HAKSÖZ HABER
Sokak köpekleriyle alakalı sorunlar tartışılmaya devam ediliyor. Geçmişte köpeklere dönük zulüm görüntülerine şahit olurken işin bir de başka bir yüzü var.
Sokak köpeklerine sadistçe saldıran psikolojik olarak sorunlu tipler üzerinden başlatılan tartışma köpekler üzerindeki kontrolün ortadan kaldırılmasına sebep oldu. Netice olarak ifrattan tefrit doğdu ve şuan sokak köpeklerinin tabir-i caizse dokunulmazlığı var. Bu bağlamda medyanın sorunlu bir şekilde meseleyi ele aldığını söylemek mümkün.
Tüm bu yaşananlar özünde oldukça problemli bir zeminden besleniyor. İnsanların tabiatla kurdukları ilişkide denge ortadan kayboldu. Modernleşme sonrasında hırs ve öfkeyle tabiatı kendi mülkü gibi har vurup harman savuran insanlık öngörülemez bir sistem inşa etti.
Dengenin olmadığı yerde ise her şey mümkün hale geliyor. Bir yerde sokak köpeklerinin ayaklarını kesen ruh hastalarıyla karşılaşırken bir yerde ise denetim ve kontrol mekanizmalarını ortadan kaldırmak isteyen “hayvan hakları” dernekleriyle muhatap olmak zorunda kalıyorsunuz.
Sivas’ta gerçekleşen meşum hadise daha önce de gerçekleşen bir çok olayın tekrarından ibaret. Sokak köpeklerinin kovalaması sonucu korkuyla yola atlayan bir çocuğa araba çarpıyor. Çocuk can verirken başıboş sokak köpeklerinin varlığını tartışma konusu etmek dahi mümkün değil.
Şimdi bu kazanın sorumlusu kim? Bir anda önüne çıkan çocuğa çarpan araç sürücüsü mü? Öyle olduğunu sanmıyoruz. Eğer ki hız limitlerine uyuyorsa elinden gelen çok fazla bir şey yok. Akli yeterliliğe sahip olmayan irade dışı bir varlık olarak köpek mi sorumlu? İrade olmayınca sorumluluk kendiliğinden ortadan kalkıyor… Peki, bu meseleyi tartışılması imkansız bir hale getiren hayvan hakları dernekleri mi? Yorumu okurlarımıza bırakıyoruz…