Çoğunluğunu Avrupalı ülkelerinin oluşturduğu onlarca ülke, Çin yönetimine ortak bir mektup göndererek Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında zorla tutulan Uygurların derhal serbest bırakılması için çağrı yaptı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu’nda yazılan mektup, bir ilk olma özelliği taşıyor.
22 ülke BM İnsan Hakları Konseyi’nde yayınladıkları bir mektupla Çin’e Şincan bölgesindeki etnik Uygur azınlığa yönelik kitlesel gözaltıları sona erdirmesi çağrısı yaptı. Konsey böylece, bu meseleyle ilgili ilk kez ortak bir adım atmış oldu.
BM uzmanları ve aktivistler en az 1 milyon Uygur’un ve diğer Müslümanların ülkenin batısındaki eyalette gözaltı merkezlerinde tutulduklarını söylüyor. Çin bu merkezleri öğrencilerin aşırı eğilimlere karşı eğitildikleri ve yeni beceri edindikleri merkezler olarak tanımlıyor.
Mektup aralarında Avustralya, Kanada, Japonya, İngiltere, Fransa, Almanya ve İsviçre’nin de olduğu 22 ülkenin büyükelçileri tarafından imzalandı. Panelin üyeliğinden geçen yıl ayrılan ABD ise imzacılar arasında yer almadı.
Ancak Konsey’de resmi bir bildiri okunmadı ya da oylanmak üzere bir karar tasarısı hazırlanmadı. Bunun nedeni de Çin’den gelebilecek potansiyel siyasi ve ekonomik karşılıktan kaygı duyulması. Reuters haber ajansına konuşan diplomatlar bunun yine de resmi bir adım olduğunu zira mektubun Konsey’in resmi belgeleri arasında yayınlanacağını söyledi.
Mektupta Uygurlar’a yönelik kanunsuz tutuklamalar, izleme faaliyetleri ve yasaklara ilişkin haberlerden kaygılar dile getiriliyor. Reuters’a konuşan diplomatlara göre Batılı delegasyondan hiç kimse ortak bildirinin ya da tasarının lideri olarak görünmek istemiyor. Başka bir diplomatsa bildirinin Çinli delegasyon tarafından öfkeyle karşılandığını ve onların da kendi yanıtını hazırladıklarını belirtti. Şincan’ın vali yardımcısıysa BM’de konunun görüşüldüğü oturumun başladığı sırada yaptığı açıklamada gözaltı merkezlerinin halkı aşırıcı etkilerden kurtaran meslek kampları olduğunu söyledi. Vali yardımcısı Erkin Tuniyaz konseyde yaptığı açıklamada “Çin bu sayede Şincan’da terörü ve dini aşırıcılığı kontrol altına alıyor” ifadelerini kullandı. Bu söylem ABD tarafından sert şekilde eleştirildi.
Mektupta devasa toplama kamplarındaki yasa dışı gözaltılardan ve diğer azınlıkların yanı sıra özellikle de Uygurları hedef alan yaygın izleme, gözetleme ve kısıtlamalardan derin endişe duyulduğu dile getirildi. 22 ülkenin ortak mektubunda şu ifadeler yer aldı:
Çin’i, yasalara uymaya, uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeye, Sincan (Doğu Türkistan) ve Çin genelinde din ve inanç özgürlükleri de dahil olmak üzere insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı göstermeye çağırıyoruz.
Çin’i, Sincan’da (Doğu Türkistan) Uygur Türkleri ve diğer Müslüman topluluklara mensup azınlıkları keyfi gözaltılardan, serbest dolaşım haklarını ellerinden almaktan uzak durmaya davet ediyoruz”
Ayrıca Çin’e gönderilen mektupta imzası bulunan 22 devlet, Pekin yönetiminden, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet’nin de aralarında bulunacağı uluslararası bağımsız uzmanlar heyetine Doğu Türkistan’a “tam erişim” izni vermesini istedi.
ABD başta olmak üzere Batılı ülkeler, Çin’in kendi planladığı Doğu Türkistan ziyaretlerinin ‘propaganda ve göz boyama’ amaçlı ‘tiyatrodan ibaret’ olduğunu belirtiyor.
3 MİLYON KİŞİ KAMPLARDA TUTULUYOR
Çin’in dünyaya eğitim merkezi olarak lanse ettiği toplama kamplarında ABD Dışişleri Bakanlığı verilerine göre 3 milyon civarında Uygur Türk’ü zorla tutuluyor. Diasporadaki Uygurlar, asimilasyon ve kültürel soykırım olarak tanımladıkları toplama kamplarına götürülen kişilerin çocuklarının ellerinden alındığını ve bir daha göremediklerini belirtiyor. Binlerce Uygur çocuk, ailelerinden koparılmış durumda. Toplama kamplarına götürülenlerin büyük bir kısmından bir daha haber alınamıyor.
İMZACI ÜLKELER
Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, Japonya, İngiltere, Fransa, Almanya, İsveç,
Letonya, Litvanya, Estonya, Danimarka, Norveç, Kuzey İrlanda, Hollanda, İzlanda,
Lüksemburg, İspanya, Avusturya, İrlanda, Belçika İsviçre.