Boğaz Kıyısında Afgan İşçi Pazarı

İstanbul'da Küçüksu, Yeni Mahalle ve Hekimbaşı bölgelerinde son yıllarda sayıları artan bir Afgan nüfus var. Nedeni Küçüksu'daki işçi pazarı. 2001'deki Afganistan işgalinden hemen sonra gelenler ise artık kendi işlerinin sahibi.

Sabah 06.30-7.00 suları... Üsküdar’a bağlı Küçüksu'daki işçi pazarındayız... Burası, İstanbul’daki diğer işçi pazarlarından biraz farklı. Burada bekleyenlerin büyük bir kısmını Afgan göçmenler oluşturuyor. Sabah saat 05.00’ten itibaren gruplar halinde kaldırımlarda beklemeye başlıyorlar. Sayıları kimi zaman yüz kimi zaman daha fazla. Ellerinde poşetler. Muhtemelen temiz kıyafet taşıyorlar. Bir araç yanaşınca hemen etrafını sarıyorlar. Pazarlık ediliyor, anlaşan bir kaç kişi araca binip uzaklaşıyor. İş bulan şanslı. Zira her gün iş olmuyor. Bazen sabahtan öğleden sonra 15.00’e kadar beklediklerini söylüyorlar. Çoğu inşaat, hamallık gibi işlerde çalışıyor.

Bir lokma ekmek parası için...

1,5 yıl önce Türkiye’ye gelen Tadmir İbrahim ne iş olsa yaptıklarını söylüyor. Neden Türkiye’ye geldiklerini ise şöyle anlatıyor:

“Afganistan’da DAİŞ var, Taliban var. Biz gidemiyoruz Afganistan’a... Herkes birbiriyle savaşıyor. Karmakarışık orası. Huzur yok. Bu yüzden bir lokma ekmek parası kazanmak için Türkiye’ye kaçtım.”

Her gün iş olmuyor. Giderlerse günlük 50-60 lira kazanıyorlar. Kaçak geldikleri için kiminin pasaportu kiminin kimliği bile yok. 5, 10 hatta söylediklerine göre 20 kişi bir evde yaşıyor. Kazandıkları paranın bir bölümünü memleketteki ailelerine gönderiyorlar. 

Nurmuhammed As bir aylık bir yolculuğun ardından İran üzerinden Türkiye’ye geldiğini söylüyor. Asıl amacı Avrupa’ya gitmekti ancak gidemedi. Türkiye’de düzenli iş bulup çalışmak istiyor.

“Saat 5.00’te geliyorum akşama kadar bekliyorum. Haftada bir kaç gün çalışıyorum, iş yok. Kimliğimiz yok diye iş vermiyorlar bize. İş çok olur da çalışabilirsek ayda iki bin liraya kadar para kazanıyoruz.”

“Bazıları paramızı vermiyor”

Arif Haşimi, 21 yaşında bina yalıtımı işçisi. Bir ay süren bir yolculuğun ardından İran üzerinden geldi. Üç senedir Türkiye’de çalışıyor.

‘Türkiye’ye üç yıl önce geldim. Memnunum buradan. Ama bazı insanlar bizim paramızı vermiyor. Ustalarımı her gün arıyorum, 'Benim param ne olacak' diyorum. Bir gün Annem hasta' diyor, bir gün başka bir şey diyor. Ta memleketten gelmişim buraya kadar sıkıntı yaşıyorum. Bazen arıyorum açmıyor. 'Param yok' diyor, 'Beni arama, sorma' diyor, 'Beni çok rahatsız etme' diyor.’

 

Bölgedeki Afgan göçmenler özellikle ABD’nin 2001’deki Afganistan işgalinden sonra gelmeye başladı. Son yıllarda sayıları giderek arttı. Özellikle Yeni Mahalle, Küçüksu ve Hekimbaşı’nda sokaklarda sıklıkla Afganlara rastlıyorsunuz. Yeni Mahalle Muhtarı Nevzat Cebeci mahalledeki göçmen nüfusunun beş bini geçtiğini söylüyor:

“Mahallemizin nüfusu 19 bin civarında. Afgan, Suriyeli, İranlı, Iraklı vatandaşlarımızın tahmini nüfusu da 5 bin civarında. Yani 25 bin kişi olduk onlarla bilikte. Yoğunlukla Afganlar yaşıyor mahallemizde. Buradaki yoğunluğun sebebi amele pazarı, işçi pazarı yakınımızda olduğu için Yeni Mahalle’de daha çok ikâmet ediyorlar. 10 yılı aşkın süredir mahallemizde ikamet ediyorlar. Bu zamana kadar onlarla ilgili bir sorun yaşamadık. Ancak mahallemize gelen otobüsler 19 bin kişiye göre düzenlenmiş. 25 bin kişi olunca artık otobüsler yetmiyor. Otobüslerin artırılmasını talep ediyoruz. Bir başka sıkıntı da gelenlerin çoğu kaçak olduğu için kayıt altında değiller. Bir an önce kayıt altına alınmaları gerekir. Çocuklu olanların çocukları okula gidemiyorlar ya da gayrı resmi gidiyorlar, karne alamıyorlar.”

İlk gelenler kendi işlerini kurmuş

Bölgeye ilk gelen Afganlar, Afganistan’daki yakınlarını aramak isteyenler için telefon kartı satan dükkanlar açmışlar. Restorant ve market açanlar da var. Abdulvedud Hidari onlardan biri. 39 yaşındaki Hidari, Pakistan’da hukuk okuduğunu söylüyor. Ancak işgalin ardından 2002 yılında Türkiye’ye gelmiş. İstanbul'da, Ankara'da bir çok işte çalışmış. Şimdi kendi marketini işletiyor. Ailesi, çocukları hâlâ Afganistan’da.

"2002’de Türkiye’ye geldim. İlk zamanlar inşaatlarda amelelik yaptım. Sonra üç yıl boyunca bir gün bile izin almadan bir markette reyon görevlisi olarak çalıştım. Üç yılın sonunda hasta oldum, doktor bana 'Sen ne iş yapıyorsun? Bedenin tükenmiş” dedi. Sonra Ankara’ya gidip garsonluk yaptım. Tekrar İstanbul’a geldim. Orada burada milletle çalışa çalışa baktık ki çoğu yerde çalışıyoruz sigorta yok, varlığımız yok. Çalıştığımızda hakkımızı aramak için kanunen dava edemiyoruz. En sonunda kendi işimizi kurduk. Elhamdülillah öyle uğraşıp duruyoruz esnaflık."

Hidari, aklı Afganistan'daki ailesinde olsa da artık gelecekten daha umutlu. Ülkelerinden daha yakın zamanda gelenlerse her gün iş umuduyla Küçüksu'da beklemeye devam ediyor. 

Al Jazeera

Gündem Haberleri

“İstediğim gibi olmazsanız sizi asarım” mesajı ve Şapka Kanunu
Erdoğan: Alkol ve kumar kadına şiddette önemli faktör
Murat Kurum'dan CHP'nin kreş dezenformasyonuna tepki
İnsanlık dışı mahluklar: Cinayete alkış tuttular
Irkçı faşistlerle kol kola yürüyenlerin Gazze duyarlılığı ne kadar inandırıcı olabilir?