Hakan Albayrak, Karar gazetesinde yazdığı Esed ve İrancıların yerli şebbihalarının yeni moda “Bu Suriyeli gençlerin ülkemizde ne işi var? Burada yan gelip yatacaklarına kendi ülkeleri için savaşsalar ya!” fitnesini yorumluyor:
Suriyeli gençlerin Hatay’da, Mersin’de, İstanbul’da ne işi varmış, niye Suriye cephelerinde savaşmıyorlarmış…
Aman ne zekice bir eleştiri!
***
Senelerdir Esed rejimine, İran’a, Rusya’ya karşı bilfiil savaşan binlerce Suriyeli genç var.
Bunlar, ellerindeki sınırlı imkânlara rağmen büyük zaferler kazandılar, ülke topraklarının hatırı sayılır bir kısmını ele geçirdiler, Halep’in merkezine bile devrim bayrağını diktiler.
Bu toprakları ellerinde tutabilselerdi, her şeyden evvel Esed ve müttefiklerinin hava kuvvetleriyle baş edebilselerdi, ayaklarını yere sağlam basacakları güvenli bir ortama kavuşabilselerdi, o ortamda doğru dürüst bir düzen kurar, Türkiye’deki muhacirleri kurtarılmış bölgelere davet eder ve askerlik şubeleri açıp yeni gençleri silah altına alırlardı.
Ne var ki sınırlı imkânları buna el vermedi.
Uçak düşüren füzeleri bir türlü elde edemedikleri için hava bombardımanlarına dayanamadılar, kurtarılmış bölgelerini bir bir kaybettiler, daracık bir alana sıkışıp kaldılar.
Yeni gençleri silah altına almak için gereken ilave silahlara da sahip değillerdi zaten.
Onların barınma ve beslenme ihtiyaçları da cabasıydı…
Altı senedir ‘Devrimcilerin her türlü ihtiyacını bir an evvel karşılamalıyız’ diyen benim gibi kimseleri savaş kışkırtıcılığı ile suçlaya gelenler şimdi ‘Bu Suriyeli gençlerin ülkemizde ne işi var? Burada yan gelip yatacaklarına kendi ülkeleri için savaşsalar ya!’ diye vıdı vıdı ediyorlar.
O gençlerin Özgür Suriye Ordusu saflarında savaşabilmelerine el verecek bir altyapının kurulmasına karşı çıkanlar kendileri değilmiş gibi!
***
Fırat Kalkanı Harekâtının başarıyla neticelenmesi sayesinde durum değişmeye başladı.
Suriyeli devrim savaşçıları, Türkiye’nin kontrolündeki güvenli bölgelerde ve Türkiye’nin sunduğu geniş imkânlarla derlenip toparlanma ve muhacir gençlerin de katılımıyla saflarını genişletme fırsatını yakaladılar.
Türkiye’deki muhacir gençlerin birçoğu, Özgür Suriye Ordusu veya Özgür Suriye Polisi’ne katılmak için o topraklara döndü, dönüyor.
Zeytin Dalı Harekâtı da başarıyla neticelendiğinde bu süreç yeni bir ivme kazanacaktır.
Şu da var ama:
Milyonlarca insandan bahsediyoruz; ne kadar muhkem bir alt yapı kurulursa kurulsun, eli silah tutmaya elverişli olan her Suriyeli rejim muhalifini silah altına almayı mümkün kılacak kapasiteye ulaşılamayabilir.
Buna ihtiyaç da duyulmayabilir.
Suriyeli gençlerin birçoğu, kapasite yetersizliği yüzünden veya ihtiyaç fazlası oldukları için yan gelip yatmaya (!) devam etmek durumunda kalabilir.
Onlara Twitter’da vıdı vıdı edenler de o tweetleri Afrin’deki TSK mevzilerinden atmıyorlar.