BM diktatöryası mı, Kaddafi diktatöryası mı?

Ali İhsan Karahasanoğlu

Bir Müslüman halk daha, sömürgeci devletlerin bombaları altında inliyor..

Afganistan, dolaylı olarak Pakistan, Irak derken.. Şimdi de Libya..

Bizim kemalistler, bu tabloya pek sevindiler.

Kenarından köşesinden akıl veriyorlar: “Sizin de bir M.Kemal’iniz olsa idi, başınıza bunlar gelmezdi”..

Ne alâkası varsa!

“Ne alâkası varsa” diyorum; çünkü birileri de bunlara, “Bakın bize.Biz Suudi Arabistan’ız. Bizim de başımıza öyle şeyler gelmiyor. Ama bizim başımızda bir M.Kemal yok” dese, ne der acaba bizim kemalistler?

Ne cevap verir acaba, bizim çok bilmiş kemalistler?..

Onlar verecekleri cevabı düşünsünler.. Biz, mütedeyyin insanlara yönelik bir eleştiriyi cevaplayalım..

“Dindarların kafası karışık. Düne kadar Kaddafi devrilsin diyorlardı.. Şimdi Kaddafi’ye destek veriyorlar. Kimden yanalar, belli değil” eleştirisinde bulunuyor, bazı akl-ı evveller..

İşin özünde, hiçbir tutarsızlık yok!

Libya halkının, Kaddafi yönetimine yönelik başkaldırısı, haklı bir başkaldırı..

Kaddafi yönetiminin, kendi halkının taleplerine sırt çevirmesi, her gün şiddetini artıran baskılarla halkı susturmaya çalışması, vahşi bir diktatörlük örneği..

Dolayısıyla; Libya halkının yanında olmak, Kaddafi’nin karşısında durmak gerekir.

Türkiye’deki mütedeyyin insanlar da, bunu yaptılar...

Aynen Mısır’da, Mübarek ile Mısır halkı karşı karşıya geldiğinde, Mısır halkından yana olunduğu gibi..

Ne zaman ki, Kaddafi’yi devirme adı altında, sömürgeci devletlerin, hukuku hiçe sayarak Libya’ya saldırısı başladı.. İşte o zaman, Kaddafi’den yana olmak, sömürgeci devletlere karşı çıkmak gerekti..

Biz de öyle yapıyoruz.

Her şartta Kaddafi’ye destek verilse, “Sizin derdiniz haklıdan yana olmak değil, Kaddaficilik” denilebilirdi.

Her şartta Mübarek’in yanında olunsa, “Sizi gidi diktatörcüler sizi” denilebilirdi..

Ama; halka karşı duran diktatörlere, görüyorsunuz işte, biz de karşı çıkıyoruz.

Ancaak.. “Halka karşı duran diktatörler”i devirme adı altında, “uluslararası diktatörler” piyasaya çıkarsa, o zaman da küçük diktatörden yana olmak şarttır.

Söyleyin; hiç kimsenin itiraz edemediği, BirleşmişMilletler diktatöryası yerine, sadece kendi ülkesinde sözü geçen Kaddafi’nin diktatöryası ehven-i şer değil midir?

Afganistan’da kimi zaman düğünevini, kimi zaman bir okulu bombalayıp yüzlerce, binlerce sivil insanın katili konumundaki ABD ve diğer emperyalist devletlerin sabıkaları ortada iken, “Libya halkının, Kaddafi’den korunmak istendiği” yalanına kim inanır?

BM’nin, NATO’nun ve ABD’nin, sivil halkları koruma diye bir dertleri varsa, önce kendi yönetimlerini devirmek için harekete geçmeliler..

Sizce de öyle değil mi.

Kaddafi; sivil halkın tepesine bomba indiriyor diye, dışarıdan Libya’ya müdahale ediyor, halkın tepesine bomba indiren Kaddafi’yi devirmeye çalışıyorsanız... Ve bunda samimi iseniz..

Alın size; Afganistan’a, hatta Pakistan’a, ve çok daha fazlası ile Irak’a; yüzbinlerce insanın tepesine bomba indiren ABD yönetimi.. Alın size, bombacı ABD’lilere başka ülkelerden de asker devşiren NATO yönetimi.. Ve tüm bu katliamları, aldığı kararlarla destekleyen BM yönetimi!..

Kaddafi, sivil katliamı yaptığı için devrilecekse, ABD yönetiminin de, NATO’nun da, BM’nin de yöneticilerinin devrilmesi gerekmez mi?

İşte bu bakış açısıdır ki, dün BMGenel Sekreteri Ban Ki-mun, Kahire'de Arap Birliği'ni ziyareti sırasında tepkilerle karşılaştı..

Arap Birliği’nin yetkililerinden değil, sözüm ona Libya’ya yağdırılan bombalarla korunmak istendiği iddia edilen “Halk”tan geldi tepki..

“Ulusal diktatöryalara hayır” dememiz gerekir ama..

“Uluslararası diktatöryalara hayır” demedikten sonra, “ulusal diktatöryalara hayır”’ dememizin de bir anlamı kalmaz..

Sonuçta ulusal diktatörün zulmü, 300-500 kişi ile sınırlı kalmaya mahkûmdur.

Ya uluslararası diktatörlerin zulmü?

Görüyorsunuz, Afganistan’da kaç yüzbin kişi? Irak’ta kaç milyon kişi?

Başarabilseydiler, “İran’da kaç milyon kişi” diyecektik..

Sözün kısası, “Önce uluslararası diktatörler ortalıktan temizlensin, sonra da ulusal diktatörler!”

YENİ AKİT