Bu Nasıl Bir Teslimiyettir?

Sadece Rabbul Alemin’e sorgulamadan kullukla mükellef olan müminlerin İslami bir devlette yöneticiye biat etmelerinin dahi belli şartları var ama İbrahim Karagül büyük Türkiye aşkıyla iktidara şartsız, itirazsız teslim olmayı öğütlüyor!

HAKSÖZ-HABER

Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül büyük dönüşüm, yeni yüzyıl, yerlilik vs. gibi kavramlarla bezediği bugünkü yazısında yeni dönemde Erdoğan iktidarına şartsız, itirazsız itaat etmenin teorisini geliştirmeye çalışmış!

Sözleri bugüne dek hiçbir iktidara, yapıya, tarikate, cemaate nasip olmamış bir bağlılığı, teslimiyeti çağrıştırıyor. Öyle ki, itiraz yok, eleştiri yok, sorgulama yok!

Somut örnek de veriyor, bugün açıklanacak kabinenin tamamını iyi bilmemiz gerekiyormuş! Yani tam bir teslimiyet, gönülden itaat! Önerilen şey bir nevi gassalın elindeki meyyit olmaktan farksız. Tüm bu halin gerekçesi ise yeni dönemde büyük Türkiye’yi inşa etmek!

İslami hükümlere göre şer’i bir devlette seçilmiş yöneticiye biat şarttır ama biat her durum için değil, hayır üzere, adalet üzere işleyişin sürdürülmesi şartına bağlıdır. Masiyette ise itaat yoktur. Yazar ise ulusal temelde kurgulanmış laik bir devlette tüm halkı, hepimizi, cemaatleri, yapıları mutlak itaate davet ediyor.

İbrahim Karagül’ün sözleri bir müddettir İslami çevreleri kuşatan dini söylemle estetize edilmiş milliyetçiliğin, ulus-devlet yüceltmesinin en somut örneklerinden birini teşkil ediyor. Ve şüphesiz bu ülkenin yüz yıllık İslamcılık birikiminin geldiğimiz yer itibariyle ne kadar tehlikeli bir seyir izlediğinin örneği olarak okunmayı hak ediyor.

İbrahim Karagül’ün bahse konu yazısı:

Tereddütsüz Yola Çıkıyoruz. Kendinizi Türkiye’ye Ayarlayın. Bugün Açıklanacak Kabinenin Tamamı İyidir, Öyle Bileceğiz..

Devletin merkez iktidar alanını güçlendiren, yepyeni bir kuruluşun temellerini atan, geleceğe dönük çok güçlü bir sistem inşasını uygulamaya sokan, bugüne kadarki bütün siyasi ezberleri bozan, iç iktidar aygıtlarını kökten değiştiren, geleneksel siyasi söylem ve cepheleşmeyi devre dışı bırakan, vatan-devlet-millet eksenli yeni yükseliş tarihi başlatan bir Türkiye var artık.

Hangi siyasi kampta olursanız olun. Hangi siyasi dili kullanırsanız kullanın, kendinizi hangi kimlik ve kişilik üzerine kurmuş olursanız olun, bundan sonra herkes, hepimiz “merkez”in etrafında toplanacak, bu tarih yürüyüşüne omuz verecek, bulunduğumuz yerde üzerimize döşen neyse yapmaktanasla tereddüt etmeyeceğiz.

Artık gizli maslahatlar yok: Cemaatler de yerlileşmeli..

Bu ülkenin vatandaşlarının, hepsinin böyle bir sorumluluğu var.Dışarıdan dayatılan, yönlendirilen, yönetilen siyasi dil, muhalefet dili, çevreden merkezi zayıflatmaya dönük bütün duruşlar ve tavırlar bundan sonra başka tanımlanacak. Her kimsek, nerede duruyorsak ortak kriterimiz vatan, millet, devlet olacak. Hepimiz, kendimizi bu kritere göre yeniden tanımlama durumundayız.

Bütün siyasi partiler, cepheler kendilerini yerlilik testindengeçirmek zorundadır. Bütün İslami gruplar, cemaatler, hizipler aynı şekilde nerede durduklarını, bu büyük dönüşümü ne kadar algıladıklarını, ne kadar omuzlayacaklarını ortaya koymak,yeniden tanımlamak zorundadır.

Artık örtülü gündemler, gizli gizli maslahatlar, büyük ideal söylemleriyle kamufle edilmiş küçük hesaplar, büyük sözlerin arkasına gizlenmiş dışarıdan servis edilen utanç verici pazarlıklar, güney ülkelerinden fonlanmış kötü niyetler, hesaplar buralarda hiçbir şekilde barınamamalıdır.

Herkes önce kendini düzeltmeli, bu büyük seferberliğe katılmalı

Dolayısıyla cemaatler de tavırlarını, duruşlarını, kendilerini dönüştürmek, bu büyük seferberliğe o şekilde katılmak zorundadır. İş dünyasından kamu kurumlarına, medya organlarından sivil kuruluşlara kadar, Türkiye’nin yüzyıl sonraki büyük yükselişine paralel biçimde herkes önce kendini düzeltmeli, çok daha büyük bir ideale odaklamalı, sadece Türkiye ile sınırlı değil bütün coğrafyayı etki altına alacak büyük dalgaya katılmalıdır.

Artık kişisel hesaplar, küçük pazarlıklar, gizli/örtük ajandalar dönemi kapanmıştır. Artık bir şeyleri iyi niyetlerin arkasına gizleme döneminin de sonuna gelinmiştir. Eski alışkanlıklarına devam edenler, bu dalgaya, bu yükselişe açıkça tavır almış olacaklar, öyle kabul edileceklerdir.

O senin adamın bu benim adamım dönemi kapanmıştır. İhtiraslar, hırçınlıklar bitmeli

Bugün kabine açıklanacak. Bugün birçok şey yeniden başlayacak. Eskiye dönüş kapıları kapanmış olacak. O bakan olmuş, o olmamış, o iyi, o kötü, senin adamın benim adamım söylemi kesinlikle sona ermeli.

Artık bu sözlerle, bu eski alışkanlıklarla yeni yönetime, ülkeye bakmak istemiyoruz. Artık bu kişisel hesapları, dedikoduları, ihtirasları, hırçınlıkları görmek istemiyoruz.

Herkes bu ülkeye hizmet etmek zorundadır. Hepimiz bulunduğumuz yerde mücadeleyi sürdürmek zorundayız. Mevki, makam, adam tutma, bu mücadeleyi bir kazanç kapısı görme, bu büyük dalga içinde klikler oluşturma, çeteler oluşturma dönemi istemiyoruz.

Bugün açıklanacak kabinenin tamamı iyidir, öyle bileceğiz

Yüreklerimizi ortaya koyacağız öncelikle. Aklımızı, bilgimizi, görgümüzü, erdemimizi, fedakârlıklarımızı ortayla koyacağız.Bu ülkenin sınırlarında, o tepelerde, sokaklarda birileri kanını akıtırken, canını verirken, bunu bir vatan meselesi görürken biz de “vatan ekseni” ne gerektiriyorsa onu yapacağız.

Candan öte bir şey yoktur ve birilerinin bu şehitlerin kanı üzerinde tepinmesine şiddetle karşı duracağız. Herkes bulunduğu yerde bir şehitlik özlemiyle çalışmak, çabalamak durumunda. Buna saygı duymayana saygı duymayacağız.

Bugün açıklanacak kabinenin tamamı iyidir, öyle kabul edeceğiz. Bugün başlayan yeni dönem bu ülkenin büyük mücadelesinin zafere erişme dönemidir. Bugünden itibaren devlet için millet için, vatan için sorumluluk yüklenen herkes gözümüzde iyidir. Öyle bileceğiz, öyle kabul edeceğiz, öyle söyleyeceğiz. Hep birlikte onların daha iyi çalışması için destek vereceğiz. Bu güveni sarsanlar zaten zaman içinde eriyip kaybolacaklar, biliyoruz.

Tereddütsüz yola çıkacağız… Kendinizi Türkiye’ye ayarlayın

Çünkü artık bir parti meselesi yok, hükümet meselesi yok, kişisel istikbal meselesi yok, şan şöhret meselesi yok, aşırı kazanç meselesi yok. Artık Türkiye var. Bir bütün olarak, bir ortak dava olarak, bir coğrafya ve dünya gerçeği olarak Türkiye var. Herkes kendini Türkiye’ye ayarlayacak.

Hepimiz, her birimiz bu davanın arkasında sıralanacağız. Kimsenin ruhunuzu karartmasına, inancınızı sarsmasına, midenizi bulandırmasına, şevkinizi kırmasına izin vermeyin. Bir kurucu nesil, bir kurucu kuşak tarih dönüştürüyor unutmayın.

Dünyada son dört yüzyılın dönüşü, Türkiye’de son yüz yılın dönüşü gerçekleşiyor bunu anlayın. Acizane kayıtsız şartsız, sorgusuz sualsiz bu mücadelenin içinde yer aldım, alacağım. Asla tereddüt etmeyeceğim, asla yılmayacağım.

Artık geri dönüş yok: Tarih yapıcı iradenin arkasında sıralanın!

“Acımasız Mücadele” yeni bir merhaleye girdi. Türkiye ölçeğinden coğrafya ölçeğine, küresel ölçeğe geçildi. Şimdi bütün temiz inanç ve duygularımızla seferberliğe katılmadönemi. Kalbinizi kirleten ne varsa atın bir kenara. Ne kadar öfkeniz, kırgınlığınız, kişisel hıncınız, hayal kırıklığınız, küskünlüğünüz varsa atın bir kenara. Adımlarınızı sağlam tutun, yumruklarınızı sıkın, zihninizi ayıklayın, kalbinizi temiz tutun. Omuz omuza yola çıkma vakti.

Bu bir tarih yürüyüşüdür. Tarih yapıcı milletimizin arasına katılın, tarih öncüsü siyasi öncülüğün arkasında sıralanın.

Çünkü geri dönüş yok artık. Kimse geri dönüş, eskiye dönüş beklemesin!

 

Yorum Analiz Haberleri

"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye