Myanmar'ın Meiktila kentinde toplum liderleri, fanatik Budistleri, iki toplum arasındaki denge ve uyumu sağlamak adına sarf edilen çabayı 'büyük bir tehdit' görüyor.
Mandalay bölgesine bağlı Meiktila'da 5 yıl önce, çoğu Müslüman en az 43 kişinin ölümüne, yaklaşık 12 bin kişinin evsiz kalmasına neden olan saldırının ardından toplum liderleri halkın yaralarını sarmaya çalışıyor.
Meiktila'da Müslüman toplum lideri San Win Shein, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Olay, karşılıklı güveni yok etti. Bu yüzden, saldırının yaşandığı zamandan bu yana güveni yeniden inşa etmek için Budist liderlerle birlikte çalışıyoruz." dedi.
Aynı zamanda olay sonrasında hükümet tarafından oluşturulan kentteki dinlerarası birliğin ortak sekreteri olan Shein, "Her iki taraf da durumdan yara aldığı için insanların tamamen iyileşmesi kolay değil." diye konuştu.
Meiktika'da, 2013 Mart ayında, Müslümanlara yönelik şiddeti körükleyen Budist bir rahibin, bir Müslümana ait kuyumcuya saldırmasının ardından patlak veren şiddet olaylarında 43 kişi ölmüş, Müslümanlara ait ev ve camiler ateşe verilmişti.
"BUDİST OLMAYAN DİNLER KONUSUNDA ZİHNİYET DEĞİŞMELİ"
Toplum liderleri, fanatik Budistleri, iki toplum arasındaki denge ve uyumu sağlamak adına sarf edilen çaba için "büyük bir tehdit" olarak görüyor.
Şiddet olayları sırasında Müslümanların, manastırına sığınmasına izin veren Budist keşiş Withodda da AA muhabirine yaptığı açıklamada, fanatik Budist gruplar tarafından organize edilen etkinliklerin katılımcı kaybettiğini vurguladı.
Withodda, bazı hükümet yetkililerinin, Budist olmayan dinler konusunda "zihniyetlerini değiştirmesi" gerektiğine dikkati çekti.
Meiktila'da bir aktivist olan Htein Lin Khaing, 2013'teki şiddet olayının ardından 5 yıl geçmiş olmasına rağmen bölgedeki 13 camiden 7'sinin hala kapalı olduğunu belirtti.
Bölge yetkilileri tarafından alınan son karara göre, dini mekan olarak belirlenmemiş binalarda ibadet etmenin yasaklandığını söyleyen Htein, bu durumun, halkı paniğe sürükleyeceğini kaydetti.
Müslüman bir bölge sakini de günlük yaşantısında tedirgin olduğunu söyleyerek, "Budist komşularımızın hala, beş yıl önce yaşanan olay için bizi problem çıkaran kimseler olarak gördüğünü hissediyorum. Gerçekte bizler mağdurlarız, sorun çıkaran kimseler değil." ifadelerini kullandı.