Bugünkü yazısında Bosna Savaşı sırasında Türkiye medyasının ve siyasilerin tavrını hatırlatan Ceren Kenar, o gün Miloseviç’in argümanları ve söylemi ile bugün Esed’in söyleminin benzerliğine dikkat çekiyor. Bugün hükümetin Suriye politikasına yönelik eleştirilerin; o günkü hükümetin Bosna politikasına yönelik eleştirilere tıpatıp benzemesi sadece tesadüf mü?
Bosna Savaşından Suriye’ye Türkiye Medyası
Ceren Kenar / Türkiye
Sene 1993. Bosna Savaşının kanlı günleri. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Turgut Özal, başbakanı ise Süleyman Demirel. Bosna Savaşında net tavır alan Türkiye, katliama uğrayan Boşnaklardan yana siyaset geliştiriyor, uluslararası kamuoyunu bu meselede aktif olması için yoğun çaba gösteriyor. Ve işte bugünlerde( 1 Mart 1993) Hürriyet gazetesinde Ertuğrul Özkök imzalı bir röportaj yayınlanıyor.
Röportajın konuğu daha sonra bu dönemde işlenen savaş suçları nedeniyle Lahey’de yargılanan Slobodan Miloseviç. Röportaj için uygun görülen başlık “Osmanlı ruhu bizi tehdit ediyor” olurken, Miloseviç “Marksist Milliyetçi” olarak takdim ediliyor.
“Köktendinci” Özal’a karşı “çağdaş ve mantıklı” Demirel
“Sırp liderinden önemli mesajlar” şeklinde sunulan röportajın hakim vurgusu Miloseviç’in ağzından bir Özal-Demirel kıyaslaması. Miloseviç’in şu ifadesi vurgulanarak en üst yerden veriliyor: “Özal fundamentalist (kökten dinci) tavır içinde. Demirel ise çok daha mantıklı politikacı. Olaylara çağdaş gözle bakmak istiyor.“
Miloseviç katliam yapan tüm diktatörlerin argüman çantasında eksik olmayan ifadelerle açıklıyor yaşanan insanlık dramını: “Bütün mesele bazı güçlerin Yugoslavya’yı parçalamak istemesinden çıktı. Müslümanlar buna alet olmamalı. Bu savaş bir an önce durmalı... Begoviç zannediyor ki, savaş devam ederse dünya kamuoyu müdahale edecektir. Tek oynadığı kağıt uluslararası güçlerin müdahale etme provokasyonu. Bu anlamsız bir şey... Türk halkı aldatılmamalı. Yanlış bilgilendirilmemeli. Sırp halkı Müslümanların düşmanı değildir. Olayların suçlusu Bosna’daki Müslüman liderlerdir.”
Diktatörlerin favori yöntemi olarak “siyasi çözüm”
Peki, anlamlı olan ne? Miloseviç’e göre “siyasi çözüm”... “Bu pis savaşı durdurmaya hazırız” Miloseviç’e göre Bosna sorununda çözümü engelleyen Alija İzetbegoviç ve onu destekleyen aktörler. Bu aktörlerin arasında Özal’ın da olduğunu da ekleyen Miloseviç, Bosnalı savaşçılara Türkiye’den silah sevk edildiğini iddia ediyor. Demirel’i, Özal’dan ayıran ve Miloseviç’in teveccühüne mazhar kılan ise “siyasi çözümü” desteklemesi. Mliloseviç kendi yaklaşımını Demirel’in adil bulduğunu ancak Özal’ın “Osmanlıcı”, “köktenci” ve “müdahaleci” tavrının “siyasi çözümü” engellediğini ifade ediyor.
Bütün bunları bir yerden hatırlıyor musunuz?
Bu yıllar Bosna savaşının ilk dönemleriydi. İki yüz bin kişinin hayatını kaybettiği savaşta, Miloseviç’in siyasi çözümden anladığının katliamlarına devam etmesi için uluslararası kamuoyunu oyalamak olduğu ortaya çıktı.
Haftaya buradan devam...