Böyle hakimlik olur mu YARSAV’lı dostlar?

Ali İhsan Karahasanoğlu

YARSAV’ı ciddiye almak gerekir mi?

Başkaları almayabilir.. Ama ben, adalet camiası içinde yer alan, en küçük adliyedekinden en üst yargı organına kadar, adalet dağıtımında vazife alan her hakim-savcıyı ciddiye alırım..

YARSAV üyeleri de, eski etkinliklerini kaybetmişlerse de, halen adalet dağıtımında görev yapan hakim-savcılardan oluştuğuna göre, önemsememiz gerekir..

Önemsememiz ve yanlışlarını hatırlatmamız gerekir.

İlk yanlış, sonuca etkili olmayanlardan..

Uzun süredir hatırlatayım dediğim, ama bir türlü fırsat bulamadığım, biraz da “maddi hata” diyerek geçiştireceğimiz, ama “ciddiyet”e büyük darbe vuran türden yanlışlık..

Nedir bu yanlış, kısaca vereyim.. YARSAV’ın internet sitesinde, “üye profili” başlıklı bir bölümleri var.

Derneğe üye olanların, hangi görevlerde olduğunun istatistiğini vermişler.. Biraz da hava atmak için; “Bizim şu kadar başsavcı üyemiz var, bu kadar yüksek yargıdan üyemiz var” demek için.

Bu bölümde yaptıkları tasnifde, şu kısaltmaları, okuyuculara hatırlatıyorlar:

“Kısaltmalar

Tic. Mah. Bask: Ticaret Mahkemesi Başkanı

T. Hakimi: Tetkik Hakimi

Cum. Sav: Cumhuriyet Savcısı

A.C.M. Bsk: Asliye Ceza Mahkemesi Başkanı

A.T.M Bsk: Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanı”

Yapmayın, başkalarına hukuk dersi vermeye kalkışan, içinde yüksek yargıçların olduğu YARSAV’ın burnundan kıl aldırtmayan böyük hukukçuları, yapmayın..

“A.C.M Bsk” kısaltmasını, “Asliye Ceza Mahkemesi Başkanı” diye tanımlamayın..

Türkiye’de Asliye Ceza Mahkemesi Başkanı diye bir hakim yok, Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi var..

Asliye Cezalar, bazı mahkemeler gibi üç hakimli değil. Dolayısı ile başkanı yok. Zaten tek hakimi var..

Aslında “A.C.M Bsk” kısaltmasının anlamı, “Asliye Ceza Mahkemesi Başkanı” da değil.

Ya ne? “Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı”!

Sinek küçüktür ama, mide bulandırır.

Ben de böyle küçük bir konuda, bu kadar fahiş hata görünce, “Aman Allah’ım. Yargıçların, savcıların kurduğu bir derneğin namusu konumundaki bir sitede, bu denli tanımlama yanlışları varsa, bunların verdikleri kararlarda ne yanlışlar vardır” diye tedirgin oluyorum..

Bir küçük hatadan ibaret de değil, hataları..

Uygulamanın içinde olanlar hemen farketmiştir..

İlk önce “Tic. Mah. Bask: Ticaret Mahkemesi Başkanı” kısaltmasını hatırlatıyorlar..

Sonra da, bir başka mahkemeyi tanıtıyorlarmış gibi, “A.T.M Bsk: Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanı” diyorlar..

Oysa ikisi de aynı.

Daha doğrusu, Türkiye’de “Ticaret Mahkemesi Başkanı” diye tanımlanan mahkeme başkanının tam adı, “Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanı”!

Dolayısı ile, iki ayrı kısaltmada, kastedilen mahkeme başkanı, aynı mahkemenin başkanı...

Bunlar teknik yanlışlıklar..

Bu hatırlatmayı yapar yapmaz da, eminim sitelerindeki bu vahim hataları düzelteceklerdir..

Ama hukuk mantığı ters işlerse, onu düzeltmek biraz zor oluyor..

Ne gibi?

İhtilaflara ideolojik pencereden bakarak, benzer olaylar hakkında, farklı yorumlar yapmak gibi..

Daha net anlatalım..

YARSAV’ı bugün konu etmemizin sebebi, Uluslararası Yargıçlar Birliği (AIJ)’nin, dün İstanbul’da başlayan 54. Genel Kurul Toplantısına, YARSAV’ın sunduğu, Türk yargı sistemiyle ilgili rapordaki çarpıklıklar..

Bakın, yukarıda sıraladığımız, hukuk uygulamalarının kenarında köşesinde bulunmuş insanların bile “ne saçmalıyorsun?” diye tepki gösterecekleri hataları yapanlar, hukukun uygulanmasında da, ne vahim hatalar yapıyorlar..

İçlerinde 100’e yakınYargıtay üyesinin bulunduğu YARSAVyönetimi, hazırladıkları raporda, bakın neler demişler: “Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmada, savcıların görevden alınmasıyla, yargıya ciddi müdahalede bulunulmuştur.”

Böyle bir tesbit yapan YARSAV, isterdim ki, farklı soruşturmalardaki benzer kararlara da aynı tepkiyi göstersin..

Mesela? Mesela, Ergenekon bağlantılı soruşturmalarda, Erzurum Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi savcılarının görevden alınmasına da “Yargıya ciddi müdahalede bulunulmuştur” tepkisi versinler.

Ama o olayda, bu tepkiyi vermediler..

Çünkü o müdahaleyi yapanlar, kendi üyeleri idi.

O tarihte HSYK, YARSAV üyelerinden oluşuyordu..

Dolayısı ile, savcıları görevden almak, yargıya müdahale değildi.

Ne zaman ki HSYK, bir azınlık grubun elinden kurtarıldı.. Savcı değişiklikleri, “yargıya müdahale” oluverdi..

Öyle mi, YARSAV’cı ağabeylerim, benim?..

YARSAVraporunda, şu ifade olmasaydı, yine alınganlık göstermezdim: “Yeni HSYK 8 ay gibi kısa bir sürede görev yapmakta olan yargıçların 3’te 1’ini oluşturan 3 bin 49 yargıç ve savcının görev yerlerini değiştirmiştir.”

Tam bir fanatik tarafgirlik.. Çok net bir ideolojik bakış açısı..

Niye mi? Eski HSYK kararnamelerine bakın, yine benzer sayıda değişiklik var da, onun için!

Kendi adamları değişiklik yaptığında güzel. Başkası yapınca, “sürgün”!

Böyle hakimlik/savcılık olur mu, söyleyin YARSAV’lı dostlar!

YENİ AKİT