"Bu Adam 'Gazi’ye Küfreden' Adamdır" Diyerek Rezaleti Örtmek!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, kendisini ‘tacizci polisi’ savunmakla suçlayan Mehmet Bekaroğlu’na cevap vermek yerine geçmişte Mustafa Kemal’e hakaret etmiş bir kişi olduğu hatırlatmasında bulunması neyin göstergesidir?

HAKSÖZ HABER

Ankara’da gözaltına alındığı esnada eylemci bir kızın polis tarafından tacize uğradığına ilişkin tartışmalara dair olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu garip açıklamalar yapmaya devam ediyor. Bu bağlamda Soylu CHP milletvekili Mehmet Bekaroğlu’na da cevap vermeyi ihmal etmemiş ve şunları söylemiş:

“Demişler ki 'Görüntüleri izleyince kanım dondu.' Bir polisi tacizci yapmak hangi vicdana, hangi ahlaka sığar. Kanın dondu öyle mi? Bu nasıl kandır ki PKK'lı terörist, kaçırdığı 13 yaşındaki erkek çocuğa tecavüz edince donmuyor da üç tane DHKP-C'liye müdahale eden polis görüntüsüyle donuyor.

Elimizde teslim olan çocukların ifadeleri var. 13 yaşında erkek çocuk, mağarada yaşça büyük teröristlerce tecavüze uğruyor, konuşmasın diye de infazla tehdit ediliyor. Hatta aynı muamele başına gelen bir başka çocuk, örgütün sözde hapishanesine tıkılıyor. Onların yaptıkları, taciz tecavüz olmuyor. Güya milletvekilisin, bir taraftan o eski Diyarbakır Barosu Başkanı olan avukat Sezgin Tanrıkulu, bir taraftan Mehmet Bekaroğlu. Mehmet Bekaroğlu denen adam, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e 'Kefere Kemal' dedi, Kemal Atatürk'ün partisinde siyaset yapıyor. Ona söz söylemeyecekler, ondan sonra gelecek, bu adamın İçişleri Bakanına 'Senin Allah belanı versin.' dediği lafı gelip bu ülkede alkışlayacaklar. Böyle bir şey var mı? Hangi vicdana sığar?”

Bu sözler gerçekten garip bir ruh halini yansıtmıyor mu?

Öncelikle konu CHP’lilerin tutarsızlığı değil ki! Evet, bu ülke maalesef birilerinin kendilerine yakın gördüklerinin zulümlerini, haksızlıklarını görmezden geldikleri ve bu hastalığının yaygın olduğu bir ülke. Bu çerçevede PKK’nın ve başkalarının işledikleri iğrençlikleri görmezden gelenler var ve bunların insan hakları söylemini dillendirmesi bir tutarsızlık oluşturmakta.

Ne var ki, bu tespiti yapmak, bu kişilerin, çevrelerin dillendirdikleri her şikayetin asılsız olduğunu göstermiyor. Siz öncelikle eleştiri-suçlama konusu olan vakayı konuşmalı, burada suçlanan memurunuzun fiilini sorgulamalısınız!

Bunu yapmak yerine "sen bana söz söyleyemezsin, sen zaten kirlisin" söylemi kaçak güreşmektir. Ayrıca da Süleyman Soylu’nun Mehmet Bekaroğlu’nu suçlama sadedinde dile getirdiği “bu adam Atatürk’e sövmüş bir adamdır, sözüne itibar edilmez” yaklaşımı da doğrudan konuyu saptırmaktır.

Eski RP’li, şimdi CHP’li Bekaroğlu’nu kendisine yönelttiği ağır sözlere cevap verebilir, hakaret olarak görüyorsa sözlerine aynı şekilde sert tepkiler de gösterebilir. Ama bu adam “Gazi’ye küfür eden adamdır” yollu sözler Mustafa Kemal’in ardına sığınmaya, belli çevrelere yaranmaya çalışmak anlamındaki klasik Türkiye siyasetinin oportünizmini ve kimliksizliğini yansıtmaktan öteye gitmez.

Yorum Analiz Haberleri

Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye
Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!