Soma'da yaşanan facia madencilik sektöründeki pekçok gerçeği gözler önüne serdi. Acilen yeni bir mevzuat düzenlemesine ihtiyaç var.
Türkiye'nin en iyi donanımlı madeni olarak gösterilen bir madende bile böylesine vahim bir kazanın yaşanması, diğer madenler için 'Allah korusun' denilmesine neden oldu. Kazanın ilk anından itibaren pek çok öneri ortaya atılsa da herkesin üzerinde hemfikir olduğu bir gerçek var: Madencilik bu şekilde yürümez. Başta iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının güncellenmesi olmak üzere sektörün öncelikli beklentisi üç ana başlıkta toplanıyor:
- İşçinin giyeceği çorabın renginden, tahkimat için kullanılacak tahtanın hangi ağaçtan seçilmesi gerektiğine kadar ayrıntılı bir mevzuat düzenlemesi şart.
- Mevzuatın uygulanıp uygulanmadığının denetlenmesi için denetimcilere yönelik cezalar artırılmalı ve ihmalin ihtimali dahi ortadan kaldırılmalı.
- Tüm kamu ve özel İşletmeciler uygulama konusunda çok sıkı ve ciddi şekilde yönlendirilmeli.
- Bin kişinin çalıştığı bir madende bile yaşam odalarını zorunlu tutmayan bir mevzuatın yetersiz olduğu gün yüzüne çıktı.
- Facia, işçileri eğitme yükümlülüğü getiren İşçi Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili uluslarası İLO 176 sözleşmesinin imzalanmasının zorunluluğunu ortaya koydu.
- Madencilerin denetime gelen müfettişlerle ilgili anlattıkları gerçekler, denetim reformunun şart olduğunu birkez daha gösterdi.
- Özel sektörün sözleşme süresi nedeniyle kısa sürede daha fazla üretim yapma hırsıyla birlikte gelen taşeron sisteminin riskleri beraberinde getirdiği ortaya çıktı.
Yeni Şafak