Bollukta da darlıkta da yardım etmenin zararı olmaz!

Bir taraftan infak yahut sadaka ile bereket celbedilirken öbür taraftan kimi menfi davranışlarla bereket kaçırılıyorsa, o menfi davranışları dert etmek gerek, yapılan yardımları değil.

Hakan Albayrak Karar'daki köşesinde Türkiye'nin diğer ülkelere yaptığı yardımlara karşı dile dolanan ve eleştiri olarak kullanılan söylemlerin manasızlığını aktarıyor. Albayrak hadisler ışığında ve insanlık nazarında hatırlatmada bulunuyor. 

Rabbimiz, Al-i İmran Suresi’nin 134’üncü ayetinde mealen “Onlar (takva sahipleri) bollukta da darlıkta da infak ederler (kendilerine verilen rızıktan muhtaçlara Allah rızası için yardımda bulunurlar)” buyurmakta. 

Dikkat; "Bollukta da darlıkta da..."

*** 

Bazı Hadis-i Şerif rivayetleri: 

“Az da olsa sadaka verin. Parayı saklayıp vermeyene Allah da ihsanını keser.” 

“Bir hurma tanesi de olsa sadaka verin; çünkü o, az da olsa açlığı dindirir ve suyun ateşi söndürdüğü gibi günahları yok eder.” 

“Sadaka 70 çeşit belayı önler…” 

*** 

Ekmeğiniz var ama soğanınız yok; ‘Ben ki ekmeğin yanında yiyecek soğan bulamıyorum, kime ne yardım edeyim?’ mi dersiniz? 

Yoksa, yiyecek ekmeği olmayana bir parça ekmek mi verirsiniz? 

Bizim insanlarımızın ekseriyeti, belki de hepsi, ikincisini yapar. 

Ekmeği az da olsa yapar. 

Ve bir kazadan sağ salim kurtulduğu zaman “Verilmiş sadakamız varmış” der. 

Kendini ancak başkalarına yardım ederek koruyabileceğine inanır. 

*** 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bugüne kadar 157 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa yardım göndererek Türkiye’nin ve Türk milletinin alicenaplığını tüm dünyaya gösterdik” açıklamasını hükümetin aleyhinde bir delil gibi görenler / gösterenler yanlış yapıyor.   

Devletin dış yardımları, milletçe infakımız / sadakamız olarak görülmeli. (İşin uluslararası nüfuz ve uluslararası denge ile ilgili boyutları da var tabii.) 

“Bollukta da darlıkta da…” şiarı daima hatırda tutulmalı ve 'Kendimiz ihtiyaç içindeyken başka halkların ihtiyaçlarından bize ne' denmemeli. 

‘Başımızın çaresine bakmakla kalmak bize yakışmaz; kendi derdimizle ilgilenirken tabii ki başka halkların dertleriyle de mümkün mertebe ilgileneceğiz’ denmeli. 

‘Dışarıya gönderilen her yardım, memleketimize Allah’ın bereketi olarak geri döner’ denmeli. 

‘Memleket olarak nice badireyi atlatmamızda bu dış yardımların payı olsa gerek’ denmeli. 

‘Şükür ki milletçe verilmiş sadakamız var’ denmeli. 

*** 

İnfaka, sadakaya kuru matematikle yaklaşanların dikkatine iki Hadis-i Şerif rivayeti daha: 

“Vallahi sadaka vermekle mal eksilmez…” 

“Sadaka verenin rızkı artar ve duaları kabul olur.”

NOT: Bir taraftan infak yahut sadaka ile bereket celbedilirken öbür taraftan kimi menfi davranışlarla bereket kaçırılıyorsa, o menfi davranışları dert etmek gerek, yapılan yardımları değil.

Yorum Analiz Haberleri

"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye