BM Güvenlik Konseyi’nde Rusya’nın vetosu nedeniyle yaşanan tıkanıklığı aşmak için Kanada öncülüğünde aralarında Türkiye’nin de olduğu 70’ten fazla ülke BM Genel Kurulu’nu acil toplantıya çağırmıştı.
“7 Temmuz’dan Beri Doğu Halep’e Hiç BM Konvoyu Girmedi”
AA’da yer alan habere göre, bu çağrı üzerine düzenlenen gayr-i resmî toplantıda konuşan BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, sözlerine, “Suriye’deki trajediyi anlatmak için sâdece birkaç kelimem kaldı.” diyerek başladı.
23 Eylül’de Halep’te başlayan yoğun bombardımanın ardından yaklaşık 500 kişinin hayatını kaybettiğini ve bunların dörtte birinden fazlasının çocuk olduğunu ifade eden Ban Ki-mun, 7 Temmuz’dan bu yana Doğu Halep’e hiç BM konvoyunun giremediğini söyledi.
“Açlık Savaş Silahı Olarak Kullanılıyor”
Açlığın savaş silahı olarak kullanıldığını dile getiren Ban Ki-mun, Rusya’nın Halep’teki bombalamalara insânî ara verme kararını memnuniyetle karşıladığını ancak bunun yetersiz olduğunu kaydetti.
Bu karar sayesinde acil tıbbî yardıma ihtiyacı olanların tahliye edilebileceğini anlatan Ban Ki-mun, “Doğu Halep’e tam insânî yardım girişine ihtiyacımız var.” dedi.
“Esed Duyuyorum”
Ban Ki-mun, tüm dünyanın BM’nin bu trajedinin sona ermesi için bir şeyler yapmasını beklediğini vurgulayan Ban Ki-mun, “Srebrenitsa ve Ruanda’dan hiç ders almadınız mı, sorularına muhatap oluyoruz.” diye konuştu.
“BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye’de barış ve güvenliği sağlama sorumluluğunu yerine getirememesinden esef duyuyorum.” ifadelerini kullanan Ban Ki-mun, bölgesel güç rekabetinin Suriye halkının ihtiyaçlarına tercih edilmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
“Savaş Uçakları Yere İnmeli”
Tüm Suriye’de geçerli olacak çatışmaların durması anlaşmasının yeniden uygulamaya geçirilmesini isteyen Ban Ki-mun, “Suriye hükümeti Halep üzerindeki tüm savaş uçaklarını yere indirmeyi kabul etmeli. Aşırılıkçılar izole edilmeli ve bunların denetlenmesi için güvenilir bir gözlem mekanizması kurulmalı.” dedi.
Suriye’de siyâsî geçiş sürecine odaklanılması gerektiğini de dile getiren Ban Ki-mun, “Hiçbir ülkenin geleceği bir kişinin kaderine bağlanmamalı.” diye konuştu.