Ülkedeki Sırp ve Hırvatların “tehlike” olarak gördüğü, büyük çoğunluğu Arap olan bu Müslümanlar, AB’nin finanse ettiği mülteci kamplarında tutuluyorlar. Aliya İzzet Begoviç tarafından resmi olarak vatandaşlık verilen, Boşnak hanımlarla evlenen, çocukları olan ve uzun yıllardır bu ülkede yaşayan mücahidler, bir zamanlar mevzi olarak kullandıkları kamplarda şimdi ağır hakaretlerle karşı karşıyalar. Bosna Hersek yönetiminin şimdiye kadar 6 Müslümanı “terörist” oldukları gerekçesi ile ABD’ye teslim etmesi Boşnakların büyük tepkisine sebeb oluyor.
Savaş döneminde Bosna Müslümanlarının yardımına koşan insanlar şimdi toplama kamplarında yok edilmeye çalışılıyor.
Savaştan sonra Bosna Devletinin kurucusu Aliya İzzet Begoviç’in girişimleri ile Bosna vatandaşı olan, Boşnak hanımlarla evlenen, çocukları olan ve uzun yıllardır bu ülkede yaşayıp çalışan insanlar mülteci kamplarında toplanıyor, eziyet ediliyor, hakaret ediliyor ve bazıları da ABD’ye “terörist” olduğu gerekçesi ile teslim ediliyor.
Aliya Bizzat Kendisi Vatandaşlık Verdi
Haklarında herhangi bir suçlama olmayan Müslümanlar toplumdan uzaklaştırılarak “İmmigration Center Lukavica”da tutuluyorlar.
Konu ile alakalı olarak yaptığı araştırmalarla bilinen Yusuf Ensan Çalışkan, Bosna’da yaşanan insanlık dramını şöyle anlattı; “Bosna’ya 1992 yılında ve daha öncesinde gelen yabancı uyruklu Müslümanların Bosna’nın kurtuluşu için verdikleri mücadeleyi bilmeyen yok. Cezayirli, Türkiyeli, Faslı, Ürdünlü, Filistinli, Mısırlı gençler ve birçok ilim sahibi insan savaş başladıktan sonra Bosna’ya hicret etmiş ve Bosnalı kardeşlerine hem savaşta hem de cephe gerisinde çok önemli destekler vermişlerdi. 1500 civarında kişiye Aliya, Bosna vatandaşlığını bizzat çıkardığı kanunla verdi. Fakat Bosna Hükümeti 2007 yılında ABD ve AB ile Bosna Parlamentosu’nun Sırp ve Hırvat üyelerinin baskısı sonucunda savaşın resmen başladığı 6 Nisan 1992 ile 1 Ocak 2006 tarihleri arasında vatandaşlık alanların dosyalarının tekrar incelenmesi kararı aldı.”
Sırplar İslami Uyanışa Sebeb Olan Bu İnsanları İstemiyor
Bu kararın altında yatan sebebin Bosna’da savaşan insanların tespit edilerek bu ülkeden sınırdışı edilmelerini sağlamak olduğunu dile getiren Ensar Çalışkan; “Çünkü olası bir savaş halinde bu kişiler Sırplar ve Hırvatlar için ciddi bir tehdit oluşturmaktaydı. Sadece bu kadar da değildi tabii. Bir sebeb de Bosna halkının bilinçlenmesine önemli katkıları olmuştu bu insanların.
Bu kişilerin Müslüman olmaları ise Sırp ve Hırvat kesimin bu isteği kuvvetlice dillendirmesine sebeb olmuştur. Olası yeni bir savaşta bu kişilerin Sırplara ve Hırvatlara oluşturabilecekleri tehdit göz önünde bulundurulmaktadır” diye konuştu.
6 Müslüman Guantanamo’ya Gönderildi
Müslümanların evlerine baskınlar yapıp gözaltına alındıktan sonra Avrupa Birliğini finanse etmesiyle Lukovica’da kurulan kampa götürüldüklerini söyleyen Çalışkan; “Bu kampta kötü muamele, işkence, hakaret ve darp her gün uygulanan bir rutin haline gelmiştir. Bu kanun çerçevesinde gözaltına alınan 6 kişi ise geçtiğimiz yıllarda ABD’ye teslim edilmiş ve Guantanamoya gönderilmiştir. Ve hepsi halen Guantanamo’da işkenceye maruz kalmaktadır. Avrupa Birliği’nin sözde mülteci kampı olarak dizayn ettirdiği bu kurum bugüne gelindiğinde çok sıkı korunaklı bir hapishaneye dönüştürülmüştür. Adı ‘mülteci kampı’ olmasına rağmen burada kalan insanlar ağır şartlar altında hapis hayatı yaşamakta, zaman zaman işkence ve kötü muameleye maruz kalmaktadır. Burada kalan kişiler zaman zaman sözlü ve küfürlü hakaretlere maruz kalmakta, sopalar ve joplarla dövülmekte ve hastaneye dahil çıkarılmadan aylarca acılar içinde burada kalmak zorunda bırakıldıklarını söylemekte ve bu durumu bazı görüntü ve fotoğraflarla ispatlanmaktadırlar” şeklinde konuştu.
Sadece Müslüman Oldukları İçin Zulüm Görüyorlar
Hiçbir mahkemeye çıkarılmadan, hiçbir suç delili olmadan ve sadece Müslüman kimliklerinin Sırp ve Hırvat kesime oluşturduğu tehditten ötürü çeşitli bahanelerle bu insanların mahkûm hayatı yaşadıklarına işaret eden Çalışkan, şöyle devam etti; “Fransa’da bir Sivil Toplum Örgütü olan ‘Migreurop’ adlı kuruluş Bosna’daki bu insanlık dışı kampı gündeme taşımış ve birçok hukuki işlem yapmıştır. Bu sayede 2 tutuklu serbest bırakılmıştır. Ayrıca burada bulunan tutuklular Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne haklarını aramak amacıyla başvurmuşlardır.
Davaları halen devam etmektedir. Fakat durumlarında hiçbir iyileştirme yapılmamıştır. Bu konuda Türkiye’deki vicdan sahibi tüm insanlara ve bu yazılar ile olaylardan haberdar olan kardeşlerimize de önemli bir sorumluluk düşmektedir.”
MUSTAFA R. ÖZGÜR / YENİ AKİT