“Sınırlıdır” ne demek?
“Sınırlıdır” demek, aslında “sınırsızdır” demektir de biz mi yanlış biliyoruz anlamını?
Lügatlara baktım, internette aradım, yok yok yok.. Hiçbir yerde “sınırlıdır” kelimesinin anlamı “sınırsızdır” diye gösterilmemiş..
Beni bu araştırmaya iten ne?
Anayasa Mahkemesi’nin son kararı.
Açtım Anayasaya, baktım, “Anayasa Mahkemesi, Anayasa değişikliklerini esas açısından inceler mi, inceleyemez mi?” konusunun nasıl düzenlendiğine..
Öyle ya, bir açık kapı olmalı ki, oradan kaçıp versinler bu kararı..
367’de kısmen vardı öyle açık bir kapı..
Kanunun lafzını aldığınızda, Anayasa Mahkemesi’nin yorumu doğru oluyordu. Ama maddenin gayesine uygun yorum yaptığınızda ise kararları yanlış oluyordu.
Anayasa Mahkemesi de, “Bana gaye lazım değil. Ben lafza bakarım” deyip verivermişti kararını..
Gerçekten de değiştirilmeden önceki Anayasa’nın 102. maddesine baktığınızda, şöyle deniliyordu: “Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir.”
Bu madde ilk toplantıyı mı düzenliyor, sonraki toplantıların toplantı yetersayısını mı düzenliyor, tartışmalı bir konu. Maddenin konuluş amacına baktığınızda, cumhurbaşkanı seçimini kolaylaştırmak için bu düzenleme yapıldığına göre, “367 sadece ilk toplantı için gereklidir” daha doğru bir yorumdu.. Ama Anayasa Mahkemesi tersi yönde karar verdi..
Her neyse o iş bitti.
Anayasa Mahkemesi verdi kararını..
Bitirdi işini..
Halk da verdi kararını, % 70 oranındaki evet oyu ile değiştirdi o maddeyi.. Ve o defter kapandı..
Peki önceki gün verilen kararın, haklı bir gerekçesi olabilir mi?
Mümkün değil..
Neresinden bakarsanız bakınız. Hiçbir çıkış yolu yok.. Değil mantıklı hukuk yorumlarını, dünyanın en kral laf cambazını getirseniz, Anayasanın 148. maddesinden, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği şekilde bir kararı mantıklı gösterecek bir anlam çıkartamaz..
Anayasanın 148. madde metni şöyle: “Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır.”
Anayasayı yapanlar demek ki, Anayasa Mahkemesi’nin böyle bir hukuk dışı işlem yapma tehlikesini önceden sezmişler.. Önceden çerçeveyi çizmişler ve şekil incelemesinin sadece üç ihtimale dayanabileceğini açık açık belirtmişler..
“Teklif ve oylama çoğunluğu..” bir de “ivedilikle görüşülememe” durumu..
Anayasa Mahkemesi ilerde açıklanacak gerekçesinde, büyük ihtimalle şöyle diyecek, “orada teklif kelimesi geçiyor ya... Biz de ‘böyle bir değişiklik teklif edilemez’ gerekçesinden yola çıktık!”
Kahkahalarla güler misiniz.. yoksa halimize ağlar mısınız?!.
Oradaki teklifin anlamı, “ve” bağlacı ile birlikte okumaya mecbur olduğunuz için, “teklif çoğunluğu” ile ilgilidir beyler bayanlar!
Yani değişikliği kaç kişi teklif etmiş, ona bakabilirsiniz siz!.
Anayasanın 175. maddesi; Anayasa değişikliklerinin, “üye tamsayısının en az üçte biri tarafından teklif edileceği”ni belirtiyor.. Bu sayı var mı/yok mu, işte ona bakabilirsiniz siz.. Yoksa, “teklifin içeriği, teklif edilebilecek bir madde midir, ona bakacağım” derseniz, Türkçe’nin t’sinden habersiz duruma düşersiniz..
Hoş, böyle yaptığınızda da zaten kimseye hesap verecek değilsiniz ama, bugünün yarını da var.. Bugün; “Nasıl olsa 9 üye bu görüşte.. Yargılanmamız için, bizim dışımızdaki üyelerin hepsinin oyu bile yetmiyor. Değil aleyhimizde karar almak, toplantı yapabilecek sayıları bile yok. O halde bize kimse dokunamaz.Bile bile yanlış karar versek bile, kimse bize dokunamaz” diye düşünüyor olabilirsiniz. Ama mahkemedeki bugünkü denge bozulduğunda, yapılan işlemin “kasten görevi suiistimal olduğu” tesbit edilip, “kasten yanlış karar veren 9 üye”nin de cezaevine atılması, hiç de ihtimal dışı değil..
Ne diyecekler o zaman, “Anayasadaki ‘sınırlıdır’ ifadesini göremedik” mi diyecekler?
Bu savunma ile kurtulabileceklerini mi sanıyorlar?
60 darbesini yapanlar, 82 darbesini yapanlar yargılanamadılar..
Ama 2008 darbesinin failleri, bence yargılanmaktan kurtulamayacaklar!
Vakit gazetesi