Doğan grubu, bir süredir “vergi kaçağı cezası”nın acısıyla acayip bir lobi faaliyeti yürütüyor.
Başta Yahudi lobisinin önde gelen isimleri olmak üzere mümkün olan bütün desteklerle Başbakan’a “Dur yoksa fena olur!..” mesajını vermeye çalışıyor.
AB’den aleyhimizde rapor çıkması için bastırmışlardı, bir ölçüde oldu.
ABD Senatosu’ndaki organizasyonlarla, çeşitli yabancı gazetelere yaptırdıkları haberlerle, yazdırdıkları yorumlarla baskılarını artırmayı hedeflediler...
(A.D.Yalçındağ’ın ABD’deki Yahudi lobisine Türkiye’yi şikayet ettiğine ilişkin haberler hafızalarınızda.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ı Rus lider Vladimir Putin’e benzetmek suretiyle ABD’lilere “şirin” mesaj vermeye çalıştığını da unutmamışsınızdır.
Vesaire vesaire baskılar!..)
¥
İşte...
Burada da...
Başbakan’ın, Tokat Reşadiye’de meydana gelen ve 7 vatan evladının şehit olmasıyla, üçünün de yaralanmasıyla sonuçlanan menfur saldırının ardından Obama ile diğer ABD ağır toplarından “terörle mücadelede daha yoğun bir işbirliği” için destek almaya uğraştığı günlerde, saat ve dakikalarda...
Hep birlikte “Doğan Şov” izliyoruz...
Öyle bir hava estiriliyor ki, Türkiye’de hükümete laf etmek mümkün değil.
Her televizyon, gazete ağır baskı altında.
Erdoğan’a yan bakanı anında götürüyorlar!..
İsmi bugüne kadar “malûm işlere” asla ve kat’a bulaşmamış, insan haklarına ve demokrasiye saygıda “zerre” kusuru olmamış, darbelere eklemlenmemiş, ne bileyim; “andıç” mevzularına filan asla girmemiş...
Ve buna ilaveten; vergisini “kuruşu kuruşuna” ödeme konusunda büyük hassasiyetini cümle aleme ispat etmiş bir grup...
Sırf “hükümetin hoşuna gitmeyecek haberler yaptığı için” bitirilmek isteniyor!..
¥
Washington’da Erdoğan’ın programlarını takip ederken, üç mevzunun her vesileyle gündeme getirilişine şahit olduk.
Soru mealleriyle ifade edecek olursak:
1- İran’la niçin bu kadar sıkı fıkısınız, İsrail’le ilişkilerinizi niçin bozuyorsunuz?..
2- Ermenileri soykırıma tabi tuttuğunuzu niçin kabul etmiyorsunuz?..
3- Dünyanın en dürüst medya gruplarından Doğan’ı bitirmeye çalışmanız basın özgürlüğüne sığar mı?..
¥
Döndüler dolaştılar...
ABD’de mûkim birtakım adamlar...
Dolaştılar döndüler, bunları sordular...
Willard Otel’de “Obama ile görüşmenizde Türkiye’deki basın özgürlüğü meselesi gündeme geldi mi?!” zırvasını bile ortaya atanlar oldu.
Beklentiye bak;
“Vergi alanındaki sıkıntılardan dolayı adamı anasından doğduğuna pişman eden” ABD’nin Başkanı, bizim Başbakan’ı...
“Doğan’a niye böyle yapıyorsun kardeşim!..” yollu fırçalayacak!..
¥
Başbakan orada bu tür absürd sorulara “Bu konu bu görüşmede neden gündeme gelsin?.. Yoksa Türkiye’den buraya gelip Türkiye’yi şikayet edenler mi var?” karşılığını vererek hafiften bir geçiştirme operasyonu yaptı ama...
Kurtuluş ne mümkün;
Aynı konu, John Hopkins Üniversitesi’nde de karşısına çıkartıldı Başbakan’ın...
Konferansın ardından “yazılı olarak” alınan otuz kadar sorunun aşağı yukarı üçte biri, “Doğan grubu”yla alâkalıydı!...
Sanırsınız ki, ABD’liler işi gücü bırakmış “Şu Doğan’ın hali ne olacak” diye düşünmekte!..
Böyle bir hava estirilince orada da...
Başbakan, “göz yumup ağız açma” noktasına teğet geçti...
¥
Kendisini frenleyerek söylediklerini aktaracak olursak...
Dur bakayım...
Evet, şöyle: “Birilerinin buralarda lobiler oluşturduğunu görüyorum. Türkiye’deki basın ABD’deki basından daha özgürdür. Bizde o kadar ileri gidiyorlar ki, Sayın Cumhurbaşkanımıza, bana ailelerimizi de işin içine katarak... Yerden yere vurmakla kalmıyor, hakaretler ediyorlar. Eleştirinin başımın üzerinde yeri var ama ABD’de birtakım çevreler, hakaretleri de basın özgürlüğü içinde görüyorlarsa... Bu konuları tartışalım...”
AL CAPONE İMASI
Bu arada, bir Al Capone dokundurması da oldu.
Bir süre önce, ABD’de 1930’lu yıllarda yaşanan Gangester Al Capone olayını hatırlatarak, “ABD’de de vergi kaçırılması ile ilgili sorunları olan kişiler var. Akla Al Capone geliyor. Çok zengin idi ancak hayatının geri kalan bölümünü cezaevinde geçirmek zorunda kaldı. Bu olaylar olduğu zaman hiç kimse sesini çıkartmadı” diyen Erdoğan, üniversitedeki konferansında yine Al Capone olayına göndermede bulundu: “Daha önce ABD’nin vergi olayları konusundaki hassasiyetini bir örnekle ifade etmiştim. ABD’nin bu konuda ne kadar hassas olduğunu biliyoruz!..”
Doğan grubu meselesinin birtakım çevrelerce lanse edilmek istendiği gibi basın özgürlüğü meselesi olmadığını “ABD”lilere izah etmek için de şunları söyledi: “Burada vergi noktasında bir sıkıntı olmuştur. Maliye rutin çalışmasını yapmıştır. ABD bundan dolayı bir tavsiye yapacaksa, Kongre’nin bundan dolayı bir çalışması olacaksa... Anlatsınlar görelim...”
¥
Evet...
Doğan bu tür işlerle uğraşıyor...
Bize gelince...
Biz memleket derdindeyiz, cep delik cepken delik.
Canlı yayınlar vermiş;
Soruyoruz ki Başbakan’a; “2007 Kasım’ında Oval Ofis’te PKK terörüne karşı ortak tavır takınılması konusunda önemli bir görüşme olmuştu. O günden bu yana 2 seneyi aşkın zaman geçti ve biz bu zaman içinde büyük sıkıntılar çektik. Şimdi geldiğimiz noktada, ABD desteğinden memnuniyet dereceniz nedir?..”
¥
Soru, Tokat Reşadiye’deki menfur saldırının peşinden geliyor...
İçinde, “ABD desteği yine lafta kalmasın” mesajıyla yüklü...
Başbakan’ın içinde bulunulan durumun nezaketine uygun bir cevap verdiği sorumuzu canlı yayında takip eden dostlarımız, arayıp tebrik sunuyorlar.
Biz de düşünüyoruz buralarda;
“El neyin derdinde!..”
VAKİT