Bu Yara Böyle Sarılmaz!

Ahmet Taşgetiren gündemdeki af tasarısını değerlendirdiği yazısında “‘Uyuşturucu’ suçlarına bile İttifak ortağının gönlünü hoş etmek için kapıları açarken, on binlerce kişiyi ‘terör suçu damgası’ ile içerde tutarsanız bu adalet olmaz.” diyor.

Ahmet Taşgetiren’in Karar’da yayımlanan yazısını (24 Mart 2020) ilginize sunuyoruz:

Terör Suçu mu Dediniz?

FETÖ’nün iktidara dershane sebebiyle savaş açtığı zamanlar onlara hitaben şöyle yazmıştım:

-Obama (o zamanlar Obama vardı) okullarınızı kapatsa ona savaş açar mıydınız? Ya da bir CHP iktidarında dershaneleriniz kapatılsa ona savaş açar mıydınız?

Açmazdınız. Bu iktidar döneminde savaş açtınız çünkü gözünüze kestirdiniz. Amerika ile Avrupa ile bir olup Müslüman bir iktidarı dövebileceğinizi düşündünüz.

Bugün de bu paragrafı ‘İktidarın dövmek için gözüne kestirdikleri’ biçiminde yazmak gerekiyor. FETÖ ile iltisaklı veya kimi bazı alanlara yönelik yargı sillesi ‘sarımsaklasak da mı saklasak, sarımsaklamasak da mı saklasak’ türünden bir mantıkla işliyor.

Cezaevleri haddinden fazla doldu ya… İnsanlar vardiya usulü yatıyor, metrekareye üç-beş kişi düşer hale geldi ya… Buna bir de şu virüs hikayesi eklendi, salgının oralara girmesi halinde kitle halinde ölüm haberlerinin gelmesinden endişe edilir oldu ya….. Cezaevlerini bir miktar boşaltalım… Onun için de af olmasa bile ona benzer bir yöntemle (infaz sistemini değiştirerek) insanları dışarı çıkarmaya karar verildi ya…

İşte o uygulamanın istisnaları babında bazı suçların istisna edilmesi öngörülüyor. ‘Uyuşturucu ile iltisaklı suçlar’ da vardı onlar arasında ama, Muhtemelen Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin Çakıcı duyarlılığı sebebiyle o istisna tavsayacak…

Ama ‘Terör suçu’ sebebiyle içerde olanlar zinhar çıkamayacak… Aklınıza gelen ilk cümle ne? ‘Çıkmasınlar’ değil mi? ‘Onlar da terör suçu işlemeseydiler…’

Gelin görün ki terör suçu bizde iktidarların birilerini dövmek için kullandığı elverişli bir sopa mahiyetinde kullanılır olmuştur. Türkiye’de terör var mıdır, tabii ki vardır, Türkiye’de iktidarı devirmek için yapılmış darbe teşebbüsüne kadar uzanan örgütler, eylemler var mıdır, tabii ki vardır. Onların en etkin şekilde cezalandırılması gerekli midir, tabii ki gereklidir.

Ama bu işte de adil olunmalıdır. Bu işte de terör suçunun nerede başlayıp nerede bittiği iyi belirlenmelidir. Bu işte de siyasi hesap, ya da intikam duyguları devreden çıkarılmalıdır.

Şimdi FETÖ suçlarında bir ‘iltisaklı, irtibatlı, terör örgütü üyesi olmadığı halde örgüte yardım etme’ gibi gerekçe var ki, bunlarla ‘kel alaka?’ diyebileceğiniz insanlar ‘terör suçu’ ile itham edilip yargılanabiliyor, mahkûm edilebiliyor. Alın size Sözcü yazarları davası. Deyim yerindeyse ipten döndüler.

Hanefi Avcı, Devrimci Karargâh davasında FETÖ yargıçları marifetiyle ve ‘terör suçu’ isnadıyla yıllarca içerde tutulmadı mı?

İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanı iken ‘Terör örgütü liderliği’ suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilmedi mi? Yargı ise yargı, terör suçu ise terör suçu… Sonunda “Meğer kumpasmış” denmedi mi?

Bu zamanda… İçerde halen ‘örgüt üyesi olmadığı halde örgüte yardım suçu’ndan yargılanan, mahkûm edilen yazarlar var. Af dileyip affı şahaneye mazhar olanlarla affı şahaneye sığınmayıp kişisel onur davasında olanların ayrıştığı adalet görüntüleri de Türkiye’ye mahsus…

Bazı kişilere takıyor devletimiz, Gezi’den… olmadı 15 Temmuz’dan… olmadı Casusluktan tutalım içerde diyor. Asla dışarı çıkamasın.

Kimi zaman aynı adam, ağırlaştırılmış müebbetle beraat arasında gidip geliyor.

Bazılarını içerde tutmak için hem PKK, hem DEAŞ, hem El kaide, hem FETÖ dosyaları oluşturuluyor. Nasıl olsa birinden biri tutar mantığı ile.

Falanca derneğe 5 lira yatıranı, aidatını devletin ödediği derneğe üye olanı, piknikte Risale-i Nur okuyanı, çocuğunun dershane borcunu Bank Asya’ya yatıranı ‘iltisaklı – irtibatlı’ bulup terörden cezaevine koyduk… Onlara gücümüz yetti.

Bazen çocukları top oynamaya götürmeyi örgüt faaliyeti saydık.

Ama benzeri suçlarla yargılanan kimilerinin arkasında Trump, kimilerinin arkasında Merkel var diye, onları memleketlerine gönderdik.

Ne dersiniz, HDP’nin PKK ile ‘iltisak’ına dair Cumhur İttifakı’nın bir tereddüdü var mı? Bir işaret verilse bin tane iddianame yazılabilir değil mi? Ama HDP’ye oy veren herhangi bir kimseye ‘Terör suçu’ndan dava açılmıyor. Açılsın, demek istemiyorum, asla, ama ‘iltisak mantığı’nın çarpıklığına işaret için söylüyorum, dava açsanız 6 milyon kişiyi terörden içeri alacaksınız, değil mi? Türkiye cezaevine dönecek. ‘FETÖ ile iltisaklı’ denip on binlerce insan içeri alınmadı mı? Bakın ‘iltisak’larına… Falanca derneğe üyelik… Terör suçu vs.

‘FETÖ’yü koruyor’ gözükmemek için kimse dokunamıyor. Ama bu ‘terör suçu damgalaması’ sağlıklı değil. Yargıyı siyasi iktidarın bir ‘muhalif sindirme aracı’ haline getirmemek lazım. ‘Uyuşturucu’ suçlarına bile İttifak ortağının gönlünü hoş etmek için kapıları açarken, on binlerce kişiyi ‘terör suçu damgası’ ile içerde tutarsanız bu adalet olmaz. Bu yara sarmaz. Bence herkes bir kere daha düşünsün.

15 Temmuz Darbe Girişimi Haberleri

Darbecilerin “Yurtta Sulh Konseyi” üyesi 17 sanığa verilen hapisler onandı
15 Temmuz, zulme ve tuğyana karşı direnen halkın zaferidir!
Yargıtay'dan "25 Aralık darbeye teşebbüs" davasında kısmen onama ve bozma kararı
Ülke genelindeki camilerde sela okundu
15 Temmuz darbesinin maliyeti milyarlarca doları buldu