Lawlor, İngiliz The Guardian gazetesi için kaleme aldığı "İsrail'e silah satışını haklı çıkaracak hiçbir ahlaki argüman yok" başlıklı makalede, İsrail'in bu silahları Filistinlilere karşı ayrım gözetmeksizin kullanacağını gösterdiğini belirterek "Batı'nın halen neden bunları tedarik etmeye devam ettiği" sorusunu yöneltti.
Gazze'den yeni dönen bir doktorun, Filistinlilerin İsrail saldırıları altında çektikleri insani acının boyutları hakkında şoke edici tanıklıklarda bulunduğunu aktaran Lawlor, "İnsan haklarının evrenselliği ilkesine saygı duyan devletlerin İsrail'e silah satmaya devam etmesini haklı çıkaracak hiçbir ahlaki argüman bulunmamaktadır." ifadesini kullandı.
Lawlor, BM raportörü olarak yaptığı çalışmalar sırasında Filistinli insan hakları savunucularının, kendisine "İsrail'in bu tür silahları Filistinlilere karşı ayrım gözetmeksizin kullanacağını defalarca göstermiş olması" nedeniyle bu tür satışlara yasak getirilmesinin önemini vurguladıklarını kaydetti.
"Silah satışlarının devam etmesine yönelik ideolojik argümanlar vicdana aykırı"
Raportör Lawlor, silah satışlarının devam etmesine yönelik ideolojik argümanların, İsraillilerin hayatının değerini Filistinlilerin hayatının değerinden üstün tuttuğu sonucuna vardığına dikkati çekerek bunun, "vicdana aykırı" olduğunu ifade etti.
BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 75'inci yılı dolayısıyla Aralık 2023'te 150'den fazla ülkenin bu hakları nasıl hayata geçireceklerine dair taahhütte bulunduğunu hatırlatan Lawlor, en güçlü taahhütlerden bazılarının ABD, İngiltere, Almanya, Fransa ve Kanada'dan geldiğini anımsattı.
Buna karşın Lawlor, aynı devletlerin, insan hakları ve insan hakları savunucuları için "yıkıcı sonuçlar doğuracak şekilde İsrail'i silahlandırmaya devam ettiğine" dikkati çekerek şu ifadelere yer verdi: