“Bu ne biçim hikaye böyle?”

Türkiye’de ekonomi yönetimi uzun zaman sonra ilk defa S.O.S veriyor!

HAKSÖZ HABER

AK Parti iktidara geldiğinde 2001 Krizinin etkileri altında bir Türkiye vardı. Herkesin aklındaki görüntü, hükümete fırlatılan ‘yazar kasa’ durumu özetleyecek niteliktedir. AK Parti’nin Türkiye’ye ekonomik anlamda yaşattığı olumlu gelişmeler farklı birçok alanda yaptığı veya yapacağı reformlarla bağlantılı olarak anlamlandırılabilir.

Siyaset ve hukukta normalleşme ile ekonomik kalkınma birlikte yaşandı. Ne zamanki birinden taviz verildi diğer alanlarda da problemler ortaya çıkmaya başladı. Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal göreve geldikten 132 gün sonra görevden alındı. En son faiz artırımı ile Yeni Şafak tarafından eleştirilerin odağına yerleştirilen Naci Ağbal daha önce de hükümete yakın medya ile tartışma yaşamıştı.

Sabah gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz ile ilgini sözlerini aktardıktan sonra Naci Ağbal’a şunları söylemişti: "Ben şahsen sizin veya kurumsal olarak Merkez Bankası'nın yüksek faizden ne anladığını, nasıl tanımladığını, hali hazırdaki politika oranlarının yüksek olduğunu düşünüp düşünmediğini merak ediyorum" Naci Ağbal ise Müderrisoğlu’na ekonomi ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığı merkezli cevaplar vermeye çalışıyor.  “Merkez Bankası herhangi bir şekilde politik değerlendirmenin içine girmez. Merkez Bankası fiyat istikrarını yerine getirmekten sorumlu. Aslında fiyat istikrarının sağlandığı bir ekonomi büyüyen bir ekonomidir, yatırımın ve üretimin arttığı bir ekonomidir. Bu açıdan ekonomide herhangi bir noktayı arkasına ve önüne bakmadan o nokta itibariyle değerlendirirseniz büyük bir hata yaparsınız. Burada hükümetimizin ortaya koyduğu orta vadeli bir yaklaşım tarzı var. Merkez Bankası da bu yaklaşım tarzı doğrultusunda hareket ediyor. Fiyat istikrarı konusunda atacağımız güçlü adımlar enflasyonu hızlı bir şekilde aşağı çekecek, enflasyon aşağı geldikçe para politikası sıkılığını korumakla birlikte bununla uyumlu bir gelişim gösterecek ve yatırımlar daha artacak. Dolayısıyla para politikasındaki duruşumuza ilişkin değerlendirmelerinizi son derece eksik ve yanlış bulduğumu belirtmek istiyorum.”

Sene başında yaşanan bu tartışma gösteriyor ki hükümete yakın çevrelerde Naci Ağbal’ın yaklaşımı bir zamandır tepkiyle karşılanıyor. Peki, Naci Ağbal o makama neden getirilmişti? Veya ondan önceki Merkez Bankası Başkanları neden görevden alınmıştı? 20 ayda dört başkan değişikliği ne anlama geliyor? Bu görüntünün bizzat kendisi ekonomik değerlendirmelerin ötesinde bir ‘ne yaptığını bilmeme’ halini ortaya koymuyor mu?

Hanımı başörtülü olduğu için dönemin Cumhurbaşkanı Sezer tarafından veto yiyen ancak daha sonrasında kurumun başına geçebilen Erdem Başçı ile başlayan ekonomik atılım dönemi dünyadaki krizin de etkisiyle durağanlık evresine girdi. Pandemi şartları da eklendiğinde ortaya çıkan vasat hakkında bir takım haklı mazeretler üretilebilir. Ancak sırf sizin yaklaşımınızı taşımadığı için göreve getirdiğiniz insanlarla oyuncak misali oynarsanız ortada daha farklı bir problem var demektir. Devletçi yaklaşımın istişare, ehliyet ve liyakat bahislerini yok sayan sert tarzı yönetime hakim olunca siyaset, hukuk ve ekonomi de bir bir problemler doğurmaya başlıyor.

Naci Ağbal görevden alınması hakkında yaptığı açıklama da 'yapacak bir şey yok' dercesine resmi ortaya koyuyor! Allah hepimizin hakkında hayırlısını nasip etsin!

Yorum Analiz Haberleri

“Esed’in düşüşüyle Rusya 'süper güç' olmaktan çıktı”
Döktüğün kan yetmedi mi hala utanmadan konuşabiliyorsun?
"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango