Ramazan Yazçiçek’in yazısı:
Sayıya gelmeyen cesetler, hesap edilemeyen yıkımlar; ifadelere sığmayan katliamlar devam ediyor… Unutma evlat! Yaşananların adı, “Müslümankırım”dır.
Amaçlanan şeyin büyüklüğü, amaca ulaşmak için başvurulan araçların azlığı veya kıtlığı, buna rağmen elde edilen sonuçların göz kamaştırıcı ve akıllara durgunluk verici nitelikte olması her dönemde bir rehberliğin, topluluğun ve hareketin büyüklüğünü gösteren üç önemli ölçüttür. Gazze’de yazılan destanı, bir de bu gözle okumak gerekir.
Gazze’de başlayıp Lübnan’da devam eden katliamlar, bütün insanlığa ve özelde kendilerine “Müslüman” diyenlere bir kez daha, “Bu gidiş Nereye?”(Fe-eyneteżhebûne?) (Tekvîr, 81/26) sorusunu yöneltmiş, sarsıcı uyarısını yapmıştır. Göçük altında kalan birine, “Beni duyan var mı?” diye sesleniş ne ise, bugün Gazze’den evren boşluğuna bırakılan haykırışlar da aynıdır. Filistinli küçük kız çocuğun, “Ârun Aleyküm!” (Allah’tan korkun/utanın; yazıklar olsun size!) haykırışı, kendisine ses vermesini umduğu birileri içindi. Istırap yüklü yuhalamanın muhatabı, “Ben insanım!”, “Ben de Müslümanlardanım” diyen herkestir bugün!