“İyi Saatte Olsunlar” kanadının yargı ayağında top koşturan “367 Sabih Bey” muhtıra vermeye devam ediyor!
“Kaybeden Statüko”nun gözde televizyon kanalı ART'de
“Ceviz Kabuğu” programına katılan Kanadoğlu “Kapatma gerçekleşirse bu partinin üyeleri yeni bir parti kuramaz. Kurarsa kapatılır” uyarısında bulunuyor…
“İyimaya'nın teklifi bile başlıca kapatma nedenidir” diyor…
“AKP kendini feshetse dahi bu dava kapanmaz” diye ekliyor…
Üstüne “Kapatılma durumunda Abdullah Gül'ün de istifası gerekir” iddiasıyla iyice kanatlanıveriyor…
* * *
“Muhtıra Kabuğu” kıvamındaki malum programda Sabih Kanadoğlu'nun AKP'ye demediği sadece şu kalmış:
“Anayasa Mahkemesi sizi kapatmazsa, ben kapatırım!”
ABD'de bizdeki Anayasa Mahkemesi'nin işlevini gören Supreme Court üyeleri “Anayasa biziz!” hareketi çekmişlerdi, uzun yıllar önce…
O hesap, “367 Sabih Beyefendi” de pek yakında çıkıp “Her ne kadar Yargıtay'ın eski başsavcısı olsam da, bu alemde Anayasa Mahkemesi de benim, Anayasa da benim!” diyebilir, pekala…
Geçen yıl “367 Hurafesi” ile açılış kokteyli yapılan “hukukun guguklaştırılması” hadisesi böylesine eğlenceli bir noktaya doğru gitmekte:
Eh, son çıkan bir zahmet elektrikleri söndürüversin!
Bahsettiğim bu fotoğraf komedi sınırlarını çoktan aşmış olsa da; Kanadoğlu'nun niyeti elbette komiklik yapmak değil…
Öyleyse “367 Sabih” Bey ne demeye böyle konuşuyor?
Zat-ı şahaneleri, bütün bu “Etrafınız çevrildi, eller yukarı” diye tarif edebileceğimiz “kötü son”dan bahseden senaryolarıyla toplumun bilinçaltına “Statüko devam ediyor. Güç hâlâ Statüko'da” mesajını yolluyor!
Tam tersine bir süreç yaşandığı halde…
Kamuoyunu bu gerçek dışı replikle “yanlış istikamette güdülemek” ve “korkutmak” istiyor…
AKP kapatıldığı taktirde, Cumhurbaşkanı Gül'ün istifa etmesinin söz konusu olamayacağını gayet iyi bildiği halde neden böyle konuşuyor, Kanadoğlu?
Başta kapatma davası olmak üzere son dönemdeki bütün siyasal tartışmalar eninde sonunda Gül'ün Cumhurbaşkanlığına çıkıyor, dikkat ediyorsanız…
“Eski Statüko”nun ve onun hesabına çalışanların elinden geleni arkasına koymamasına rağmen Abdullah Gül'ün finalde Çankaya'ya çıkmış olması “Washington'a Bağlı Gizli İktidar”ın Ankara'yı kaybedişinin en önemli yansımasıydı…
Karınlarının ağrıma nedeni budur…
* * *
367 Operasyonu; aslında devletle milletin barışması yolunda şimdiye kadarki en ileri adım olan Gül'ün Çankaya'ya çıkması olayına nasıl engel olamadıysa, türban aleyhindeki son karar da Türkiye'nin yeni gidişatını durduramaz.
Türkiye'de demokratik değişim hadisesi öylesine geri dönüşü olmayan bir yola girdi ki; her yeni “yasaklama” veya “engelleme” bumerang etkisi yapıyor, çelişkisel olarak süreci daha da hızlandırıyor!
Yeni Şafak gazetesi