bir konuşma yaptığını internetten izledim. Sayın Binali Yıldırım da kendisini takdim eden bir konuşma yapmış. Sanıyorum genel başkan seçimi ve MKYK üyeleri seçimleri de şu saatlerde bitmiş olacak" dedi.
"UZUN SÜRE KONUŞULACAK"
AK Parti'nin 14 Ağustos 2001'de kurulduğunu hatırlatan Arınç, "Bugüne kadar neredeyse 14 yılı geçti. Bunun tamamı iktidarlar dönemidir. Bu muhteşem bir başarıdır. Bu başarıda payı olan herkesi kutluyorum. Tebrik ediyorum. Son 20 aydır seçilmiş genel başkan ve başbakan olarak ülkemize hizmet etmiş olan Sayın Ahmet Davutoğlu, ki başbakan yardımcılığı ve hükümet sözcülüğü yapmış bir insan olarak onun da çok başarılı olduğuna inanıyorum. Mükemmel bir yönetim sergiledi. Partisini 1 Kasım'da yapılan seçimlerde yüzde 49 buçuk gibi 24 milyona yakın oyla tekrar iktidar yaptı. Şartlar öyle gerektirdiği için de büyük bir asalet gösterdi, fedakarlık gösterdi, feragat gösterdi. Bir olağanüstü kongreyle görevlerinden tamamen ayrıldı ve Sayın Binali Yıldırım'a da bugün devrediyor. Bu Türk siyaset tarihinde uzun süre konuşulacak, tartışılacak, sorgulanacak bir olaydır. Ama büyük bir disiplin, büyük bir beraberlik, büyük bir sevgi içerisinde kongrenin cereyan etmiş olması fevkalade önemlidir" diye konuştu.
"KAFALARDA PEK ÇOK SORU İŞARETİ TAŞIYACAKTIR"
Kongrenin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a büyük bir görev düştüğü inancında olduğunu belirten Arınç, "Artık bugünden itibaren herhalde sorumluluk açısından Sayın Cumhurbaşkanımıza büyük görevler düştüğüne inanıyorum. Çünkü Sayın Binali Yıldırım'ın hazırlanması, MKYK üyelerinin tespit edilmesi ve zannediyorum ki hükümetin de aynı doğrultuda Sayın Cumhurbaşkanımızın görüşleri ve direktifleriyle tespit edilecek olması ona büyük bir sorumluluk yükü yüklüyor. Böyle olması AK Parti'nin doğası gereğidir. AK Parti'nin kuruluşundaki şartlar bugüne kadar geçerli olmuştur. Ancak 20 aylık bir başbakanın kendi açısından da 'Bu benim kararım değildir' dediğine göre bir kongreyle bitiyor olması kafalarda pek çok soru işaretini de belki taşıyacaktır" dedi.
Hükümetin başarısının ya da başarısızlığının Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hanesine yazılacağını söyleyen Arınç, "Ben her şeyin olup bittiğini ama şu konuda da Sayın Cumhurbaşkanımızın hükümetin mutlaka başarılı olması gerektiğini düşündüğünü zannediyorum. Çünkü Sayın Binali Yıldırım ve onun hükümeti başarılı olursa, ki temenni ederiz başarılı olacaktır, başarı hanesi Sayın Cumhurbaşkanımıza yazılacaktır. Allah sektirsin iç ve dış politikalar, Türkiye'de yaşanan olaylar küçük de olsa bir başarısızlığı getirdiği takdirde Sayın Cumhurbaşkanımızın hanesine yazılmış olacaktır. Çünkü tercih böyledir. Çünkü Sayın Binali Yıldırım başarılı olmak mecburiyetindedir. Sayın Cumhurbaşkanımızı çok sevdiğini ve onun doğrultusunda böyle bir görevi kabul ettiğine göre inşallah başarılı olur. Ülkemiz onun hizmetlerinden yararlanır ve ülkemizde yeni gelişecek müspet olaylarla bu başarı bu hükümetin ve Cumhurbaşkanımızın kazanç hanesine yazılır. Bizde bir AK Partili olarak hükümetimizin başarılı olmasını isteriz. Partimizin başarılı olmasını isteriz. Şu andan itibaren hükümetimize, AK Partimize başarı konusunda nasıl bir katkı olacaksa, nasıl bir ihtiyaç duyuluyorsa her emre amade olduğumuzu da bildirmek isterim. Yaşanan olaylar bir yana ama Türkiye'nin başarılı bir hükümete ihtiyacı var, AK Parti'nin başarılı bir hükümete ihtiyacı var. Bu konuda AK Parti'nin kuruluşunda emeği geçmiş insanlardan birisi olarak başarıya odaklandığımızı söylemek istiyorum. Bütün çabalarımız ülkemize, milletimize hizmette bu hükümetin başarılı olması adınadır. Sayın Binali Yıldırım'ı da, yeni seçilen arkadaşlarımızı da, hükümette görev alacak tüm arkadaşlarımızı da candan tebrik ediyorum" diye konuştu.
ARINÇ, NEDEN KONGREYE KATILMADIĞINI AÇIKLADI
Basın mensuplarının kongreye davet edilip edilmediği sorusu üzerine Arınç, kongreye davet edildiğini ancak iki nedenden dolayı katılmadığını söyledi. Arınç şöyle konuştu:
"Kongreye davetliydim. İşin iki boyutu var. Yalnız şunu söyleyeyim. Ben daha önce Sayın Cumhurbaşkanımız, görevini Sayın Davutoğlu'na devrederken bizim de katkılarımızla, bizim de imzamızla, bizim de oyumuzla Sayın Davutoğlu yapılan kongreyi bir 'vefa kongresi' olarak nitelendirmişti. Biz de bütün heyecanımızla, bütün coşkumuzla bu vefa kongresinde bulunmuş konuşmaları takip etmiştik, oyumuzu kullanmıştık. Ama bugün yapılan kongre bir vefa kongresi değil, bir veda kongresidir. Ben duygusal bir insanım, ben vefadan yanayım. Ben vedadan yana değilim" dedi.
Vefadan yana olduğunu göstermek amacıyla Manisa'ya geldiğini söyleyen Arınç, "Ama vefadan yana olduğumu göstermek için de bir şey yapmalıydım. Onun için de Manisa'ya geldim. Şu anda nikahını kıydığımız kızımız Sayın Rektörümüzün kızıdır. Rektörümüzün babası Manisalıların kitapçı Turgut amcası, benim lise çağlarından itibaren yakinen tanıdığım ve kendisinden çok istifade ettiğim Manisa'nın büyüklerinden birisidir. Dolayısıyla onun torununun evlendiği bir günde ve Manisamızın Sayın Rektörü'nün kızının evlendiği bir günde ben burada olmalıydım. Buradan bir başka nikaha gideceğim. O da benim milletvekilliği dönemimde Refah Partisi İl Başkanı olarak birlikte çalıştığım Osman Çeltük Bey'in oğlunun nikahıdır. Biz birlikte çalıştığımız insanlara, şu güne kadar bir kardeş ilişkisi içerisinde geldiğimiz insanlara hep vefa gösterdik. Dolayısıyla bugün iki tane nikahta hazır bulunmakla ben tekrar vefaya döndüğümüzü göstermek istiyorum. Bu veda kongresi olmuşsa umarım ki Sayın Davutoğlu da bütün enerjisini, bütün çalışmalarını, gayretlerini hükümetin başarısı için ayıracak olmalıdır, çalışmalıdır" diye konuştu.
"BENİM YERİMİ TAYİN EDEMEMİŞLER"
Arınç, kongreye katılmamasının ikinci nedenini ise şu sözlerle açıkladı:
"Ben kongreye davet edildim tabi ve yakama asacağım karta baktığımda 'geçmiş dönem milletvekili' olarak nitelendirildiğimi gördüm. Doğru. Ben 3 dönem milletvekilliği yaptım. Ama 3 dönem milletvekilliğim içerisinde de 5 yıl Meclis Başkanlığı, 7 yıl başbakan yardımcılığı yaptım. Geçmiş dönem milletvekilleri ayrı bir yerde tasnif edilmiş. Onlar il başkanlarıyla, belki delegelerle birlikte oturacaklar. Ama A protokolde Sayın Başbakanla birlikte geçmiş ve bugünün bakanları geçmişte AK Parti'de Meclis Başkanlığı yapmış insanların da olduğunu gördüm. Dolayısıyla burada umarım ki burada en iyi niyetli bir yanlışlık olsun" dedi.
"BU İŞLERE BİR SON VERSİNLER"
Kendisinin geçmiş dönem Meclis Başkanı ve başbakan yardımcısı olduğunu yineleyen Arınç, "Ben geçmiş dönem milletvekiliyim ama geçmiş dönem Meclis Başkanıyım, geçmiş dönem başbakan yardımcısıyım. Benim yerimi tayin edememişler. Aklıma kötü şeyler gelmiyor da değil. Partinin 3 kurucusundan biri olarak 14 sene kendisinden sitayişle, takdirle bahsedilen bir insan sonunda kuruculuktan 'Hayır kurucu falan değil' şeklinde çıkarılmışsa her halde eski Meclis Başkanlığım, eski başbakan yardımcılığım da unutulmuş olmalı. Dolayısıyla zaten bir veda kongresine katılmam mümkün değildi ama bir de böylesine bir yanlışlık, kötü niyet varsa onu sahipleri bilirler. Benim Manisa'ya gelmemi daha elzem kıldı. Bu güzel memlekette teneffüs etmiş olmaktan, dostlarımı görmüş olmaktan çok mutluyum ama bu yanlışlıkları bana yapanlar başkalarına da yapıyorsa yeni genel başkandan ricamdır bu işlere bir son versinler. Biz bu partinin emektarıyız. Bu partiye hayat veren her işin içerisinde olduk, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Sıfatlarımızı da onlar tayin etmiyor. Millet bizi bu noktaya getirdi. En azından vefa olarak buna sahip çıksınlar" diye konuştu.
Arınç, açıklamalarının ardından bir başka nikah törenine katılmak üzere salondan ayrıldı.
Yeni Akit