Bosna kahramanı Esat!

MUSTAFA ÖZCAN

İstanbul’da 12-13 temmuz tarihlerinde (2011)Wow Oteli’nde icra edilen Suriye Halkına Yardım İçin Ulema Konferansı ilginç meselelere tanıklık etti.

Bu vesile ile baba Hafız Esat’ın gizli Bosna kahramanı olduğunu da öğrenmiş olduk! Zaten bu rejim kahramanlığı kendinden başka kimseye yar etmiyor! Bu toplantı sayesinde Esat ailesinin gerçek yüzünü bir defa daha keşfettik. Rejimin iki yüzü var. Bir yüzü aydınlık görünüyor. Bu yüzünde mümanaat(mümayaat/sulandırma) ve direniş, Kudüs ve Filistin meselesini sahiplenmek var. Rejimin diğer karanlık yüzünde ise, kapalı kapılar ardında İsrail ve Batı ile yapılan pazarlıklar ve iktidar oyunu var. Bir diğer ifadeyle devletler oyunu. Bütün kutsal değerleri pazarlamak ve satmak var. Muhammed Said Ramazan Buti gibi ulemanın bile arka çıktığı ve aldandığı rejimin gerçek yüzünü anlamak o kadar kolay olmasa gerek. Şu veya bu saikle veya gerekçe ile bazı ulema bile Esat’lar hanedanlığının arkasında saf tutuyor. Bu durumda sıradan bir insana bu rejimin gerçek yüzünü anlatmakta zorlanıyorsunuz. Belki hâlâ Said Havva gibiler sağ ve yaşıyor olsalardı durum biraz daha kolay olurdu. Lakin doğruluğun yerine riyakarlığın ve iki yüzlülüğün egemen olduğu vasatlarda hakkı söylemek bir yana kabul ettirmek hiç kolay olmasa gerek. Lakin Wow Oteli’ndeki toplantıya gelen tanıklardan birisi uluslararası ilişkilerde bu rejimin riyakar yüzünü bütün çıplaklığıyla yani apaçık ortaya sermiştir. Mostarlı ulemadan Salih Ahmet Covakoviç Esat’lar rejimine ışık tutan bir hatırasını paylaşmıştır. Bu hatıra Esat rejiminin gerçek yüzünü bütün çıplaklığıyla ortaya sermektedir. Ve bu hatıradan yola çıkarak; Esat’ların Filistin politikasını Bosna politikasıyla da kıyas edebiliriz.

¥

Sene 1994 ve Bosna meselesi nihayete ermek üzeredir. Acılar dinmek ve yeni bir dönem başlamak üzeredir. Ölüm kalım savaşında Bosna’nın karşısında yer alanlar Boşnakların ayakta kaldığını görünce saf değil konum değiştirirler. Boşnaklara hayat hakkı tanımayanlar ve Sırplarla kader birliği edenler riyakarane bir biçimde Boşnaklarla birlikte görünürler. İşte bunlardan birisi de baba Hafız Esat’tır. Bunun en önemli tarihi tanıklarından birisi Mostarlı ulemadan Salih Ahmet Covakoviç’tir. Wow Oteli’nde bize bu yönde tarihe tanıklığını anlattı. Aynı zamanda bu tanıklık Beşşar rejiminin karakterine de bir göndermeydi. Bosna’nın zafere ulaştığı ve yakın olduğu bir zaman diliminde imajını düzeltme ihtiyacında olan baba Hafız Esat ülkeyi ziyaret etmekte olan Salih Ahmet Covakoviç’i başkanlık sarayına davet eder ve geldiğinde Covakoviç karşısında resmi televizyon kanallarını bulur ve Hafız Esat, Covakoviç ile birlikte ekran karşısına çıkar ve birkaç dakika birlikte ekranda kalırlar. Kurguya göre Hafız Esat Boşnakların zaferini kutlamaktadır. Esasında mesele tam bir mizansen ve kurgudur. Zavallı Covakoviç baba Esat tarafından konu mankeni olarak kullanılmıştır. Covakoviç ile birlikte aynı karede çıkan Hafız Esat halkına şu mesajı vermektedir: Suriye rejimi Bosna halkının yanındadır ve ona destek vermektedir. Tabir caizse Sırplara karşı da direnişi desteklemektedir.

¥

Mostar ulemasından Covakoviç büyük bir hayal kırıklığı içindedir. Zira televizyon çekimi yapıldıktan sonra Hafız Esat ağzını bile açmamış ve Covakoviç ile tek bir kelam bile etmemiştir. Bu görüntü ile birlikte baba Esat Bosna kahramanı olmak istemiştir. Halbuki, Sırpların Srebrenitsa’da yaptıklarının fazlasını o Hama’da yapmıştır. Keza Sırpların Çetniklerine bedel onun paramiliter Şebbihası vardır. Hafız Esat ülkeyi 30 yıl boyunca bu şekilde riyakarlıkla yönetmiştir. Bundan dolayı Covakoviç konuşmasını bitirirken düşmanın ortak olduğuna atıfta bulunarak: “Suriye halkının zaferi bizim de zaferimizdir. Onun gayesine ulaşması bizim gayemize ulaşmamızdır” demiştir. Zira, Esat’ların zaferi Miloseviç’lerin ve Çetniklerin de zaferidir. Miloseviç de güya Beşşar gibi Batı muhalifi ve direnişçi değil miydi? Ama Batılılara diş geçiremezken bütün hıncını Müslümanlardan almıştır. Baba Esat, Bosna meselesini nasıl kullandıysa oğlu Beşşar da Filistin meselesini öyle kullanmaktadır. 1973 yılında Kunaytıra’da nasıl muvazaa yaptılar ve muvazaayı Tişrin zaferi diye allayıp pulladılarsa aynı şekilde 1982 yılında da Şaron’un Lübnan işgali sırasında Suriye ve İsrail arasında görünmez mutabakat vardı. İki tarafın da ortak düşmanı Filistinliler idi. Lübnan’dan tasfiyesi idi. Nitekim de öyle olmuştur. Kısaca, Esat rejiminin ayakta kalmaktan başka ideolojisi yoktur ve Filistin ve Bosna gibi davaların tamamı sütreden ibarettir. Cani rejimden kahraman mı olur?

YENİ AKİT