Mümkün oldukça, tabanındaki duyarlı vatandaşların hatırına, MHP’ye eleştiri getirmemeye, MHP temsilcilerinin açıklamalarına hoşgörü ile bakmaya çalışıyorum.
Hatta eleştirmemek için, birçok açıklamalarını görmezlikten gelmeye çalışıyorum.
Ama gelin de, iki MHP’linin birden, benzer bakış açısı ile yaptığı şu açıklamalara sessiz kalın...
Biri; MHP’nin Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bölükbaşı.. Diğeri de Grup Başkanvekili Oktay Vural.
İkisinin de konuşmalarının ana teması, bugünü eleştirmek. Bu arada da, MHP’nin 1999 koalisyon ortaklığı dönemine alkış tutmak..
Ne diyor Bölükbaşı, birlikte okuyalım: “MHP 2.5 yıllık koalisyon hükümeti döneminde, AK Parti’nin 8 yıllık iktidarından daha çok iş yapmıştır.”
Adam bir defa, MHP’nin kaç yıl iktidarda kaldığını bilmiyor. 2.5 yıl dediği; 3.5 yıl..
Süreyi bilemeyince, ne icraat yaptığını da bilmiyor tabiî..
Cumhurbaşkanlığı koltuğuna, Necdet Sezer gibi birisini oturtarak, bugün dahi Danıştay’da, HSYK’da devam eden sol kafa hakimiyetine sebebiyet verdiklerinden habersiz, “iyi işler yaptıkları”nı sanıyor.
Oysa, daha eski yıllarda üniversitelerin diğer fakültelerinde uygulanan başörtü yasağı, MHP iktidarında, İlahiyat Fakülteleri’ne de sıçramıştı... Hatta hemen sonrasında da, ilk defa olmak üzere, MHP iktidarı döneminde, İmam Hatip liselerinde başörtü yasağı başlamıştı.
Bu gerçekleri bile bile, “2.5 yıllık dönemde daha çok iş yaptık” demek için, insanın gözlerinin görmüyor olması gerekir.
Hani bu sözü DSP’li bir milletvekili sarfetse, kendi partisi açısından söylediği doğru olabilir..
Gerçekten devlet kadrolarına, özellikle de belli kurullara sol kafaların yerleştirilmesi açısından, DSP-MHP-ANAP koalisyonu dönemi, oldukça başarılı(!) olmuştu..
Ama milliyetçi çizgideki MHP, sol kafaların kadrolara yerleştirilmesinden “başarı” ile nasıl bahsedebilir ki?
Bir MHP’li, başörtü yasağının İlahiyat Fakültelerine, İmam Hatip liselerine yayılmasını, “başarı” olarak nasıl görebilir ki?
Dahası var, katsayı adaletsizliği de, ilk defa MHPiktidarı döneminde başlatılmıştı..
Bunlar, Sayın Bölükbaşı’nın sözlerine cevabımız..
Peki Oktay Vural Bey ne diyor?
Onun da sözleri şöyle: “Sivil toplum örgütleri, meslekî kuruluşlar baskı altındadır, hak arayan işçilerimiz coplanmakta, gazlanmakta, ellerine kelepçe vurularak gözaltına alınabilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en karanlık, en baskıcı, en despot yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız.”
Sayın Vural, bu sözleri nasıl sarfediyor, anlamak mümkün değil.
Biz, MHP iktidarı döneminde, başörtü yasağı sebebi ile, İHL’lerin önünde gencecik öğrencilerin kelepçelendiğini unuttuk mu sanıyor Sayın Vural..
Bugün üç tane işçi coplanıyorsa; MHP iktidarı döneminde bırakın işçileri, İHL’li öğrenciler bile coplanıyordu.. Bunu unuttuk mu sanıyor Sayın Vural?
İHL’liler, okullarının kapısına kendilerini zincirle kilitlemiyorlar mıydı, MHP iktidarında?.. İlahiyat fakültesi öğrencileri, başlarını açmamak için, fakülte kapılarında, günlerce süren direniş eylemi yapıp, zaman zaman da karakollara götürülmüyorlar mıydı?
Sayın Vural bunları ne çabuk unuttu!..
Bir şey daha hatırlatayım Sayın Vural’a..
Kendi iktidarları döneminde; gözaltına alınanlar, kelepçelenenler İHL’lilerdi.. Mütedeyyin insanlardı. Nuh Mete Yüksel’in gözüne kestirdiği dindar insanlardı..
Yani, MHP’nin de bir anlamda tabanı olan insanlardı; haksızlığa maruz kalanlar..
Ya bugün?..
Bugün ise haksızlığa uğradığı ileri sürülenler, Doğu Perinçek ve onun İşçi Partili arkadaşları.. Sol kafalı İlhan Selçuk ve avanesi.. Bunlara bakarak mı, ülkenin despotluğa kaydığını söylüyor Sayın Vural?!
MHP iktidarı döneminde, MHP tabanı ile aynı çizgidekiler mahkemelerde sürünüyordu.. Oktay Bey bunu es geçiyor.
Şimdi; MHP düşmanları mahkemelerde hakim önüne çıkartılıyor.. Oktay Bey, bundan rahatsızlığını dile getiriyor!
Biz mi şaşırdık, MHP’liler mi şaşırdı?..
VAKİT