Boşverin pazarcılığı, bomba ile krokiyi izah edin!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Atabeyler çetesi, bomba bulundurmaktan mahkum olup, suikast düzenlemekten beraat etti ya..

Artık dinleriz muhteremleri sabah akşam.

“6 yılın hesabını kim verecek? Yüzbaşı boşandı, kim telafi edecek? Anne kanser oldu, kim tedavi edecek?”

Röportajlar.. Manşetler.. Vesaire vesaire..

Hani tek şeyi izah etseler, “Acaba?” diyeceğim..

Küçücük bir izah getirebilseler..

Nedir o?

Bomba bulundurduğunuz sabit olduğuna göre; C-4’ü ile, TNT’si ile.. Bunları bulundurma amacınız ne idi?

Küçücük bir izah yapsanız, anlamaya çalışacağım.. Ama, o konuda tek kelime yok.

Sadece kendi eylemleri ile sınırlı değil garabet..

Mahkeme de aynı çelişkinin içinde..

“Bomba bulunduğu sabit olduğundan, mahkumiyetlerine.. Suikast veya herhangi bir başka suç hazırlığı içinde olmadıklarından, beraatlerine..”

Şu karara makul, anlaşılabilir bir izah getirilse, “Eyvallah” diyeceğim..

Nedir izahı, bomba malzemesini saklamanın?..

Klasik savunmaydı, “O el bombası, kullanılmaz durumda.. Bakın tarihine.. Kimseye zarar vermez.. Korkmayın, patlamaz o.. Hatıra olsun diye almıştım yanıma..”

İyi de, o el bombaları için.

Ya C-4 gibi çok kuvvetli bir patlayıcı malzemenin ne işi varmış, beraat eden askerlerimizde?

TNT’nin ne işi varmış, beraat kararı alıp, herkesin gözüne gözüne sokmaya kalkışan subaylarımızın evinde?

Çetenin reisi olmakla suçlanan Murat Yüzbaşı, darbecilerin her sözünü manşetüe taşıyan Saygı Öztürk’e konuşmuş.. 6 yıllık yargılama süreci için, “Pazarda limon bile sattım” demiş.

Doğru olabilir, satmıştır.

“Hangi pazarda sattın” diye soracak değiliz..

Ama şunu sormamız lazım: “Levent Göktaş’ı nereden tanırsınız?”

Askerlik arkadaşınız değil herhalde..

Sizden hayli önce, ÖzelKuvvetler’de çalışmış..

Veya soruyu şöyle soralım: “Ergenekon davasının kilit isimlerinden Levent Göktaş Albay, yüksek hakimlerin nahoş görüntülerini sakladığı özel DVD’de, bir dökümanı da, Murat Yüzbaşı’nın ismi ile kodlayıp, niye saklamış?”

Sorunun muhatabı Levent Albay...

Avukatı aracılığı ile açıklar belki konuyu..

Hemen hatırlatalım, Murat Yüzbaşı’nın ismi ile kodlanmış dökümanda ne var, şimdilik açıklanmadı..

DVD’nin açıklanan bölümlerinde, Murat Yüzbaşı’yı yargılayan mahkemenin eski başkanının nahoş görüntüleri de vardı ama..

Yenisinin de var mı, Levent Albayımız bilir.

Levent Albay ile ilişkisini açıklamak da, “mağdur olduğu”nu söyleyen Murat Yüzbaşı’ya düşer..

Başka ne diyor, Murat Yüzbaşı?

“Bu süreçte, eşimden ayrıldım.”

Doğrudur, ayrılmışsınızdır. Ama eşinden ayrılan tek subay siz değilsiniz ki?

YAŞ’zede olmamak için, nice subaylar, eşlerinden ayrıldılar. Hatta ayrılmaları da yetmedi. Yine de ihraç edildiler.. Şimdi sizi mağdur olarak tanıtan Saygı Öztürk Bey’in, linç yazıları ile!

Murat Yüzbaşı.. Levent Albay..

Gizemli ikili bundan mı ibaret?

Değil.

Murat Yüzbaşı, bir dizi Ergenekon sanığı ile de birlikte anılıyor..

Mesela?

Mesela Ergenekon sanığı Asuman Özdemir, aynı ekipten Gazi Güder’e rica ediyor; Murat yüzbaşının davasını, Kemal Kerinçsiz üstlensin..

Kerinçsiz’i tanıyorsunuz.

Ergenekon’un önemli tutuklularından..

Hepsine vardır bir izahınız, eminim.

Ama şunu hiç anlayamadım: “Gözaltına alındığında tanıdığım astsubay arkadaşta krokiler bulunmuş. Bunlar, kurslardaki krokilerdir.”

“Kurslardaki kroki” denilen, Başbakan’ın ev yolunun güzergahını gösteren ve suikast için çizilmiş krokiler..

“Bizim özel çizimimiz değil, kursta en az 10-15 kişinin şahitliğinde çizilen krokiler” demeye getiriyor,Murat Yüzbaşı..

O zaman olay çok basit..

Getirin kursun hocasını. Getirin kursun müdavimi öğrencileri..

Onlar anlatsınlar, göstersinler aynı krokilerin kendilerinin de ajandalarında olduğunu..

Öyle ya.

Ben HukukFakültesi’nde Anayasa Hukuku dersinde notlar tutacağım. O notlara, polis “suç delili olarak” el koyacak..

Ben şahit göstermez miyim; sınıf arkadaşlarımı?.. “Onların da ders notlarında aynı şeyler var” diye..

Buyrun gösterin; hangi komutan, Başbakan’ın ev güzergahını, ders notu olarak size çizdirdi?.. Hangi arkadaşlarınızın ajandalarında, aynı krokiler var?..

Gösterin, biz de size “Siz gerçekten, patlayıcıları zevk olsun diye evinizde tutuyormuşsunuz. Hakkınızı yemişiz” diyelim..

Boşverin pazarcılığı falan.. Patlayıcıları, krokileri anlatın, yeter!

Ha bir de köstekli saatleri.. Ve köstekli saatleri satan Suat Kıy’ın, nasıl öldüğünü.

YENİ AKİT