İkinci “Ergenekon Terör Örgütü” davasının tutuklu sanıkları arasında bulunan CHP milletvekili Mustafa Balbay’ın, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi olduğu dönemde, taslak belgelerle Genelkurmay Eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’u tehdit ettiği, komuta kademesinde ikilik çıkarmak istediği ortaya çıktı.
Haber: Kenan Kıran
Cumhuriyet Gazetesi; İlker Başbuğ hakkında “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” davası kapsamındaki iddialara ilişkin hazırlanan iddianamede, Mustafa Balbay-İlker Başbuğ arasında yapılan görüşmenin yer almasını, "Bu nasıl delil?” manşetiyle eleştiriyor.
Mustafa Balbay’ın, İlker Başbuğ’un Genelkurmay ikinci başkanı olduğu dönemde yaptığı görüşme metninde ilginç detaylar yer alıyor. Mustafa Balbay’a ait günlüklerde, Balbay’ın dönemin Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur’dan aldığı taslak belgelerle İlker Başbuğ’a yaptığı tehdit ve şantaj açıkça görülüyor.
BALBAY, TASLAK METİNLE KOMUTA KADEMESİNDE İKİLİK ÇIKARMAK İSTEMİŞ
İlker Başbuğ, 5 Ocak 2004 tarihinde, Cumhuriyet gazetesinde yer alan ve Genelkurmay Başkanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın Kıbrıs planlarının çeliştiği iddialarının yer aldığı, “Askerden çekince” başlıklı manşet haber üzerine 9 Ocak 2004 tarihinde Mustafa Balbay ile görüşmüş.
İlker Başbuğ, Genelkurmay Karargâhı’nda yaptığı görüşmede, Mustafa Balbay’a yayınladıkları belgelerin taslak olduğunu, son çalışmaları olmadığını söylemiş. Balbay, Başbuğ’un taslak açıklamasına tepki göstermiş ve “Eğer siz bu belge alt düzey bir çalışma diye açıklama yaparsanız, biz bu kez belgelerin tamamını da açıklayıp, başındaki sonundaki isimleri de kamuoyuna duyururuz. O zaman komuta katı ne düşünüyor, sorusu gelmez mi?” demiş.
İŞTE O GÖRÜŞME!
Mustafa Balbay’dan ele geçirilen notlarda, “GUNOC1.TXT” isimli metin belgesi yer alıyor ve 9 Ocak 2004 tarihli notta; Mustafa Balbay-İlker Başbuğ görüşmesi şöyle yer alıyor:
“9 Ocak Cuma günü Genelkurmay İkinci Başkanı Org. İlker B.’la görüşme. 10.02’de görüşmeye giriş. Sıcak bir karşılama... Karşılıklı hal hatır... Ben konuya girmek için, ‘şükür görüştürene’ dedim.
İlker Başbuğ: Sayın Balbay, biz sizi seviyoruz. Cumhuriyet’i seviyoruz. Kendi içimizde yaptığımız değerlendirmelerde, sizlerin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin zarar görmemesi gerektiğine inanan, yurtsever insanlar olduğunuzu konuştuk.(…)
Mustafa Balbay: (…) Dışişleri’nin bir çalışma yaptığı haberini verdikten sonra, askerlerin bu konuda ne düşündüğünü de haber olarak vermek istedik.
İlker Başbuğ: İyi de Mustafa (sohbetin 10-15. dakikasından sonra Sayın Balbay yerine Mustafa demeye başladı) biz öne çıkmak istemiyoruz. Sen bizi tuttun manşetlere çıkardın. (…) Bu haberi size kim verdi.. (…) Bu bizim için çok önemli. Bir kaçak var. İçimizde bir durum var. Bunu bulmamız lazım. Bize yardımcı olun. Size bu belgeleri kim verdi? (…) Mustafa, biz bunu bulmak için, bak, nasıl diyeyim, kıvranıyoruz... Bulmamız gerek... Size bunu veren üniformalı mı?..
Mustafa Balbay: Sayın Başbuğ, bu çalışma bu karargâhta yapıldığına göre, biz size ne diyelim...
İlker Başbuğ: Elinizde başka ne var?
Mustafa Balbay: Kıbrıs konusunda çok şey var... Bir bölümünü yayımladık. Siz de biliyorsunuz... Kıbrıs, Türkiye’nin genel güvenliği açısından önemli olduğu için Hava Kuvvetleri’nin çalışmaları, Deniz Kuvvetleri’nin çalışmaları var, tabiî Kara Kuvvetleri’nin de var... Bütün bunların üstünde Genelkurmay Başkanlığı Plan Prensipler Dairesi Kıbrıs Şubesi’nin de çalışmaları var.
İlker Başbuğ: Sen bunlardan haberdar mısın?
Mustafa Balbay: Evet.
İlker Başbuğ: Elinde belge olarak ne var?..
Mustafa Balbay: (…) bize, gazetenin hassasiyet gösterdiği konularla ilgili bilgi belge çok gelir... Örneğin, irtica ile ilgili, laiklikle ilgili, Kıbrıs’la ilgili doğal olarak çok kaynağımız var.
İlker Başbuğ: Mustafa size bunu veren, bakarsınız casusluk yapar, başkalarıyla da temas kurar... Bizim bunu mutlaka bulmamız lazım. Lütfen bize yardımcı ol. Bak, lütfen diyorum sana... (…) Biz 5 Ocak günü o açıklamayı yaparken sizi yalanlayan bir üslup kullanmadık.
Mustafa Balbay: O açıklama bence çok talihsizdi. Eğer siz o açıklamayı yapmasaydınız biz de işte belgeler diye ertesi gün tam sayfa yapmayacaktık. Dışişleri’nin açıklaması o kadar da dikkatimizde değildi. Ama onlar saat: 13:30 gibi açıklama yaptı. Çok paralelini siz saat 16:00’da yaptınız.
İlker Başbuğ: Bizimki yalanlama değildi, açıklayıcıydı. (…) Getirelim açıklamayı, birlikte okuyalım. (emir subayı açıklamayı getirdi. Okuduk, baştaki tümcelerin haberi onayladığını konuştuk) Biz bu kadarını yapmak zorundaydık. Çünkü orada ağır ifadeler de vardı... Bir defa bu çalışma, sizin elinizdeki çalışma bizim sonuç çalışmamız değil. O çalışma bana geldi.
(…) Benim söylemeye çalıştığım şu, bu belge bizim en son görüşümüzün aynısı değil. Bu belgeyle paralel yanlar var, paralel olmayan yanlar var. Ama, aynısı değil.
Mustafa Balbay: Hangi yönlerini paylaşıyorsunuz, hangi yönlerini paylaşmıyorsunuz, onu da yazalım.
İlker Başbuğ: (Bir saati aşmıştık) Peki şunu konuşalım. Bu durumu nasıl düzelteceğiz?
Mustafa Balbay: Bir öneriniz var mı?
İlker Başbuğ: Birlikte konuşalım… Şimdi sizin elinizdeki belge, bizim son çalışmamız değil. (…) Sizin elinizdekiler bizim bir katımızda yapılmış, yararlanılmış çalışmalar. Bizim bunu kamuoyuna açıklamamız gerekiyor. Yani, evet bu tür çalışmalar vardır. Bunlar Genelkurmay Karargahı’nda yapılmıştır. Komuta kademesi bundan yararlanmıştır, ama sizdeki çalışma belli bir katta kalmıştır.
Mustafa Balbay: Sayın Başbuğ böyle bir açıklama yaparsanız, bu kez karargahın altı ile üstü ayrı mı düşünüyor sorusu daha derin sorulur. Tabii yine de siz bilirsiniz. (…) Eğer siz bu belge alt düzey bir çalışma diye açıklama yaparsanız, biz bu kez belgelerin tamamını da açıklayıp, başındaki sonundaki isimleri de kamuoyuna duyururuz. O zaman komuta katı ne düşünüyor, sorusu gelmez mi?”
“MUSTAFA BALBAY ÖNDE ŞİMDİ”
Mustafa Balbay, İlker Başbuğ ile görüşmesinin ardından dönemin Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur’un yanına gitmiş.
Balbay, İlhan Selçuk ile birlikte Şener Eruygur’la görüşmüş. 16 Ocak 2004 tarihli görüşmede, Şener Eruygur’un İlhan Selçuk’a, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ü kastederek, “Bunların o kadar güçlü olmadığını anlatmamız lazım” demiş.
İlhan Selçuk ise, Mustafa Balbay’ın İlker Başbuğ’la yaptığı görüşmeyi hatırlatarak, “Mustafa Balbay önde şimdi. Onun kendisine çok dikkat etmesi lazım. Özel hayatına özen göstermesi lazım. Her türlü çamuru atabilirler” demiş.
YENİ AKİT