“Bizden hüznü gideren Allah’a hamdolsun!"

Aydın Ünal depremin yıkıcı tesirinin bayramla bir nebze olsun hafifletilebileceğini ifade ediyor.

Aydın Ünal / Yeni Şafak

Bayram ve o boşluk

Oruç zor bir ibadet. Gündelik alışkanlıkları imsak ile iftar arasında terk etmek, bunu da bir ay süreyle yapmak kolay değil. Beden katlansa ruh zorlanıyor. Ancak kuluz, teslim olmuşuz, itaat etmişiz. Emredileni yapmak boynumuzun borcu.

Allah (C.C), teslimiyetini ve itaatini görüp, Ramazan boyunca bereketini ve dayanma kudretini engin cömertliğiyle kuluna bahşediyor. İftarlar küçük bayramlar; ayın sonunda sevinelim diye bir de büyük bayram armağan ediyor. Oysa aldığımız her nefes O’nun sonsuz rahmetinin eseri. Soframıza koyduğu her lokma sınırsız cömertliğinin göstergesi. Emrine itaat edip bir ay oruç tutan kulunu ne kadar seviyor ki, bayrama eriştirip fazladan ödüllendiriyor.

Bayram sadece büyük iftar mıdır? Yeme-içme özgürlüğüne yeniden kavuştuk diye mi yaparız bayramı? Sanmam. Fark ettiniz mi bilmem ama bayram sabahı başka bir sabahtır. O sabah doğan güneş farklıdır. O sabah çiçekler başkadır, kuşlar başkadır. O sabah bütün tabiat, tüm kâinat başkadır. Oruç tutan kul değil, bütün varlık bir bayrama uyanmıştır o sabah. İnsan yapımı değildir bayram. Bir uzlaşmanın, anlaşmanın eseri değildir. O gün bayramdır; çünkü yer bayram, gök bayram, su bayram, hava bayramdır.

Bayrama erişmek herkesin nasibidir de, bayram sabahının sevincine nail olmak öyle değildir. Şahsen bayram sabahları hiç olmadığım kadar hüzünlü olurum. Ramazan’ın son günlerine girince, “zor ibadeti tamamlıyoruz nihayet” diyerek sevinir ama bayram sabahının hüznünü hatırlayarak daralırım. Şu yaşıma geldim, sebebini çözemedim. “Herkes seviniyor, ben farklı olayım” diye mi acaba? Rahmet-i Rahman’ın somutlaşmış armağanı karşısında acziyet mi, ezilmek mi, “hak ettim mi ya Rab” duygusu mu acaba? Sevinmeyi bilmemekten olabilir mi ki? Yeryüzüne dağılmış acı ve zulmün kalbimizi karartması mı yoksa?

Bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var: Şimdilerde artık sevdiklerimizin yokluğu sınırsız bir boşluk misali bayram sabahında hüzün hançeri olup yüreğimize saplanıveriyor.

Bir yakınımız vefat edince, sağ olsunlar, eş-dost yalnız bırakmıyor, acıyı hafifletiyorlar. O eş-dost çekilip de yalnız kalınca hissediliyor o sınırsız boşluk; bir de bayram sabahlarında… Acının üzerinden ne kadar geçerse geçsin, bayram sabahı o yokluk, o boşluk gelip eve, sofraya bütün varlığını dayatıveriyor. Bütün ailenin toplandığı o sofrada bir tabak, bir kaşık eksik artık. Dağ gibi baba yok, kokusuna doyulamayan anne yok, ciğer pare kardeş yok, candan bir parça evlat yok. Bir kez daha fark ettik ki yok. Herkes farkında. Kimi gizlice gözyaşı döküyor, kimi yutkunuyor. Herkes susuyor. Herkesin bildiğini kimse konuşmuyor.

Yakın zamanda ailesinin bir ferdini yitirenler için, ama en çok da depremzedeler için en acı sabah bu sabah. 50 binden fazla ferdini yitirmiş bir millet için, o gidenlerin aileleri için en hüzünlü bayram bu bayram. 2,5 aydır, depremden sağ çıkanlar ayakta kalabilme mücadelesi veriyorlar. Gidenlere üzülmeye bile fırsat olmadı. Ama işte şimdi, bugün, bu sabah saat durdu. Camiden gelindi, çadıra veya konteynere girildi ve o sınırsız boşluk bütün atmosferi kaplayıverdi. Yokluk bütün ağırlığıyla varlığını hissettirdi işte. Bugün bayram sabahı ve o yok, onlar yok. Gerçekten yoklar. Gerçekten gitmişler. Olsalardı, bayram sabahı burada olurlardı. Bayramda yoklar, demek ki gitmişler. Şimdi anlaşıldı…

Allah’a hamdolsun ki Müslümanız. Öldükten sonra dirileceğiz, biliyoruz. Gidenlerin erken gittiğinin, vade dolunca kendimizin de gideceğinin farkındayız. Bak, Ramazan hilali bir yoklukla başladı, dolunay oldu, sonra yine kaybolup bayram hilali oldu. Geldik, öyleyse gidiyoruz. Kimi erken, kimi geç, hep gidiyoruz.

Hem ne buyuruyor ayet: “Bizden hüznü gideren Allah’a hamdolsun. O çok bağışlayıcıdır, şükre karşılığını verendir.”

Bugün bayram. Sevinmesi pek zor bir bayram. En buruk, en hüzünlü bayram. Ama Rabbimiz’in gücü her şeye yeter. Göğsümüzü ferahlat Allah’ım. Bizden tasayı al. Kalbimizi sürurla doldur. Bayramları bayram gibi yaşamayı bize nasip et. Bizi nice bayramlara eriştir Rabbim. Âmin.

Bayramınız mübarek olsun; nice bayramlar göresiniz inşallah.

Yorum Analiz Haberleri

Meğer ne büyük sapmaymış!
Kemalizmin şapka zulmünden dolayı bombalanan şehir: Rize
Allah'ın rahmeti olan aklımızı gerektiği gibi kullanalım
Magazinleşen Yenidoğan Çetesi ve unutulan bebekler
Yapay zeka çağında kontrol kimde olacak?