HAKSÖZ HABER
İslam dünyasındaki cenazelerin genel güzergahına Kemalizm ile beraber yeni cahili unsurlar eklendiği görülüyor. Musalla taşından omuzlarda mezara defin için taşınan cenazelere ‘yeni Türkiye’ ile beraber cahili dönemi andıran adetler eklemlendi.
Askeri geleneği yaşatmak için tüm varını ortaya koyan Kemalistlerin, asker olmayanları da askeri üniformalı veya tek düze kıyafetleri giyen ekiplerle ‘ışığa’ uğurlamaya devam ettiği atmosferde dini unsurların da ihmal edilmediği görülürken garip görüntülerin ortaya çıkmasına neden olduğu yorumları yapılıyor.
Zaman zaman ünlü isimlerin cenazelerinde alkışlar, şiirler hatta müziklerle yeni bir tören geleneğine başvurulduğu biliniyor. Sanat camiasına kattığı “büyük katkılar” ile anılan isimlerin cenazeleri gömülürken alkış tutuluyor, şairliği ve yazarlığı ile bilinen isimlerin ardından ise şiirler okunuyor ve alkışlarla gömme işlemi sona erdiriliyor.
Hatta İslam’a karşı alabildiğine şedid tutumlar takınan şahısların cenazeleri her ne kadar İslam’a karşı olduklarını dolaylı yollardan ifade etseler de İslami usuller de gözetilerek defnediliyor. Bu duruma eleştiri getirildiğinde ise Kemalist tazimin olağan bir durum olduğu ifade edilerek karşıt olunan ‘dinin’ ve din görevlilerin bunu yapmaya ‘vergiler’ yoluyla mecbur oldukları iddiasına başvuruluyor.
Sahnelere çıkarılan meftaların ölü bedenleri övülüyor, müzikler ve şiirler ile özel bir seremoni düzenlenerek adeta özel bir kutsallık oluşturulmaya çalışılan modern cahili cenaze merasimlerinin varlığı normal gösterilmeye çalışılıyor.
Son olarak İlhan İrem adlı şarkıcının ardından yapılan törende ‘askeri nizamda hareket eden’ zabıtaların tören alanında bulunması gereklilik olarak görülürken, şiirler ve şarkılar ile mefta ‘ışığa uğurlanıyor’!
Büyük bir absürtlüğün ortasında bocalayan Kemalizm’in ısrarlı bir şekilde düzenlediği bu törenlerin nasıl bir ‘kutsallığa’ sahip olduğu merak uyandırıyor.