HAKSÖZ HABER
Avrupa’nın ortasında Müslüman bir halk olarak Boşnakların dini ve kültürel soykırımlarla dolu olan hikayesinin artık daha farklı bir yerden ele alınması gerekiyor. Boşnakların yaşadıkları sıkıntılara karşı Batı dünyası sessiz kalarak destek verdi, vermeye devam ediyor. Ancak Müslüman coğrafyanın Bosna meselesine kayıtsız kaldığını söylemek haksızlık olur.
Boşnakların siyasi ve dini varlıklarını sürdürmek adına çok esaslı bir takım sorunlarla yüzleşmesi gerekiyor. Bosna Hersek’te ilk sonuçları açıklanan yerel seçimlerin ortaya çıkarttığı karamsar tablo özeleştirinin gerekliliğini daha fazla ortaya çıkarttı.
Öncelikle seçimlere katılım oranındaki düşüklük bile Bosna halkının yeni, harekete geçirici bir siyasal eylemliliğe ihtiyacı olduğunu ortaya koyuyor. Dayton’un kurduğu işlevsiz sistem bir yana Bosna Hersek’in Boşnak kantonunda seçimlere katılım oranı % 46’da kalırken Bosna Sırplarının yoğunlukta olduğu bölgelerde katılım oranı ise % 51 oldu.
2016 yılındaki seçimlere katılım oranına göre iyice düşüş gösteren oranlar Boşnakların içine düştüğü ruh halini görmek açısından ibretlik. İlk seçim sonuçlarına göre ise Aliya İzzetbegoviç’in kurduğu ve bugün oğlu Bakir İzzetbegoviç'in liderliğini yaptığı Demokratik Eylem Partisi (SDA) başkent Saraybosna’yı kaybetti. İzzetbegoviç ise, ''Saraybosna'yı kaybettik ancak Bosna Hersek'te kazandık'' şeklinde açıklama yaptı.
SDA’dan ayrılarak kendi partilerini kuran ve diğer muhalefet partiler ile bir blok oluşturan grup ise beklenenden fazla oy aldı. SDA’dan ayrılarak kurulan partilere yönelik yapılan eleştirilerin haklılık payı olsa dahi seçmenin tavrının esas belirleyici olduğu atlanmamalı. Bosnalıların değişimden yana tavır aldıklarını görmek SDA’nın özeleştiri ihtiyacını ortaya koyuyor.